TOTAL DRAMA MORGANITE’S UNIVERSE BÖLÜM 1: Chris: Merhaba, Wawanakwa Adasından yayındayız ! Hostunuz Chris Mclean olarak yeni bir Total Drama sezonuyla karşınızdayız, sebebini anlayamadığımız büyülü bir şekilde yeni yarışmacılarımız başka bir evrenden katılıyorlar. 16 yarışmacı ve sadece bir kazanan bir milyon dolara sahip olacak ! İlk yarışmacımızı tanıyalım Astra ! *Astra tekneden iner ve etrafına bakar* Astra: burası bok kokuyor… neyse ezilecek 15 ezik varsa idare edebilirim Chris: A grubu olarak seni sol köşeye alalım. Astra: Grup başkanı ben mi olacağım, ilk geldim ya hani ? Chris: Hayır. Hayır olmayacaksın. Her neyse sıradaki yarışmacımız Beth ! *Beth tekneden çok zarif bir şekilde iner* Beth: Merhaba Chris, piyano çalabileceğim bir yer olacak mı ? *Chris pezevenk gibi güler ve kafasını sallayarak* Chris: Hahaha, hayır burada eğlenceli çok şey yok. Beth seni Astra’nın yanına alalım. İlk gelen 8 kişi sizin grubunuzda olacak. *Astra, Beth onun yanına gelince göz devirir* Chris: sıradaki yarışmacımız Nathaniel ! *Nathaniel tekneden iner ve Chris’in sadece yüzüne bakar* Chris: Ah..? Evet seni onların yanına alalım Nathaniel. Sıradaki yarışmacımız Roy ! *Roy, Beth’i görünce tekneden büyük bir neşeyle indi* Roy: Beth ! Seni gördüğüme çok sevindim. Chris: Sana da hoşgeldin Roy ! Diğerlerine katılıp takımınla kaynaş. *Roy koşarak Beth’e sarılır ve ikisi de mutluluktan zıplar* Chris: Sıradaki yarışmacımız Morganite ! *Morganite tekneden tam inerken ayağı takılır ve iskeleye düşer* Beth: Morganite ! İyi misin *Beth ile Roy hemen Morganite’ı kaldırmaya koşarlar* Chris: Evet Morganite takımınla şimdiden kaynaştın bile. *Morganite duraksadı ve hemen ayağı kalktı* Morganite: Takımım mı ? BETH VE ROY ! AYNI TAKIMDAYIZ YAŞASIN ! *Üçü de birbirlerine sarılıp zıplarlar* Astra: Ew, yeter artık ! Chris: Sıradaki yarışmacımız Will ! Will: Morganite ile aynı takımdayız bu güzel. Morganite meclisin bana daha önce vermiş olduğu- *Morganite, Will’in sözünü keser* Morganite: Evet Will biliyoruz ! Beni ya koruman lazım ya da kendini feda etmen ama şu anda bir yarışmaya koyulduk ve tek istediğim biraz olsa da eğlenmek ! *Will susup takımının yanına geçer, yüzü asılır* Chris: İşte Leaf geliyor ! *Leaf bottan sırıtarak indi* Leaf: Eee nasıl buldunuz ? ÇOK EĞLENECEĞİZ ! Morganite: Leaf ! Bizi bu gerçekliğe kapatıp bu saçma şovu oynatacağına inanamıyorum ! neyiz biz piyon mu ? Leaf: Benim için evet öylesiniz ama sorun yok yemin ederim hile yapmayacağım ! Nathaniel: Sadece kendi gerçekliğini yaratırsın anca sen *Leaf’in bir gözü atar ancak sinirlenmemiş gibi yapar* Leaf: Hahaha, Nathaniel sen hep komik misin ? Astra: Aslında ben eğleniyorum, sağ ol Leaf. Chris: Dramayı sonraya bırakın ekran süresi azalıyor ! sıradaki yarışmacı Avigail ! Avigail: Aranızdaki en güçlü yarışmacı olarak bu soktuğumun yarışmasını kazanacağım. Leaf: En güçlü ha ? *Avigail biraz çekinir* Avigail: Hile yapmazsan ve mutlak gücünü kullanmazsan evet ! Morganite’ın kıçını tekmelemek için sabırsızlanıyorum. *Will ve Leaf birbirlerine bakıp sırıtırlar* Chris: Evet sizler 8 kişi ile A grubusunuz ve isimleri sonra belirleyeceğiz şimdi diğer takıma geçelim ! Diğer takımdan ilk yarışmacımız Bordon ! *Bordon iskeleye üzüntüyle ayak basar* Roy: Olamaz ! Bordon bizim takımımızda değil, bu çok kötü. Bordon: Pekala Chris, bütün arkadaşlarım orada bu sence de adaletsiz değil mi? Chris: Yok. Diğer yarışmacımız Angie ! Angie: Ah, sonunda gücümü gösterebileceğim bir yarışma. *Angie, Bordon’la aynı takımda olduğunu fark eder* Angie: Naber Bordon, merak etme ilk seni yollamayız uslu olursan çünkü şahsen ben büyük ihtimalle kaptan olup oyları yöneteceğim. Bordon: Göreceğiz Angie. Angie: Seni kesinlikle eleyeceğim Bordon. *Bordon göz devirir ve arkadaşlarıyla aynı takımda olamadığı için kendini savunmasız hisseder* Chris: Sırada Karol var ! Karol: Ah, Angie ile aynı takımda mıyım ciddi mi bu ? Neyse en azından güçlü bir takım olacağımızı kabul etmek gerekiyor. Angie: Sen benimle yarışamazsın Karol. Karol: Doğru senle aynı seviyede değilim Bordon: Nesiniz 13 yaşında falan mı ? *Angie ve Karol birbirlerini ne kadar çok sevmeseler de Bordon’a sert bir bakış atarlar* Chris: Sırada Cyril ! *Cyril gözlüğünü çıkardıktan sonra ve iskeleye adım atar* Chris: Cyril, seni Bordonların yanına alalım. Cyril: Takımımız harbi sağlam ha, bak bu iyi. Keşke karşı takıma da biraz kas gücü verseymişsin Chris. *Morganite ve Beth birbirlerine endişeli bakışlar atarlar çünkü tüm düşmanları Bordon’a karşı tek bir takımda toplanıyorlar* Chris: Ve Adel geliyor ! Adel: Şimdiden söyleyeyim karşı takım ilk iki yarışmayı kaybediyorlar haha. Cyril: Adel diyorsa kesinlikle inanırım, adamım. *Adel ile Cyril el çakışırlar* Chris: Ve Wayne geliyor ! *Wayne tekneden iner ve ortamdaki soğukluğu hisseder* Wayne: Selam takım .. ? Bordon: Wayne ! Ah sonunda en azından benden tam anlamıyla nefret etmeyen bir takım arkadaşım var. Buna inanabiliyor musun ? TAKIMDA SEN VE BEN DIŞINDA HİÇ İYİ BİR İNSAN YOK ! Cyril: Sen bir sus be ! *Cyril, Bordon’u itip Wayne’in omzuna kolunu atar* Cyril: Wayne, Morganite ile aynı takımda olmadığına o kadar sevindim ki anlatamam ! O eziklerin takımında eminim ki harcanır biri olurdun. Morganite: Pekala yetti bu kadar ! *Morganite, Cyril’in üstüne doğru yürümeye başlar ve Wayne hemen araya girer* Wayne: WOW ! Durun durun ! Tamam bir şey yok. Hey Morganite sorun yok. Biliyorsun benim arkadaşlarım böyle. Morganite: Arkadaş çevreni daha iyi seçmelisin Wayne. Chris: SON OLARAK ROSA VE HAZEL GELİYOR ! *Rosa ve Hazel birbirlerinin kollarına girmiş bir şekilde bottan inerler.* Rosa: Ah ! İnanamıyorum Wayne, Adel ve Cyril bizim takımda ! Hazel: Arkadaş grubumuzun hepsi aynı takımda, Ah biz bu oyunu kazandık bile ! *Bordon kendini güvende hissetmiyordu* Chris: Evet kampçılar iki takım da belirlenmiş oldu. Sıska Kaçanlar: Astra Beth Nathaniel Roy Morganite Will Leaf Avigail Kırmızı Yılanlar: Bordon Angie Karol Cyril Adel Wayne Hazel Rosa Chris: Kampçılar, kabinlere yerleşin yarın ilk oyununuz oynanacak. *Beth, Bordon, Morganite, Will, Roy kabinlerin önündeki boş olan çardaklara otururlar* Bordon: Ah İnanamıyorum ! Eğer takımımız tek bir oyun kaybederse ilk giden ne olursa olsun ben olacağım ! Morganite: Benim bir fikrim var. Arkadaşlar Bordon’un gitmemesi için bilerek kaybedelim. Nasıl olsa oy çoğunluğu bizde. Will: Bana uyar. Beth: Zekice ama eğer Leaf ve diğerleri bu olayı bulurlarsa beraberlik olabilir. Morganite: Astra’yı kimse sevmiyor onun oyunu almak kolay olacaktır. Tehdit ederiz sıkıntı yok. Bordon: Teşekkürler arkadaşlar size güveniyorum ! *Cyril, Adel , Rosa , Hazel ve Wayne iskelede oturuyorlardı* Cyril: Kaybedersek ne olursa olsun ilk Bordon’u eliyoruz, anlaştık ? *Wayne bakışlarını devirir* Rosa: E zaten. Wayne: Arkadaşlar, oyunu neden adil oynamıyoruz onun yerine ha ? Adel: Eğer Bordon gitmezse ilerde takım olup oy çoğunluğuna sahip olabilirler, mantıklı düşünmelisin Wayne. Duygusal değil ! Wayne: Neyse zamanı gelsin düşünürüz. *Wayne bir süre iskelede oturduktan sonra erkekler kabinine geri giderken Morganite onu yolda çevirir* Morganite: Wayne, biz takımca oyunu bilerek kaybedeceğiz ki Bordon gitmesin. Hem böylelikle takımımızdaki düşmanları da eleyebiliriz. Wayne: Pekala ben arkadaşlarımla Bordon’u eleme konusunda konuştuk ve onlara adil olmalarını söyledim yani siz de lütfen adilce oynayın, olur mu ? Morganite: Wayne !? Arkadaşımı haksız bir şekilde eleyecekler diyorum ! Wayne: Biliyorum Morganite elimden geleni yapacağım ama iki tarafı da desteklemiyorum bunu bil ! *Wayne erkekler kabinine girer ve Morganite öylece dışarıda kalakalır* *Avigail, Morganite’a doğru seslenerek gelir* Avigail: Hey Morganite. Fark ettim de oy çoğunluğu sizde ve şey… Eğer kaybedersek, beni oylamamaya söz verirsen seninle beraber oynayacağım söz veriyorum. Seni asla yarı yolda bırakmayacağım söz veriyorum ! Morganite: Gerçekten mi ? Avigail: Evet lütfen kaybedersek beni oylama. Oy vermemi istediğin kişiye veririm ilerde SÖZ ! Morganite: Pekala, kabul ediyorum. Avigail: Yaşasın, Bir tanesin Morganite ! Görüşürüz. *Avigail arkasını döndüğü gibi yüzünü ekşitir ve uzaklaşır* *Wayne erkekler kabinine girer ve içerde Leaf ile Nathaniel oturuyordu* Leaf: Hey Wayne. Hangi yakın arkadaşın tarafından üzüldün bu sefer ? Wayne: Yürü git işine Leaf. *Nathaniel okuduğu kitabı bırakır ve onları dinlemeye başlar* Leaf: Morganite ile seni dışarıda konuşurken gördüm. Yine mi kıskandı seni yoksa ? Wayne: Leaf seninle şu an uğraşamam. Harbi diyorum bak. Leaf: Of, tamam be ! senle de eğlenilmiyor *Leaf kabinden dışarı çıkar ve Astra arkasında belirir* Astra: Gerçekten Morganite salakları ile beraber mi oy vereceksin? Leaf: Astra eğer gerçekçi olacaksam seni gerçekten seven kimse yok, yani evet Morganite ile oy vereceğim. Ayrıca işime geliyor, Anlarsın ya. Astra: Gizli bir ittifak ile finale gidebiliriz aslında. Leaf: İyi deneme ama sana ihtiyacım yok finale kalmak için *Ve Leaf ormana doğru yürür. Gece olur ve herkes uyur. Yarın olur ve yarışma zamanı gelir. Chris büyük bir megafonla bağırarak konuşur* Chris: Kampçılar uyanın ve ilk yarışmanız için orman yolundan ilerleyin ! *Takımlar yerlerini alır ve Chris yarışmayı açıklar* Chris: Bugünkü yarışmamız güç uygulanan tarzdan olacak. Karşı takımdaki rakibinizi dövüşte aşağıya indirmeniz gerekiyor. Morganite: Ne ama bu haksızlık ! Gücü olmayanlar ne yapacak ? Leaf: Onu ben hallediyorum şimdi. *Leaf parmağını şıklatır ve herkesin gücünü alır* Angie: Hey, kendi güçlerini de alsana ! Leaf: Almazsam eğlencesi kalmazdı zaten, merak etmeyin hile yapmayacağım. Chris: Pekala karşılaşma ilk olarak Beth Cyril’a karşı olacak ! *Oyun alanına geçilir Beth: Pekala ben pek dövüşmeyi bilmi– *Cyril, Beth’e yumruk atar ve yere serer* Chris: Cyril sayıyı aldı ! Cyril: Bu eziklere bu yarışmada kaybedersek çok gülerim hahaha Chris: Sırada Leaf ile Adel *Oyun alanına geçerler* Adel: Hile yapma tamam mı ? Leaf: Seni ve herkesi güçlerim olmadan bile yenerim ben. *Leaf, Adel’e doğru koşar ve bir tekme atıp onu yere serer. Adel Leaf’in karnına vurur ancak kalkamaz* Chris: Leaf kazandı ! Sırada Nathaniel ile Bordon. Nathaniel: Ah güçlerim yokken ne yapacağım ! Bordon: AAAAAA !! *Bordon yumruğunu yukarı kaldırıp Nathaniel’a doğru koşar tam ona vuracakken Nathaniel da Bordon’a vurur ve ikisi de yere düşer* Chris: Vay be. İkisi de elendi ! Sırada Astra ile Angie Astra: Yerinde olsam çoktan çekilirdim kızım. Angie: Gerçekten çok komiksin Astra! Astra: Ah siktir doğ– *Astra suratına yumruk yer ve yere düşüp kaybeder* Nathaniel: Argh Leaf ! Güçleri gerçekten almak zorunda mıydın senin yüzünden sayı alamıyoruz. Leaf: Eğer güçlerle oynasaydık onlar yine avantajlı olacaktı birazcık düşünerek konuşsana aptal seni. Nathaniel: Her neyse Chris: Sırada Roy, Hazel’e karşı ! Hazel: Naber Roy, yüzünün dağılmasına hazır mısın ? Roy: Bu ilk yarışma hiç de adaletli değil ! *Hazel, Roy’a doğru koşar ve onu havaya kaldırıp uzağa atar daha sonra da üzerine atlar* Bordon: Hey ! Biraz fazla mı ileri gittin Hazel ? Hazel: Ah, lütfen kapa çeneni şurda sayı kazandırdım takıma. Bordon: Roy iyi misin ? *Roy öksürerek* Roy: İyi değilim gibi… *Bordon, Roy’u yerden kaldırır* Chris: Sırada Will, Rosa’ya karşı ! Will: Haha, şaka gibi Rosa’ya karşı mı haha. Rosa: Kahretsin birisi Morganite’a vurdu ! Will: Bekle kim ? Morganite: Siktir ! HAYIR WILL ÖNÜNE BAK ! *Will arkasını döner ve dikkati dağılır. Rosa bunu fırsat bilip Will’e vurur ve çelme takıp onu yere düşürür* Rosa: Gerçekten aklını hiç bir gram kullanmıyorsun Will *Morganite, Will’in yanına koşar ve elini uzatır* Morganite: İyi misin ? Will: Evet ama dikkatsizliğim ve saflığım yüzünden yine sayı kaybettik … Morganite: Çok kurnaz oynuyorlar ve ayrıca bizden fiziksel anlamda da çok güçlüler, ne yapacağız ? Avigail: Umarım bir sonrakine ben çıkarım ve onlara günlerini gösteririm ! Chris: Sırada Wayne ile Morganite ! Morganite: NE Wayne: NE *İkisi de yerlerini alırlar* Morganite: Pekala hadi beni yere ser ve kazan Wayne: Hayır… Morganite dene ! Morganite: Sen bana saldırmayacak mısın hah, peki !. *Morganite Wayne’s doğru son hücumla koşar ve Wayne kendini defansa hazırlar ve Morganite geldiğinde ona çelme takar yanlışlıkla* Chris: WAYNE KAZANDI ! Ve her ne olursa olsun Kırmızı Yılanlar skor olarak öndeler ve bu yarışmayı kazanıyorlar ! Sıska Kaçanlar bu akşam benimle iskelenin yanındaki kampts buluşun, aranızdan birini oylayıp yarışmadan atacaksınız. *Akşama doğru takım kimin gideceğine karar veriyorlar* Astra: Pekala aranızda karar verin ben hiçbir şeye karışmak istemiyorum. Morganite: Tek kazanan Leaf’di. Onu oylayamayız, zaten normalde de oy vermem amaaa… Roy: Astra nasıl olur ? Astra: Niye ben velet ? Roy: Ne dediğine dikkat et ! Beth: Astra güçlü bir takım arkadaşı, hiç işe yaramayan birini atmamız lazım, sosyal anlamda da kötü olan biri *Bütün gözler Nathaniel’a çevrilir* Nathaniel: Gerçekten mi ? Ben ne yaptım ? Leaf: Bir şey demedik bile mal. Nathaniel: Of, ben dışarı çıkıyorum karar verin siz. *Nathaniel çıktıktan birkaç dakika sonra da Astra ile Avigail dışarı çıktılar ve Nathaniel’ın yanına gittiler* Astra: Ben Morganite’a verelim diyorum. Nathaniel: Bana uyar ama oy çoğunluğumuz yok ki. Avigail: Aramızdan biri elenirse diye söylüyorum ki Morganite ile dün anlaşma yaptık, beraber oy vereceğiz ama tabi ki yalan söyledim. İleride onu eleyeceğiz ve ben sürekli Morganite’a oy vereceğim. Astra: Umarım da yapabiliriz çünkü yine de kaybedersek sıradaki elenenler biz olacağız. *Oylama zamanı gelir, oylar verilir* Chris: Elimde görmüş olduğunuz gibi 7 tane yumuşak şeker bulunmakta. İsmini söylediklerim gelip yumuşak şekerlerini alsınlar İsmini vermediğim kişi utanç iskelesinden tekneye binip geri dönecektir ! *Morganite oy verdikten sonra confessional için o pis tuvalete gider* Morganite: Pekala bu yere ilk giren benim galiba ve sanırım bir şeyler hakkında konuşmak içinmiş burası. Hah pekala şimdi diğerleri oy verirken ben konuşayım bari. Şahsen neredeyse tüm takımı Nathaniel’a vermesi için ikna ettim çünkü Leaf’e karşı açıkçası tavrı çok kabaydı. Hani Leaf’e bayıldığımdan değil tabi ama… Chris: Oylarınızı verdiniz, isimlerinizi söylüyorum ! Chris: Avigail ve Roy ! Roy: Yaşasın ! Chris: Astra, Beth ve Will güvendesiniz. *Beth ve Roy birbirlerine telaşla bakarlar* Chris: Leaf, sen de güvendesin. Evet geri kalanlar; Morganite ve Nathaniel. Elimde görmüş olduğunuz son yumuşak şekerin sahibi … Morganite. Morganite: Üzgünüm Nathaniel *Morganite kıkırdar* Nathaniel: Çok belliydi argh, bu şekil takım olacaksanız zaten kazanırsınız siz ezikler ! Leaf: Çok ağlama ve kaybol. Chris: Nathaniel utanç iskelesi seni bekliyor. Nathaniel: Gerçekten tam anlamıyla hiçbir şey yapmadığım için mi eleniyorum anlamadım ? YANLIŞ BİR ŞEY YAPMAMIŞTIM. Oy çoğunluğu onlarda ise benim suçum ne ? Leaf bu şov bittikten sonra bunu izlersen diye söylüyorum canın cehenneme. *Nathaniel tekneye biner ve adadan gider* Chris: Evet geride 15 yarışmacı kaldı. Daha fazlası için Tamamen Drama Adası’nın ikinci bölümünü kaçırmayın ! BÖLÜM 2: Chris: Drama Adasının 2.bölümüne hoşgeldiniz ! Geçen bölüm Nathaniel elenmişti ve birkaç dramaya şahit olmuştuk. Daha çok drama için takipte kalın. TAMAMEN DRAMA ADASINDA ! *intro* hey whats up im here to slay don't know why the rest even bother to stay … *Sabah olur ve Morganite uyanıp dışarı çıkar iskelede suyun kenarında oturur* Leaf: Günaydın Morganite. Morganite: Sana da günaydın Leaf. Leaf: Dün oylanmadığın için çok mutluyum. Gideceğini düşünmüştüm Morganite: Aynen müthiş. Morganite: Pekala biliyorum ki Leaf benle sadece taşşak geçiyor, her zaman yaptığı şeyler bunlar ama bu sefer izin vermeyeceğim. *Erkekler kabini* Cyril: Hey Wayne şuna bak. *Adel Bordon’un yattığı ranzanın çivilerini söker ve Bordon kendini yere hızlıca çakılı bulup uyanır* Wayne: Hey, kesin şunu millet ! Roy: Ne yaptığınızı sanıyorsunuz hey ! Bordon: Orospu çocukları ! Adel: Ne dedin sen. Roy: Duydun ya, sağır mısın ? (bu karakter küçük ondan böyle velet gibi konuşuyo) Bordon: Ne dediğimi göstereceğim sana Wayne: KESİN ŞUNU ! Adel: Wayne yoksa arkadaşların yerine Bordon’u mu destekliyorsun ? İnanamıyorum sana. Wayne: Hayır öyle olduğundan değil ! Be- Cyril: Bence Bordon şaka kaldırmayı öğrenmeli, bebek olmamalısın. Will: Hey, Bordon ile uğraşmayı kesin derhal. Ve o bozduğun ranzayı da düzeltiver hemen çabuk ! Adel: Aman be. Bordon: Pekala bu takıma daha fazla katlanamıyorum ARRGH ! Neden tüm düşmanlarım benim takımımda..? Bugünkü yarışmayı kaybedersek kesinlikle eve gidiyorum demek bu. *Kızlar kabini* Rosa: Günaydın kızlar. Hazel: Kaybedenlere de mi günaydın diyeceksin gerçekten mi ? Astra: İyi ki de bi kazanmışsınız he. Beth: Hey kitabımı gören oldu mu ? Gece uyuyakaldığım için elimden düşmüş olmalı ama bulamıyorum … *Hazel ile Rosa kıkırdaşırlar* Beth: Siz ikiniz neye gülüyorsunuz be ! Rosa: Ay hiçbir şeye. Bu kadar inek olmana gülüyoruz o kadar. Beth: Beyne sahip olmak güzel. Şimdi kitabımı geri ver ! Rosa: Bende değil ki ! Hazel: Bende de değil. Beth: AAAAAAAAAAAAAAAAAA ! Avigail: Yapmayın kızlar, hadi kitabını geri verin. *Göz kırpar* Hazel: Argh… Al. Beth: Teşekkür etmemi beklemeyin. *Beth kabinden dışarı çıkar ve Avigail onu takip eder* Avigail: Sen onlara aldırma canım. Beth: Sağ ol Avigail. Beth: Pekala… Avigail’i asla sevmiyorum ama belki de o kadar kötü biri değildir. İnsanlara ikinci bir şans vermeyi öğrenmem lazım. Chris: KAMPÇILAR SABAH TAM ONDA SAHİLDE OLUN YENİ YARIŞMANIZ OLACAK ! *Herkes sahile gelir* Chris: Bugünkü yarışmanız adanın diğer ucuna kadar yarışıp motoryatlar ile karşıdaki küçük adaya inmek olacak. İlk giden takım en hızlı motoryatı alacak ve karşıdaki adacığa inip bana getireceğiniz büyük sikkeyi bulmaya çalışacaksınız. Büyük sikkeyi getiren ilk takım bu geceki elemeden kurtulacak. Kaybedenler birini eve gönderecek. *Yarışmacılar adanın diğer tarafına doğru koşmaya başlarlar* Cyril: Hey takım, diyorum ki bilerek kaybedip Bordon’u mu atsak ? Adel: Oyumu alır. Hazel: Benim de Rosa: Benim de Wayne: Hey ! Hayır oyunu bilerek verip kimseyi haksız yere oylamayacağız. argh ! Wayne: Pekala arkadaş grubumdaki herkesle aynı takıma düşmek bir bakıma iyiyken bir bakıma da kötü çünkü diğer tarafta Morganite var ve onun arkadaşı Bordon’u haksız yere oylarlarsa Morganite bana çok darılacak… Tarafsız olmanın cezası trip yemekse bilemiyorum… Kaybetsek de ben oyumu Bordon’a değil kendime veririm aksi takdirde adaletli olduğunu düşünmüyorum. Cyril: Öf aman be Wayne, kaybetmeye lüzumum yok zaten. Cyril: Bir gün illa ki kaybedeceğiz ve o zaman Bordon gidecek ! Avigail: Hey ! Hızlansanıza ! Diğer takım bizden oldukça önde şu an. Beth: Gördüğün gibi çok da sportif *Nefes alıp verir* Değiliz. Leaf: Hızlanmak mı istiyorsun? Peki. *Leaf, Avigail’i taşıyıp koşmaya başlar ve Morganite kaşlarını çatar* Morganite: Beth, bunu gördün mü argh ! Beth: Neyi… *Zor nefes alıyordur ve ikisi de durur* Morganite: O neydi öyle ? Leaf niye böyle bir şey yaptı ARGH ! Avigail ile olan ittifak şu anda bitmiştir ama ona söylemeyeceğim. … Leaf: Gördüm kü kaybediyoruz o zaman hazırdan elenecek kişiyi seçelim dedim. Biliyorum ki eğer Avigail’e yakınlaşırsam Morganite kafayı yiyecek ve ona oy verecekler. Hahaha, Avigail’den nefret ediyorum. Cyril: İşte bu ! ilk gelen takım biz olduk ! Çabuk herkes en hızlı olan motoryata binsin hadi hadi hadi ! *Tüm takım motoryata atlar* Will: Ah olamaz ! Çoktan hızlı olan motoryatı onlar almış, siktir. Herkes çabuk yavaş olan motoryata ! Astra: Bu şeyi sürmeyi ben biliyorum inanın bana Will: Ah, hayır inan bana Astra senden fazla kaptanlık yapmışımdır. Astra: Dedi Morganite’ın kölesi. *Will sinirlenip Astra’yı tekneden iter ve Astra suya düşer* Will: Bütün yolu yüz de gel bakalım ! Astra: ARGH WILL ! SENİ ÖLDÜRÜCEM. Morganite: Eh bana kalırsa da yüzerek gelsin. *Diğer herkes de kafa sallar ve diğer adaya doğru yola çıkarlar* Cyril: Pekala ben ve Wayne ormanda arayacağız sikkeyi Wayne: Ha ? Hazel: Ben ve Rosa kumlarda arayacağız Adel: Ben ve Karol da mağaralara bakacağız. *Bordon Angie’ye bakar* Angie: Evet sana kaldım maalesef. Ama bunu istediğim için yaptığımı sakın sanma Bordon: Aman be. Neyse ne bize neresi kaldı bakacak ? Angie: İçimden bir ses ağaçların en üstünde diyor. Bordon: Saçmalama, mümkün değil onu akıl etmemişlerdir. Angie: Aletlerimden birini deneyelim o zaman. X-Ray dürbün ! Bordon: Bu çok fena bir şey, harika ! Angie: İnsanlar fiziği sevmiyor ama… Fizik hayattır. Will: Çabuk, in in in in in ! *Herkes motoryatdan iner* Will: Şimdi herkes gruplara ayrılsın ve karış karış her yeri arasın ! Beth: Morganite, ben ve Roy ormanlara bakacağız. *Astra sudan yüzerek gelir* Astra: Will, seni yok edeceğim ! GEL BURAYA ! Will: AAH !! *Astra ile Will kavga etmeye başlarlar* Leaf: Argh, mankafalar. Avigail geliyor musun ? Avigail: Ah ! Tabi ki Leaf. *Morganite arkasını döner ve Avigail ile Leaf’e sinirli bir şekilde bakar* Leaf: Planım sanırım işliyor. Morganite kıskançlıktan kafayı yiyor. ahhahah Cyril: Argh, nerde bu sikke ! Wayne: Ah, bilmiyorum. Siktir ya kaybetmek istemiyorum… Cyril: Bordon’u yollamak istemiyorsun anlaşılan. Bize karşı oy vereceğinden korkuyorum Wayne… Wayne: Hayır kaybetmek istemiyorum çünkü buraya kazanmaya geldik. Yani tam anlamıyla değil ama. Cyril: Neyse ne, sadece söylemek istedim. *Bordon ağaca çıkmaya çalışır ama düşer* Bordon: Ah ! Nasıl çıkacağız oraya ? Angie: Pekala ben deneyeyim sen de o sırada diğerlerini çağır bulduğumuzu söyle. *Bordon ormana doğru koşmaya başlar* Adel: Hey, Karol şunu dinlesene. *Büyük bir hırlama sesi duyulur* Karol: A-Adel… Bu… Bu bir ayı olmasın ? Adel: Ah saçmalama lütfen ayrıca ayı da olsa eminim ki kolay bir şekilde onu alt edebiliriz. Karol: Leaf tüm güçleri yasakladı hatırlasana ! Adel: Oh… *Ayı onlara doğru koşmaya başlar* Adel: AAAAAAAAH ! Karol: AAAAAAAAH ! *İkisi de ayıdan sahile doğru kaçarken Angie’yi ağaca tırmanırken görürler* Adel: Angie ! Bize yardım et ! Angie: OHA AYI ! Ama sikke burada… Argh neyse ne ! *Angie ağaçtan ayının üzerine atlar* Karol: İyi misin ? Angie: Ben iyiyim ama sanırım ayı bayıldı. Neyse ikinizden biri şu ağaçtaki sikkeyi alsın da bitiş çizgisine gidelim ! Diğer takım kendi sikkelerini bulmuşturlar bile ! *Bordon ormanda bağırırken en sonunda Cyril ile Wayne’i bulur* Wayne: Ne oldu Bordon ? Bordon: Angie ile sikkeyi bulduk çabuk hadi gelin ! *Herkes sahilde toplanır* Cyril: Pekala herkes hazır mı ? Hazırsanız gidelim ! *Cyril motoryatı başlatmaya çalışır ancak bir şeyler ters gider ve çalışmaz* Roy: Şimdi nah gidersiniz. Adel’in motoryatta bıraktığı çanta sizinkini bozmak için çok işe yaradı hahaha Beth: Gerçekten bizimle uğraşmayın. Hazel: Ah ! inanamıyorum. Adel çabuk şu aptal motoryatı düzelt ! Adel: Tamam hallediyorum ! *Morganite elinde kendi takımının sikkesiyle gelir* Morganite: Roy, Beth ! Hadi geri dönelim hahaha ! Rosa: Müthiş ! Neden birini burda bırakmak aklımıza gelmedi ki ? Karol: Bordon ve Angie sahildeydi ve en son Angie sikkeyi toplamaya çalışıyordu ama Bordon ortalarda bile yoktu ! Bordon: Ne ? Hayır ben Wayne ile Cyril’i çağırmaya gitmiştim- Cyril: Ah, yalan söyleme en azından yüzsüz seni. Wayne: Hakkını yemeyin doğruyu söylüyor, bizi çağırmaya gelmişti. Neyse düzeltin şu koduğumun motoryatın da gidelim ! *Will ile Astra hala birbirlerine dalıyorken Morganite, Beth ve Roy geri döner* Morganite: Hey kesin şunu artık ! Astra: Will, kaybedersek öldün. Roy: Diğer takımın motoryatını bozduk, artık binip kazansak mı bugünün yarışmasını ha ? Morganite: Bekle ! Leaf ile Avigail nerede ? *Leaf, Avigail’i kucağında tutmuş geliyordur* Morganite: HAA !! Leaf: Pardon geciktik. Pekala sikkeyi bulmuşsunuz ! Aferin Morganite, böyle devam. *Herkes tekneye biner* Will: Astra tekrar yüzeceksin ! *Will, Astra’yı tekneden tekrar iter ve Astra suya düşer* Avigail: Hey bence buna gerek yoktu. *Adel ve Cyril sonunda motoru çalışmayı başardılar* Cyril: Sonunda ! Hadi hadi herkes binsin ve tüyelim şuradan. *İki teknede baş başa gidiyordur ancak kaptan Cyril yanlışlıkla kayalığa çarpar ve motoryat çalışmayı durdurur* Wayne: Siktir ! Herkes iskeleye doğru yüzsün çabuk çabuk kaybedemeyiz. Hazel: Ay saçım ! *Kaptan Will herkesi iskeleye önceden götürür* Will: WUHUUU KAZANDIK YAŞASIN ! Morganite: Yaşasın ! Beth: Yey ! *Cyril ve takımı da en son ulaşırlar* Cyril: Ah inanamıyorum kaybettik ! Hepsi Roy ve Beth’in sabotajı yüzünden ARGH ! Chris: Durun bakalım orada. Sizin hepiniz buradasınız ancak. Onlarda biri eksik gibi. Will: Ah olamaz, Astra… *Astra iskeleye en son çıkan olur* Chris: Ve Sıska Kaçanlar grubu takım arkadaşlarından birini geride bırakarak kaybettiler ahahah. Kırmızı Yılanlar Bu akşama güvendesiniz. Astra: Tebrikler Will, Senin yüzünden kaybettik. Eğer beni oylarsanız hepinizin kabusu olurum. *Sıska Kaçanlar takımca kabinlerinde toplanırlar* Leaf: Ben Astra’ya oy verme taraftarı değilim. Avigail: Neden Leaf ? Bitiş çizgisine en son o geldi. Astra: Pekala Avigail ile daha yeni anlaşmışken böyle yapması çok sinir bozucuydu o yüzden bir şeyler demeliydim. Astra: Pekala daha fazla saklayamayacağım. Will beni ne kadar suya atıp kaybetmemize neden olsa da ben Avigail’e vereceğim. Avigail: Ne ! Niye ben ? *Leaf tek kaşını kaldırır ve Morganite Astra’nın dediklerini dikkatle dinler* Astra: Morganite. Avigail bir önceki elemede sana oy verdi ve seninle sahte bir ittifak yapıyor, haberin olsun. Morganite: Eğer bunu tahmin etmesem salak olurdum zaten haha. Avigail: Ne ? yalan söylüyor bu doğru değil, kanıtlasana. Astra: Kanıtlayamam belki ama beni oylarsanız bilin ki buradaki iki seçenek Will ya da Avigail’dir, ben değil. Yanlış bir şey yapmadım bile ! Will: Bana istediğin kadar bok at ama beni sinirlendirdin ! *Astra güler* *Morganite, Roy ve Beth dışarıda kime oy vereceklerine karar verirler* Morganite: Ben Avigail’e vereceğim. Yani kesinlikle Will oyunu bize kaybettirmedi ama sonuçta LEAF İLE AVİGAİL NE ALAKA HAKSIZ MIYIM, SEN KİMSİN ! Beth: uhm… Morganite: Yani, Will bizi tüm oyun taşıdı ve Astra’yı suya attı diye kaybettiğimiz için onu oylayamayız. Hala işimize yarayabilir. Astra da yanlış bir şey yapmadı. Avigail geçen elemede arkamdan iş çevirmiş inanabiliyor musunuz ? O kadar anlaşmıştık. Beth: Pekala o zaman Avigail. *Herkes oylarını verir ve kamp ateşi etrafında toplanırlar* Chris: Kampçılar elimde altı tane yumuşak şeker var. İsmini söylemediğim derhal utanç iskelesine yürüyüp yarışmaya veda edecek. İlk yumuşak şeker Leaf. *Leaf yumuşak şekerini alır* Chris: Roy ve Beth. *Roy ve Beth birbirlerine sarılır* Chris: Morganite. Chris: Ve Astra şok edici bir şekilde. *Astra gülümseyerek yumuşak şekerini almaya gider* Chris: Ve son bir yumuşak şeker kaldı… Son yumuşak şekerin sahibi… *Will ile Avigail telaş içindedirler* Chris: Will. Will: Hahaha ! Yaşasın, yüzünde patlasın ! Avigail: Ne ! Şaka yapıyor olmalısınız, Will yüzünden resmen kaybettik ! Chris: İşin ilginç tarafı sana karşı 6 oy var yani herkes sana vermiş ! Avigail: Leaf ? ARGH ! Leaf: Evet ? Avigail: Neyse ne, götürün beni burdan. *Avigail utanç iskelesinden bota biner ve yarışmaya veda eder* Leaf: Chris niye oyları açığa vurdu ki, salak mısın sen ? Morganite: Aslında düşününce en güçlülerden birini yolladık ve takımımız gidere- Leaf: Ah, saat çok geç olmamış mı hadi gidip yatalım en iyisi haha ! Astra: Bugün olacaklar belliydi. Leaf beni bilerek Will ile bıraktı ki birbirimizi yiyelim ve ben geride kalıp ya Will’i ya da Avigail’i oylayalım. Morganite’ı kıskandıracak ve Avigail böylelikle ortadan kalkacaktı. Evet… Leaf benle dünden anlaşmıştı. Avigail ile bir olabilirdik amaaaa… Leaf daha iyi bir oyuncu ayrıca oy çoğunluğu onlarda. … Beth: Eğer Morganite ‘’Ben Leaf’den hoşlanmıyorum’’ derse gerçekten ona kızacağım. Hepimiz biliyoruz ki kıskandın ve Avigail’e o yüzden oy verdik ! … Morganite: Eminim ki Leaf bilerek Avigail ile yanaştı. Evet evet… Beth bana bir şeylerden bahsetti ve kesinlikle eminim bilerekti. Ama Avigail zaten güvenilir biri de değildi. Neyse ne artık yok, gitti. Chris: Evet geride 14 yarışmacı kaldı. Bakalım Morganite ile Leaf arasında daha ne kadar kıskançlık olacak, Kırmızı Yılan takımı daha kaç yarışma kazanacak. Daha fazlası için Tamamen Drama Adası’nın üçüncü bölümünü kaçırmayın ! BÖLÜM 3: *Sıska Kaçanlar kabini* Morganite: Çok şükür şu Avigail’den kurtulduk. İnanabiliyor musunuz benle ittifak kuracağına dair yalan söylemiş. Beth: Belki de Astra yalan söylüyordu ? Astra: Siktir ordan Beth. Leaf: Açıkçası Astra haklı. Avigail bana da söyledi beraber sikkeyi ararken. Morganite: Of neyse ne, umarım bir sonraki yarışmamız zekasal bir şey olur çünkü Kırmızı Yılanlar güç olarak bizden iyiler ama biz daha zekiyiz. Roy: Bir kez daha kaybetmek istemiyorum… *Kırmızı Yılanlar kabini* Cyril: Salaklar Avigail’i yollayarak çok büyük bir hata yaptılar. Karol: Bizim takım gerçekten güç konusunda çok iyi, böyle devam edersek kesinlikle çok ileri gideceğiz ! Bordon: Aman bilerek kaybetmeyin de. Cyril: Gerçekten elenmekten bu kadar korkuyor musun ? Yazık lan sana. Bordon: Wayne bir şey söyle. Wayne: Beni karıştırmayın lütfen. Hazel: Cyril bazen Bordon’u elemeyi çok kafaya takıp yarışmaları unutabiliyor Rosa: Evet ama bu sorun değil nasıl olsa kazanıyoruz. *Wayne kabinden çıkar ve dışarıda çimlerde oturan Morganite’ın yanına gider* Wayne: Naber Mor. Morganite: Ah, Wayne. Şey resim çiziyordum da, Bordon’un bana öğrettiği birkaç şeyi deniyordum. Wayne: Bordon ah evet, şey… Bir önceki yarışmayı bilerek kaybetmediğiniz için sağ ol. Adil oynamak her zaman iyidir. Morganite: Söz ver. Elinden geldiği kadar Bordon’u destekleyeceksin. *Wayne yutkunur* Wayne: ehehehe, tamamdır. Chris: Kampçılar saat 11 de herkes mutfak kabinine gelsin, sizin için özel bir oyunumuz var ! Morganite: Ah lütfen artık hız vesaire gerektiren şeyler olmasın, sürekli kaybediyoruz ! Wayne: Umarım. *Leaf, Astra’yı kenara çeker* Leaf: Pekala mutfağa gidip baktım ve masada bir sürü satranç tahtası gördüm. Bugünkü yarışma eminim ki satranç olacak. Astra: Peki bu bilgi ile ne yapabilirim ? Leaf: Kısacası bu oyun her türlü bizde olacak. Kazanırsak karşı takımdan Morganite’ın arkadaşı Bordon gidecek. Astra: Morganite’ı seviyorsun sanmıştım neden arkadaşlarından kurtulmaya çalışıyorsun ? Leaf: Ah- ne ? pfff. Öyle bir amacım yok sadece takımımı kazandırmaya çalışıyorum o kadar. Astra: Morganite’ı bilerek kıskandırdın ve Avigail’i oyladın, neden o zaman ? Leaf: Ah aptal olma. Avigail fiziksel olarak en güçlülerimizdendi ve rakip elemem gerekiyordu. Bir önceki yarışmayı kaybetmemizin sebebi tamamen Will’di. Astra: Eminim ki Morganite’ın etrafındaki herkesi eleyip onunla finale gitmek istiyorsun. Buna eminim Leaf, seni şimdi daha iyi anlıyorum. Leaf: ARGH ! Astra’ya şimdilik ihtiyacım var, işim onunla biter bitmez onu bu adadan yollayacağım. … Astra: Leaf elinden geleni yapacak ve Morganite ile finale oynamaya çalışacak bunu engellemem lazım. *Bordon ile Angie mutfağa gelen ilk kişi oldular* Angie: Pekala seni çok sevmiyorum ama bu takımdan canlı çıkabilmek için beraber çalışmamız lazım. Bordon: Evet ve görüyorum ki bir sürü satranç takımı var. Ah olamaz eğer oyunumuz satranç ise ben kesinlikle kaybettim ! Angie: Sıkıntı yok sana şimdi öğretebilirim istersen bazı basit şeyleri. Bordon: Olur, teşekkürler ! *Hazel ve Rosa içeri girer* Rosa: Iy bu ezikler ne yapıyor ? Satranç mı oynuyorsunuz. İnekler. Hazel: Bordon ve Beth ikisi de inek zaten belli değil mi ? Arkadaşlar HAHA. *Beth, Roy ve Will arkalarından gelir* Beth: Bir şey mi diyordunuz ? Hazel: Evet, senin şu ezik arkadaşının satranç oynamasından bahsediyorum böyle bir yarışmada bile ! HAHAHA. Beth: Hazel sana üzülüyorum, keşke birisi sana beyin verebilseydi. Chris bizi buraya sizce boşuna mı çağırd ?. Oyunumuz satranç olacak malaka seni. *Hazel duraksar ve yüzü kızarır* Hazel: Neyse ne, inekler. *Herkes mutfak kabininde toplanır* Chris: Pekala Kırmızı Yılanlar. Takımınızdan iki kişi seçin ve onları bu yarışmada oynatmayacağız çünkü sayı olarak fazlasınız. *Kırmızı Yılanlar takımı toplanır* Karol: Pekala ben diyorum ki Bordon oynamasın Cyril: Neden ki ? Oynamayı biliyordur, değil mi Bordon ? Bordon: Aslında hayır, bilmiyorum. O yüzden oynamasam çok- Cyril: Evet tam olarak bu sebepten oynayacaksın ve seni eleyeceğiz haha. *Wayne Cyril’e vurur.* Wayne: Evet, Bordon oynamıyor. Son bir kişi kaldı kim olacak o ? Hazel: Ben oynamasam iyi olur. Rosa: Hazel, emin misin sen benden daha iyisin ! Hazel: Hayır Rosa sen daha iyisin. Rosa: Yaa salak, tamam ben oynarım. Wayne: Güzel o halde Hazel ve Bordon oynamıyor. Chris seçtik ! Chris: Güzel o halde ilk satranç oyunumuz Leaf ile Rosa ! *Leaf beyaz seçilir Rosa da siyah* Leaf: Ne kadar hızlı bitsin istersin ? Rosa: Kes sesini ve oyna aptal sarışın. *Leaf piyonunu e4 e oynar. Rosa da piyonunu e5 e oynar.* Leaf: Başlarken bile düşündün mü gerçekten ? Rosa: Bir sus be ! *Leaf beyaz filini c4 e oynar ve Rosa da atını c6 ya oynar. Ardından Leaf vezirini f3 e oynar ve Rosa’ya ciddi bir şekilde bakar ve piyonunu b5 e oynar* Leaf: Sahi mi ? *Leaf vezirini f7 ye getirir ve Rosa’yı çoban matı yapar.* Leaf: GERÇEKTEN ÇOBAN MATI OLDUN AHAHAHA. Rosa: ah ! Chris bu haksızlık bunu say- Chris: İlk sayıyı Leaf alıyor ! *Morganite elini açar ve Leaf çakar* Bordon: Baya biliyormuşsun be Rosa. Rosa: Bordon seni boğacağım. Chris: Sırada Astra ile Cyril ! Cyril: Çoook kolay olacak bu. *Astra yutkunur* *Astra beyaz seçilir Cyril de siyah ve oyun başlar* Cyril: Çoban matını da yeme bir zahmet olur mu ? Astra: Oyna hadi. *Çok çekişmeli geçen bu satranç maçında Astra şahıyla köşeye sıkışır ve merdiven matı olmak üzeredir* Cyril: Son sözün var mı ? Astra: Oyunu daha kazanmadın ! *Astra şahını pat olacağından emin olduğu bir noktaya çekti ve Cyril vezirini ileri atarak oyunu yanlışlıkla pat yapar* Astra: HAHA ! Pat oldu. Ne oldu ? Cyril: Neye seviniyorsun ki ? ikimiz de kazanamadık. Astra: Ama kazanabilirdin ve kazanamadın HAHA. Cyril: Pekala skor 2-1 oldu ve iki takım da böylelikle puan almış oldu. Sırada Beth ile Karol ! *Beth siyahları Karol beyazları oynar* Beth: Hey. *Beth elini Karol’a uzatır ancak Karol tokalaşmaz* Beth: ew. *Oyun başlar ve Karol çatal olur, vezirini kaybeder* Karol: Siktir ya ! Vezir gitti ne bok yiyeceğim şimdi ? Beth: bilmem ki. *Beth kendinden çok eminken bir anda Karol şahını geri çeker ve bir taşını feda etmek zorunda kalır daha sonra da kalesiyle Beth’e şah çeker ve piyon ile de mat olur* Karol: Oha ! HAHAHA. Beth: Ah, ne oldu, ne ? Karol: Yüzünde patlasın hah ! *Roy Wayne’e karşı oynar ve kaybeder* *Will Adel’e karşı oynar ve kazanır* *İlk turun sonunda da Morganite ile Angie oynar* Angie: Şah. *Angie kendinden emindi iki veziri vardı. Morganite şahı geri oynadıktan sonra vezirini c3 e koyar ve f6 daki Angie’nin şahına şah çeker* Morganite: Mat. Angie: Ne ! Nasıl olur ama ? Morganite: Dikkatini yukarıdaki atıma vermedin, tek bir odak noktan vardı. Çoklu oynamadın ama yine de iyi oyundu. *Morganite ile Angie el sıkışırlar* Chris: Pekala skor şuan 3-3 ve bunu sevmedim ! Sıska Kaçanlar’dan: Morganite, Will, Leaf Kırmızı Yılanlardan: Cyril, Wayne, Karol Chris: Bir sonraki eşleşme Leaf ile Wayne arasında ! *Leaf, Wayne’e korkunç bir bakış atar* Leaf: Bol şanslar *Leaf beyaz olur Wayne de siyah. Sicilya defansı oynamaya karar verirler ve ikisi de asla agresif oynamazlar* Wayne: Bu çok sıkıcı ! Biraz açılalım. Leaf: Yok. Açılma. *Leaf tüm hamleleri Wayne için kapatır ve bir atını yakalar. Leaf öne geçer* Leaf: İki hamleye matsın, vazgeç. Wayne: HAYIR ! *Wayne zorlama olsa da taşlarını bir şekilde birleştirmeye çalışır* Leaf: Hiçbir fay- Wayne: Hayır oyna ! *Leaf fil yardımıyla vezir ile Wayne’i mat yapar* Leaf: Demiştim. *Wayne masayı terk eder* Cyril: Olsun be Wayne, Leaf harbi zeki adam. Wayne: Kapa çeneni Cyril *Wayne, Cyril’i iter ve kabinden çıkar Morganite arkasından onu yakalamaya çalışır* Wayne: Kazanabilirdim ama… AMA ÇOK SİNSİ OYNADI ! Chris: Pekala böylelikle Karol ile Will siz oynayacaksınız. Morganite: Wayne bekle ! *Wayne ve Morganite dışarda otururlar* Morganite: Neden bu kadar sinirlendin ? Wayne: Çünkü kazanabilirdim Mor. KAZANABİLİRDİM ! Ama ahmak kafam çabuk dağılıyor, konuştuğu için oldu. Morganite: Wayne her şeyde başarılı olamayabiliriz. Bu çok doğal, kazanmak kadar kaybetmek de var. Wayne: Haklısın, sanırım biraz fazla sinirlendim. Belki de sadece Leaf’e karşı kaybetmeyi hazmedemiyorum ? Morganite: Leaf iyi oynuyor, diyecek bir şeyim yok. İnan birazdan içerideki herkesi yenecek, tabi bilerek yenilmezse. *Will kabinden dışarı çıkar* Morganite: Nasıl geçti Will, kazandın mı, biraz hızlı sürdü de. *Will’in suratı asık öylece durur* Morganite: Oh… Pekala şimdi kimin sırası benim mi ? Will: Hayır şimdi Will ile Karol oynuyor. Chris seni en sona bıraktı en yüksek oyuncu sensin diye. Morganite: Ah, öyle miyim ki ? Will: Hayatımda gördüğüm en iyi satranç oyuncusu sensin resmen ! Wayne: Eminim ki Leaf’in ağzına bile sıçarsın. Morganite: Ya teşekkürler… *Sıra Cyril ile Leaf’e gelir* Morganite: Hadi Leaf yapabilirsin ! *Bordon Morganite’ın yanına gelir* Bordon: Morganite eğer bunu bizim takım kaybederse kesinlikle beni oylayacaklar, ne yapacağım ? Morganite: Ah siktir unutmuşum ! Wayne: Bordon, eğer benimle Cyril’e oy verirsen belki de Angie’yi de ikna edebiliriz. 3 oyumuz olur en azından..? Bordon: Wayne, bana yardım mı edeceksin ? Wayne: Şu an haksız yere seni eleyeceklerinin farkındayım, bu yarışmada yarışmadın bile. Bordon: Teşekkürler ! *Cyril, Leaf’i yener* Leaf: Tebrikler Cyril. Kazandın Cyril: YÜZÜNDE PATLASIN WUHUU !! Chris: Pekala Kırmızı Yılanlar takımı eşitliğe getirdi durumu ! Son maç Morganite ile Cyril arasında olacak. *Kırmızı Yılanlar takımı bunu kutlar. Bordon ve Wayne dışında* Morganite: Merak etme Bordon emin ol bilerek kaybedeceğim. Astra: Bilerek ne yapacaksın ? *Astra duyup Morganite’ın yanına gelir* Astra: Sana bir şey sordum ! Morganite: Ah, kaybedeceğim bilerek tabi ki ! Astra: Sonrasında eleyecek tek bir tek ben kalıyorum sen şaka mısın lan ? Leaf: Sakin olun, Morganite bilerek kaybetmeyeceksin değil mi ? Morganite: Ah… Leaf şey- Cyril: Hadi ! Tüm gün bekleyemem sizi burada. Morganite: Üzgünüm ama kaybetmeliyim. Astra: Ulan Morganite anasını- Chris: Evet şimdi Cyril ile Morganite karşı karşıya ! *Morganite siyah, Cyril da beyaz olur* Cyril: Hızlı bitirmek ister misin ? Morganite: Kimin kazanacağına bağlı olarak değişir. *Morganite, Cyril’in kulağına yaklaşır ve fısıldayarak* Morganite: Bilerek kaybedeyim ve bunu çaktırma olur mu ? Cyril: Neden o zaman Bordon’u mu kurtaracağını sanıyorsun ? Morganite: Lütfen, arkadaşımın bu şekilde adaletsizce elenmesini istemiyorum. Cyril: Üzgünüm, belki daha fazla yalvarırsan olur. *Morganite sinirden kızarır ve en sonunda kulağına çok sakin bir şekilde* Morganite: Eğer Bordon’u elerseniz sizi buna pişman edeceğim emin ol. *Cyril duraksar* Morganite: Şimdi oyna hadi ! *Cyril ilk hamlesini oynar ve Morganite ardından devam eder. Morganite eliyle alnını siler, terlemişti* Cyril: Ne oldu ? Morganite: Şimdi kaybediyorum merak etme, kazanamazsın. *Morganite şahın önündeki veziri geri çeker ve şah yapar. Cyril ya kalesini verecekti ya da vezirini, kalesini kurtarmaya karar verir* Morganite: Ah ha ! Ah bekle ne ? Cyril: Dokunduğun taşı oynamalısın kuralı, e oynayabileceğin de tek yer var. Ye hadi vezirimi. Morganite: Ama yersem- Cyril: Hadi uzatma ! *Morganite veziri yer ve Cyril şahını devirip* Cyril: Çekiliyorum, kazandın. *Morganite öylece kalır* Cyril: Sıska Kaçanlar ilk defa kazanıyorlar ! *Sıska Kaçanlar zıplayarak kutlarlar ancak Morganite’ın ağzı açık kalır ve Bordon gözyaşı döker* Rosa: Hazel, şuna bak üstüne meyve suyu dökmüş maymun gibi bakıyor hahaha. *Morganite kalkıp Bordon’un yanına gider* Morganite: Vezirini almaktan başka hiçbir şansım yoktu Bordon özür dilerim ! Bordon: Sorun değil Mo- Morganite: Gerçekten çok üzgünüm ! Bordon: Sorun değil, zaten bir gün gidecektim. *Wayne’in arkadaşları Morganite ve Bordon’un etrafına dolaşırlar* Cyril: Ahhh, çok duygusal. KUSUCAM ! *Bordon ayağa kalkar ve Cyril’a tokat atar* Cyril: Hey bunu yapamazsın, haksızlık bu şiddettir ! Chris: Kırmızı Yılanlar benimle bu akşam ilk oylamanız için kamp ateşi etrafında toplanın. Biriniz eve gidecek. *Kırmızı Yılanlar kabini* Adel: Kimi oylayacağımızı biliyoruz. *Tüm gözler Bordon’a çevrilir* Bordon: Siktirin gidin işinize. Cyril oyum sana ahmak. Wayne: Adil bir şekilde oylamıyorsunuz arkadaşlar. *Eleme zamanında kamp ateşi etrafında toplanırlar* Chris: Her zamanki kural geçerli, eğer yumuşak şeker alamazsanız elenirsiniz. Sonsuza kadar ! İsmini söylediğim gelip yumuşak şekerini alsın. Bordon: Benim çıktığımı biliyoruz sence de boşuna zaman kaybı değil mi ? Chris: Buradaki yüksek dramayı bozacak değilim sus ve bekle ! Bordon: Neyse ne. Chris: Wayne, Hazel ve Rosa güvendesiniz. *Wayne endişeli gözlerle Bordon’a bakar* Chris: Angie, Karol ve Adel siz de güvendesiniz. Ve son yumuşak şekerin sahibi..! Chris: Cyril ! Cyril: Duydun onu Bordon, şimdi defol buradan *Uzaktan Roy, Morganite ve Beth koşarak gelir* Roy: Hayır..! Bordon: Sorun değil Roy, benim için kazan tamam mı. Benim değerli ve tek öğrencim… Morganite: Bordon üzgünüm yanlışlıkla kazandım ve hepsi benim suçum… Bordon: Morganite sıkın- Chris: Bu kadar duyguya yer veremem hadi hadi. Bordon utanç iskelesi seni bekliyor. *Bordon’un gidişini izleyen Morganite, Cyril’e döner* Morganite: Cyril… Senin işini ben bitireceğim. Leaf: Ugh… Cyril’e karşı bilerek kaybettim çünkü bir sonraki el Morganite’ın her türlü Cyril’i yeneceğini biliyordum haha. Morganite’ı oyun sırasında kazanması için psikolojik baskı yapmıştım… Morganite sadece Bordon’un gitmesinden kendisi suçluymuş gibi hissetsin istedim. Planım işe yaradı haha! BÖLÜM 4: *Roy kabinlerin dışında ağlıyordur* Angie: Bir sorun mu var ? Roy: Bordon’a oy verenlerle konuşmuyorum. Angie: İyi de ben ona oy vermedim ki. Ben o ve Wayne, Cyril’e oy verdik. İttifağımız vardı. Roy: Ah… Neyse. Herkes onu elemeye oynadı çünkü Morganite’ın arkadaşlarından biri diye ! Argh, bunu ödeyecek Cyril. Angie: Oy çoğunluğumuz yok onu şimdilik gönderemiyoruz. Will: Günaydınlar. Ah Roy sen hala ağlıyor musun ? *Will, Roy’a sarılır* Astra: Günaydınlar. *Herkes Astra’ya tip tip bakar* Astra: Peki öyleyse. *Astra tuvalete doğru yürürken Leaf onu ağaçların arkasına çeker* Leaf: Pekala beraber oyladığımız için dediklerimi yapacaksın, şimdi beni dinle. Astra: Zorunda mıyım be ? Leaf: Tüm takımı seni göndermeleri için ikna edebilirim istersen. Astra: Of… Tamam dinliyorum. Leaf: Diğerlerinin kabinini dinlemeni istiyorum, olabildiğince bilgi al. Astra: Bununla ne bok yapacağız peki ? Leaf: Aralarında karışıklıklar çıkarmak için tabiki !Özellikle Wayne’i dinlemeni istiyorum. Astra: Pekala, oldu bil *Astra Kırmızı Yılanlar takımını dinlemek üzere yerleşir* Wayne: Bordon’u gerçekten haksız elediniz. Hazel: Wayne, bu şekil mızıkacak mısın ? *Hazel ellerini Wayne’in omuzlarına koyar ve Wayne kendini geri çeker* Wayne: Ah… Ben bir Morganite’a bakayım en iyisi. *Astra tüm bunları görür* Astra: O neydi öyle ! Hazel, Wayne’e yaklaşmaya mı çalıştı. Uuu. Sanırım birileri reddedilecek haha. Bunu Leaf’e söylemem lazım ! Rosa: O neydi Hazel ? Hazel: Ne oldu ki ? Rosa: Neyse boşver. Kanka bu arada lip gloss unu verir misin. Hazel: Makyaj çantamdan alabilirsin. Adel: Ah, kızlar hep makyaj yapmak zorunda mı ? Hazel: Sen anlamazsın. Karol: Neyse beyler çıkalım hadi. *Astra çalılara saklanır ve bulunmaktan kurtulur ve Leaf’in yanına gider* Astra: Leaf ! Leaf ! Leaf: Ne duydun ? Astra: Hazel ile Rosa büyük ihtimal Wayne’e yanaşmaya çalışıyorlar ama ikisi de sanırım onu seviyor ve araları bozulabilir ! Leaf: Bu çok iyi bir haber ! Leaf: Bu olayı Morganite öğrenince çıldıracak hahaha ! Ne var. Deli değilim oyunu oynamaya çalışıyorum. Chris: Kampçılar benimle tekrardan saat 11 geçe mutfakta buluşun ! Ne kadar iyi yemek yapabildiğinizi görmek istiyorum. Roy: Ah siktir, ben yemek yapmakta çok kötüyüm. Will: Ağzına yakışır şekilde konuş lütfen. Roy: Sizden sadece 7 yaş küçüğüm ! *Bütün herkes mutfak kabininde toplanır* Chris: Bugün bana elinizden gelen en iyi masayı hazırlayacaksınız. Tek bir öğün yemek kabul etmiyorum ! En az üç öğün gerekiyor. Çorba, makarna ve tatlı ! *Hazel ve Rosa birbirine bakar* Hazel: Uuu, Rosa ile biz makarnayı çok iyi yaparız ! Rosa: Şeytan bile parmaklarını ısırır hahaha. Hazel: Evet ve sonra makarnayı Wayne’e tattıra- *Rosa, Hazel’e hızla döner ve ona sinirle bakar* Hazel: Yani sonuçta tadına birinin bakması gerekiyor değil mi ..? *Wayne tek kaşını kaldırır* Wayne: Ahh… O neydi ? Hazel: Ah siktir neler diyorum ben ? Rosa bana buraya ilk geldiğimizde Rosa bana Wayne’den hoşlandığını söylemişti ama … Ben Wayne’i seviyorum… Bir dakika bunların hepsi televizyona mı çıkıyor ? SİLİN SİLİN ! … Rosa: Hazel neler söylüyor böyle ? Yoksa..! Wayne’den hoşlanıyorsa onunla olan arkadaşlığımı bitereceğim. Hatta belki de onu kullanabilirim. Dur bunu burada söyledim ama bunların hepsini izleyenler var… SİLİN ŞUNU SİLİN LAN ! Angie: Hey Wayne tatlıyı beraber yapalım mı ? Emin ol bunda iyiyimdir. Wayne: Bana uyar. Cyril: O zaman Adel Karol ve ben çorbayı yapacağız. Karol: Yemekle pek alakam yok açıkçası. Adel: Benim sıfır ilgim var. *Sıska Kaçanlar takımı* Morganite: Beth ben ve Roy tatlıyı alacağız. Astra: Arkadaşlar bana çorbayı bırakabilirsiniz, ormanda eskiden büyülerle yaptığım çorbalardan öğrendiğim şeyleri burda da uygulayabilirim. Leaf: O zaman Will ve ben de makarnayı alacağız. Will sen yemek yapmakta nasılsın ? Will: Kendime güveniyorum o kadar diyeyim. Roy: Bordon gitti ve onun için kazanmalıyım ! Kazanıp o Cyril’e gününü göstereceğim. … Bir düşününce ben yemek yapmayı bile bilmiyorum, of… Umarım işleri batırmam. Hazel: Chris, peki malzemeler nerede ? Chris: Dışarıdaki iki kamyonda var. Her takımın kendi kamyonu olacak, istediğiniz kadar istediğiniz malzemeyi alabilirsiniz. *Sıska kaçanlar kamyonu* Astra: Pekala domates çorbası yapacağım için domates ve kaşarları lütfen bana bırakınız. Will: Peki makarna için alacağımız domatesler ne olacak ? Astra: Ah, domatesli yapma o halde ! Will: Ama domatesli makarna en iyisidir. Doğru ya senin zevklerin ormanda kendi kendine sik- Leaf: Hey, belki de paylaşabiliriz ha nasıl olur? Astra: Haklısın Leaf. *Astra, Will’in üzerine domates rafını atar ve Will bayılır* Roy: Will, ah tanrım iyi misin ? Beth: Sanırım bayılmış. *Reklam arasına girilir ve Will revire kaldırılır ve tekrardan sıska kaçanlar kamyonuna gelinir* Beth: Pekala Roy sen Süt, şeker ve vanilyaları al. Morganite sen de un, krema, yumurta ve nişastaları al. Ben de meyveleri taşıyacağım ! Morganite: Vay be, ne yapacağız ? Beth: En iyi yapabildiğim tatlıyı. Magnolia. Roy: Uuu. Bugünkü yarışmayı kesinlikle biz kazanacağız ! *Kırmızı Yılanlar kamyonu* Cyril: Adel ve Karol sizler pirinç, un ve yumurtaları alacaksınız. Karol: İyi de bunlarla ne çorbası yapacağız ? Cyril: Ugh… Yoğurt çorbası tabi ki ! Hazel: Rosa sen makarnaları ve soya soslarını taşı ben de sebzeleri taşıyacağım. Rosa: Oley be, soya soslu makarna yapıyoruz ! Angie: Wayne o zaman biz de tiramisu için gerekli malzemeleri alalım. Wayne: Çok iyi fikir, hadi taşıyalım. *Hazel ve Rosa tek kaşını kaldırarak birbirlerine bakarlar* Rosa: Pekala ilk önce Hazel sonra da Angie mi ? Wayne’den ilk ben hoşlanıyordum bunca zaman. Morganite ile tanışmadıklarından önce bile ondan hoşlanıyordum ben ve Hazel bunu bilmesine rağmen..! ARRRRRRGHH ! *Sıska Kaçanlar mutfağı* Beth: Morganite ve Roy çabuk kapları hazırlayın ben meyveleri soyacağım. *Morganite ve Roy kapları alırlar ancak Roy birçoğunu yanlışlıkla yere düşürüp kırar* Roy: Ah siktir, durun toplayayım ! *Roy elini kanatır* Roy: Ahhh ! Morganite: Roy, iyi misin ? Beth: Siktir ya. Morganite onu revire götürebilir misin ? Yarası enfeksiyon kapmasın. Ben meyveleri soyacağım. Beth: Pekala şimdiden iki oyuncumuz yaralandı ve birimiz de diğerlerine bakmakla oyalanıyor. En azından hala Astra ve Leaf var. Beth: Pekala Leaf nasıl gidiyor, AAA ! *Leaf tencereye dikkat etmeyip dışarıyı izliyordu ve tencere taşıyordur* Beth: Leaf, odaklansana ! Leaf: Ah ne. AAH ! Astra: Altını kısın aptallar *Ocağın altını kapatırlar ve tencereyi boşaltıp yeniden su eklerler* Leaf: Ah sokayım böyle işe ! Ben kamyona gidip biraz daha makarna alacağım. Beth: Pekala nasıl gidiyor Astra ? Astra: Oldukça iyi gidiyor ancak herkese sorular soracağına kendi önüne mi odaklansan acaba Beth ? Hiçbir şey yapmamışsın da. Beth: Nasıl yapmadım meyveleri soydum ya ! Astra: Ee, peki. Geri kalan takım arkadaşlarımız yok bile ne olacak ? Beth: Ben hallederim ! *Kırmızı Yılanlar takımı* Cyril: Adel, Karol ! Şunları karıştırın ben de tabakları hazırlayacağım. Adel: Ah, DÜŞÜYOR ! *Adel düşürdüğü tabağı Cyril tam düşecekken tutmuştu* Cyril: Dikkatli ol, kaybetmemeliyiz. Karol sen de pirinçleri ekle Karol: Tamamdır. Hazel: Suyu kaynat kanka ben de makarnaları çıkarayım ve sosları hazırlayayım. *Rosa tencereyi suyla doldurmaya başlarken Wayne’e bakarak dikkatini dağıtır* Hazel: ROSA, SU TAŞIYOR ! Rosa: Ah, ne ne ! *Rosa hemen musluğu kapattı ve tencereyi ocağa koydu altını kaynattı* Hazel: Ne oldu öyle ? Rosa: Ah… Ah, hiçbir şey ! *Rosa gözlerini Wayne’den kaçırmaya çalışıyordu* Hazel: Ah, anladım. Pekala öyleyse dikkatini dağıtmamalısın. *Wayne ve Angie tatlıyı yapıyorlardır* Angie: Farkında mısın şu ikisi senden feci hoşlanıyor. Wayne: Ha ? Kimler ? Angie: Ah boşver, anlamamışsın. Wayne: Hey, ortaya bir bok atıyorsan söyle. Angie: Ah, Rosa ve Hazel. Wayne: Ah… Bunu biliyor zaten grup arkadaşlarımız. Yani benim bildiğimi bilmiyorlar. Angie: Neyse. Bordon gittiğine göre acaba diyorum da beraber oy kullanmak ister misin ? Wayne: Oyun nasıl gidiyorsa o şekil oylama taraftarıyım. Angie: Gerçekten çok ilginçsiniz. *Sıska Kaçanlar mutfağı* Beth: Astra, bir gelir misin ? Astra: Evet sorun ne ? Beth: Tatlılar pek güzel durmuyor. *Magnolia hiç o tatlıya benzemiyordu* Astra: Beth… Bu bok da ne böyle HAHAHA. Beth: Tamam ben tatlı yapmayı bilmiyorum. Zaten sadece meyveler kısmını ben almıştım ama Roy şu an revire gitmek zorunda kaldı ve Morganite ona eşlik ediyor ! Beth: AAAARRGHH ! Gülme sike benziyor bu. Astra: Pekala şu konuda anlaşalım. Kaybedersek benim suçum olmadığı için beni oylamayalım. Çünkü bu sefer ben üzerime düşenleri yaptım. Benim öğün hazır. Beth: Ah… Tamam. ee Leaf sen ne yaptın ? Leaf: Sanırım makarnayı yapabildim, bir göz atsanıza. *Beth ve Astra makarnaya baktılar ama makarna birbirine yapışmış bir şekilde kaynıyordu. Beth kusmuğunu geri yuttu* Beth: Pekala bu şey niye yapışık ? Leaf: Bilmiyorum noodle şeklini alsın diye biraz daha birbirlerine yapışsın diye de biraz uhu kullanmış olabilirim. Astra: Hassiktir hahaha. Normalde çok zekisin ama mutfakta sanırım beynini kaynatıyorsun. Leaf: Kes sesini. Yemek yapmaktan ne anlayayım. Beth: Leaf… Lütfen yeni makarnalar alıp yenisini yapar mısın, BU NE ! Leaf: Şaka mı bu ? *Revir* Morganite: Parmağın nasıl Roy ? Roy: Çok fena acıyor. Chris: Bir bakayım dedim. Will nasıl ? *Will baygın bir şekilde yatıyordur.* Chris: Ah, çok çok iyi. Eminim ki akşama eleme zamanı kalkar. Morganite: Pekala ben en iyisi yarışmaya geri döneyim. Chris: Yo yo yo. Bir saattir orada değilsin. Bugünkü yarışmadan elendin. Morganite: Ah siktir ! *Kırmızı Yılanlar takımı* Cyril: Pekala çorbamız hazır ! Kim tatmak ister. Wayne: Ben bakabilirim. *Wayne çorbayı tadar ve çok beğenir* Wayne: Oha… Annem yapmış gibi ! Cyril: Annemden az şey öğrenmedim. Rosa: Hey, biz de makarnayı yaptık Wayne. TATMAK İSTER MİSİN ? Wayne: Ah… tamam. *Wayne makarnayı tadar ve beğenir ancak müthiş bir tadı yoktu* Wayne: Etkileyici aslında. Rosa: Yes be ! Hazel: İşte bu ! Angie: Pekala bizim de tatlımız hazır, kim tadına bakmak ister ? Wayne: Yine ben bakarım. Karol: Bence ben bakayım, siz zaten tatlıyı yapandınız. *Karol tadına bakar ve parmaklarını emmeye başlar* Karol: Oha ! MÜTHİŞ BU ! Angie: Demek ki kesinlikle kazanıyoruz, yürü be takımmmmm ! *Sıska Kaçanlar takımı* Leaf: Pekala makarna sonunda hazır kim tadına bakacak ? Astra: Beth lütfen önden buyur. *Beth makarnanın tadına bakar ve kusar* Beth: LEAF BU NE ! Leaf: O kadar kötü mü ya… Beth: Üzgünüm ama evet bok gibi. Astra: Benim çorbama bakın bakalım. Leaf: Beth, lütfen ilk sen tat. *Beth tadına bakar ve tadına bayılır* Beth: Oha, Astra gerçekten çok iyi olmuş bu. En azından buradan puan alabiliriz. Astra: Bi de senin tatlını görelim bakalım. *Astra tadına bakar ve bozuntuya vermez* Astra: Pekala daha kötülerini de gördüm ama kesinlikle güzel değil. Beth: Awhh… Elimden Roy ve Morganite yokken bu kadar geldi maalesef. Leaf: En azından Astra bize puan kazandırıyor. Dua edelim de karşı takım daha kötülerini yapsın. *Değerlendirme zamanı gelir* Chris: Pekala Kırmızı Yılanlar takımının masasıyla başlayalım. Cyril: İlk makarnanızı verelim. *Chris makarnanın tadına bakar ve meh yapar* Chris: Meh, çok da iyi değil. Hazel: Ne nasıl olur en iyi yaptığımız şey bu. Chris: Hadi yarışma uzuyor çorbanızı alayım. Cyril: Buyrun, annemin tarifini kullandım. Chris: BAYILDIM, şeytan tatsa parmaklarını yer. Cyril: Teşekkürler. Chris: Peki tatlı ? Angie: Hemen getiriyorum efendim. *Chris tatlıyı tadar ve bayılır* Chris: Oha, nasıl bu kadar iyi yapabiliyorsunuz ? Angie: Biz de mutfakta bulunduk. Wayne: Evet ! Ayrıca salak gibi gözüksek de bence oldukça akıllıyız. Karol: Satrançta kaybettik Wayne. Wayne: Ah, doğru. Chris: Pekala toplam puanınıza 10 üzerinden 8 veriyorum ! Cyril: Yes be ! Karol: Wuhuuu..! Chris: Pekala Sıska Kaçanlar şimdi sizin tabaklarınızı görelim ! Beth: Uhhh… Leaf makarnayı ver istersen.. Leaf: Tabi… *Leaf Chris’in önüne yeşil renkli bir makarna getirir ve boka benziyordur* Chris: Bu ne böyle ? Dua et de tadı güzel olsun. *Chris tadar ve bok gibi olduğunu düşünür ve geri kusar* Chris: Bu ne böyle ! Ne yedim daha demin. Iy. Leaf: En azından denedim, değil mi ? Chris: Pekala tatlınızı görelim. Beth: Şey… Buyrun. *Ne olduğu belli olmayan tatlı Chris’in önüne konur* Chris: Ew, çok da bi tadı yok açıkçası. Ve kötü gözüküyor. Beth: Takım arkadaşlarımız eğer olsaydı belki de daha başarılı olabilirdik CHRIS ! Bari puan ver biraz. Chris: Kim yaraladıysa onun suçu, çorbanızı göreyim. Astra: Getiriyorum ! *Chris çorbanın tadına bayılır* Chris: Vay, bunun da bok gibi olmasını bekliyordum ama mükemmel olmuş ! Astra: Ah, biliyorum. Chris: Pekala yine de sadece çorbanız güzel olsa da toplam puanınız 4 olacak. Beth: Hayırrrr !!! Chris: Bu durumda Kırmızı Yılanlar bugünkü yarışmayı kazandılar ! Sıska Kaçanlar kimi eleyeceksiniz karar verin ve akşam benimle kamp ateşinde buluşun. *Sıska Kaçanlar kabini* Morganite: Astra resmen Will’i yaraladın ve Leaf tek başına makarnayı yapamadı ! Astra: O zaman boş yapmasaydı da bayılmasaydı ! Will: Eah vauh seaa. Astra: Yazık beyni karmakarışık olmalı. Leaf: Astra bize puan kazandıran tek kişiydi arkadaşlar ben ona oy vermeyeceğim. Astra: Şükürler olsun birisi beyniyle düşünüyor. Morganite: Leaf ve Astra’nın gizli ittifak kurduklarını düşünmeye başladım artık Beth: Ama başka kime oy vereceğiz ki ? *Leaf ve Astra, Roy’a bakarlar.* Roy: Ben mi ? Nedenmiş ? Leaf: Bir şey söylemedim bile. Sadece baktım. Morganite: O zaman herkes istediği gibi oy versin mi ? Nasıl olur ? Astra: Anlaştık. Astra: Yoo anlaşmadık hahaha ! *Leaf akşam vakti Roy’un yanına gider* Leaf: Hey Roy ! Morganite, ben ve Beth Will’e oy vereceğiz. Roy: Neden ? Bunu Morganite mı söyledi ? Leaf: Evet, beraber oy vermeye karar verdik hem ayrıca Will’in kafası biraz iyi ondan… Morganite onun dinlenmesi gerektiğini düşünüyor ve ayrıca ona karşı çok korumacı ! Roy: Bu doğru, pekala ben de varım. Leaf: Oyları olabildiğince eşitlemem lazım umuyorum da Will yanlış kişiye oy versin. *Kamp alanı* Chris: Pekala kampçılar oylarınızı verdiniz ve eleyecek kişi seçtiniz. Sizlere yumuşak şeker vermezsem eleniyorsun demektir ! Ama yumuşak şekerleri dağıtmadan önce herkesin kime oy verdiğini açıklayacağım haha. Leaf: Siktir… Chris: Leaf ve Astra siz Roy’a verdiniz Roy: NE ! Chris: Morganite ve Beth siz de Astra’ya verdiniz ! Roy: Bir dakika ama– Chris: ve Will sen kimseye oy vermemişsin ? Will: AVUSA AAAHH ! Morganite: Evet kafası hala iyi. Chris: Ve son olarak Roy sen de Will’e oy vermişsin. Morganite: Neden Will ? Roy: Bilerek olmadı bana Leaf dedi ki– Chris: Roy ve Astra arasında beraberlik var ve bu yarışmada Roy yer almadın bile yani bu demek ki … Görüşürüz kardeşim. *Roy’un ağzı açık kalır* Roy: LEAAAAAF ! Leaf: Ne oldu ? Roy: Bana Morganite ile Beth’in Will’e vereceğini söylemiştin ! Leaf: Ah evet dedim. Morganite: Leaf? Niye yalan söyledin ve bunu neden yaptın ? Leaf: Astra’yı haksız elememeniz için tabi ki. *Astra ve Leaf tokalaştılar* Roy: HAYIIIIIR !! Morganite: Leaf bunun hesabını vereceksin ! Beth: Görüşürüz Roy, senin için kazanacağım. Roy: İntikamımı alın ALIN VE ONU TOPRAĞA GÖMÜN. Astra: Will’e oy vermediğimize şükredin. Leaf: Will’i oylamadık çünkü Will ile Morganite’ın arasını daha sonradan açacak bir planımız var. Astra: Bu sezonun kötüleri biz miyiz acaba ? Leaf: Ne olduğum umrumda değil. Ben kazanacağım Roy: Görüşürüz millet… Bordon ve benim için kazanın lütfen. Beth: Görüşürüz…. BÖLÜM 5: *Morganite ve Leaf iskeledelerdir* Morganite: Leaf gerçekten harbiden dün ne oldu ?!! Leaf: Sakin ol en güçsüz karakteri elettim ayrıca Astra oldukça iyi bir oyuncu ve Will’i de eleyemezdim çünkü kafası iyiydi. Morganite: Yani… Bakılınca tek kalan Roy gibiydi evet ama yine de gerek yoktu bu tür yalanlara ! Senin Avigail’e ne yaptığının da farkındayım. Beni kıskandırıp ona oy verdiğimi sanıyorsun ama Avigail’i elemememin tek sebebi arkamdan planlar yapmış olmasaydı . Kendini çok zeki sanma Leaf… Seni yerin dibine bile gömerim. Leaf: Pekala sanırım Morganite tüm taktiklerimi öğrendi. Kahretsin ! Onunla finale gitmek istiyorum ama bunu bilmesini istemiyorum… Leaf: Morganite senin bu tavırlarına bayılıyorum ancak oy çoğunluğu dün de sende olmasına rağmen Roy gitti. Ayağını denk al derim. *Leaf bunu dedikten sonra çekip gider ve Morganite hiçbir şey diyemez* Morganite: Leaf benim etrafımdakileri tek tek atıyor ama ben hala buradayım. Bunda bir sıkıntı var gibi. HAA ! O beni kullanıyor. İlk önce kıskanmamı kullanmaya çalıştı şimdi de etrafımdaki insanların zayıflıklarından yararlanıyor. ARGH ! LEAF BENİ KULLANMANA İZİN VERMEYECEĞİM ! *Kırmızı Yılanlar takımı çardakta otururlar* Cyril: İnanmıyorum artık beş kişi kaldılar, sayıları gittikçe azalıyor bu çok komik ! Hazel: Eğer bu şekilde devam edersek hiçbir şansları kalmayacak bile. *Astra uzaktan çalılıklardan onları dinliyordu* Karol: Bir sonrakini de kazanırsak eminim ki arkadaşlıkları sarsılacaktır çünkü yollayacakları kimse kalmadı. Rosa: İyi de Astra hala orada. Tabi ki de onu eleyecekler. Wayne: Ben Leaf’e güvenmiyorum. Cyril: Neden ? Wayne: Sadece Morganite’ı kullanıyormuş gibi gelmiyor mu size de ? Dün Roy’un elendiği gece mesela. Will’i kolayca atabilirlerdi. Adel: Büyük ihtimal Roy kazanmak için çok hırslıydı o sebepten. Bordon’un gitmesine gerçekten sinirlenmişti. Leaf aptal değil, bir şeyleri sürekli bilerek yapıyor. Cyril: Yani diyorsunuz ki Leaf asıl düşmanımız. Wayne: Tam olarak öyle demiyorum ama Morganite’ı uyarmalıyız. Cyril: Bence bırak kullansın. Belki Morganite’ı arkasından bıçaklar böylece biz sayıca öne geçeriz. Wayne: Astra ve Leaf beraber çalıştıkları sürece ve Morganite’ı kandırabildikleri sürece hiçbir işimiz kolay olmayacak ki… Rosa: Wayne sana kesinlikle katılıyorum. Hazel: Ben de katılıyorum, zekice düşünüyorsun. Rosa: EWH HEMMM ! *Astra Leaf’in yanına gider* Astra: Evet Wayne olan her şeyi anlamış bile ! Leaf: Morganite da anladı onun etrafındakileri elediğimi. Astra: Takımlar birleştiklerinde çok güçlü olmazlar mı ? Leaf: Evet doğru, ah bunu nasıl düşünemedim. Morganite bana ya sırtını dönerse ? Astra: Sormamda sakınca yoksa… Neden özellikle Morganite’ın arkadaşlarını hedef alıyorsun ? Leaf: … Pekala… Belki de kıskanıyorum, olamaz mı ? Onunla finale gitmek istiyorum ama gerekirse onu arkasından da bıçaklamak zorunda kalırım. Astra: Sen onu- Leaf: Aklından bile geçirme Astra ! Astra: Leaf kesinlikle kötü biri ve onu sevmesem bile söylemem lazım ki ona ihtiyacım var ileri gitmek istiyorsam ve gerçekten zeki biri. Morganite’ı arkasından bıçaklaya da bilir. Kesinlikle yapacak. Chris: Kampçılar Benimle sahilde buluşun. Sizlerle doğruluk mu cesaret mi oynayacağız. *Herkes sahilde toplanır.* Chris: Hoşgeldiniz kampçılar. Bugün doğruluk mu cesaret mi oynayacaksınız. Beth: Peki tam olarak nasıl olacak şişe çevirmece falan mı ? Chris: Hayır keşke. Karşıdaki takım sizden birini seçecek ve doğruluk mu cesaret mi soracak. Ardı ardına 3 kere doğruluk diyemezsiniz haberiniz olsun ! Cyril: Peki nasıl kazanacağız. Chris: İlk 10 skorunu yapan kazanacak. Sıska Kaçanlar ilk sizler sorun sonuçta beş kişi olan sizlersiniz. Beth: Kimi seçelim ? Morganite: CYRIL’I SEÇECEĞİZ ! Beth: Peki… Cyril d mi c mi ? Cyril: Aptal olan c der. Doğruluk. Morganite: Bir piç olduğunu düşünüyor musun ? Cyril: Ah.. evet ? Chris: Ve Kırmızı Yılanlar ilk sayısını alıyor ! He bu arada eğer yalan söylerseniz yalan makinemiz bunu anlayacak ve karşıya bir puan götürecek. Morganite: Yani gerçekten piç olduğunu düşünüyor mu..? Adel: Biz de Morganite’a soracağız. D mi C mi ? Morganite: D ! Adel: Bu adada hoşlandığın kişi kim ? Morganite: Buna nasıl cevap verebilirdim bilmiyorum… Ah salak kafam ama yalan söylemeye mecburdum. Morganite: Ah… hoşlandığım biri yok ki. *Yalan makinesi öter* Chris: Kırmızı Yılanlar iki puan oldular. Astra: Ağzına sıçıcam Morganite karşıya ikinci puan verişin oldu bu be ! Morganite: Of… Leaf: Astra artık kirli oynama zamanı gelmedi mi sence de ? Astra: Sen çok kötüsün ama bu mükemmel bir şey ! Pekala Hazel sana soracağız. Hazel: Doğruluk diyorum. Astra: Wayne’den hoşlanıyor musun ? *Herkes şaşırır ve Wayne etrafına bakınır* Hazel: Ah ne, bilmem yani hayır ? *Makine öter* Chris: Sıska Kaçanlar bir puan alıyorlar ! Rosa: NE ! Hazel inanamıyorum sana ARGH. Hazel: Dur Rosa açıklayabilirim. Rosa: En yakın arkadaşım benim hoşlandığım kişiden mi hoşlanıyor yani !!? Karol: Senin için kavga ediyorlar. Wayne: Of… Morganite: Bu ikisi mi hoşlanıyor Wayne’den HAHAHA. Rosa: Senin de birinden hoşlandığını belli Morganite kes sesini istersen. Rosa: Leaf sana soruyoruz ! Leaf: Cesaret. Rosa: Oh… Bunu beklememiştim. Fikri olan ? Cyril: Astra’yı öp ! *Morganite sinirlenir* Leaf: Ah bir sonraki göndereceğim kişi Astra mı olacak yoksa ? Morganite: Niye bu kadar saçma bir şey söyledin mi aptal seni. Leaf: Sıkıntı değil. *Leaf Astra’yı öper* Chris: Sıska kaçanlar iki puan oldular ! Eşitlik söz konusu. Beth: Adel’e soracağız ! Adel: Doğruluk tabi ki. Chris: yo yo yo. Artık cesaret seçmek zorundasın sadece iki kere üst üste doğruluk seçebilirsin. Adel: hassiktir. Beth: Tuvalet suyunu içeceksin. Adel: Ne ! Chris: HAHAHA, bu çok eğlenceli. Adel: Kesinlikle olmaz ! Cyril: Yapmazsan sayı kaybedeceğiz ama. Adel: Zehirlenip ölmekten iyidir bence Cyril ! Chris: Sıska Kaçanlar 3 puan oldular. Karol: Will’e soracağız. Will: Kendime daha yeni gelmişken mi … Müthiş. Doğruluk. Karol: Doğruluk diyemezsin ki ama– Chris: Leaf daha demin cesaret diyerek iki kere daha doğruluk deme şansı kazandılar. Karol: Pekala sorum şu; Morganite ‘ı uyurken gizlice izlediğin doğru mu ? Will: Oha bekle ne biçim bi soru bu ? Morganite: Will ? Will: Morganite öyle bir şey yok yemin ederim. Yani var ama… Of tamam cevap veriyorum EVET VAR ! Karol: Ah… Cevap veremez sanmıştım. Morganite: Will seni seviyorum ama bu… Will: Morganite beni dinle. Başına gelecekleri bilemeyiz değil mi ? Ama yemin ederim buraya geldiğimizden beri öyle bir şey yapmıyorum. Morganite: Şey… Will: Gerçekten ! Sadece korumak amaçlı. Astra: Takımımızda sapık var desenize. Morganite: Sen de bi kes. Will: Sen de bi kes. Chris: Sıska Kaçanlar 4 puan oldular. Vay be yoksa kazanacaklar mı ? Angie: Beth, sana soruyoruz. Beth: Cesaret seçiyorum. Angie: Oha be, hiç tahmin etmemiştim bunu seçeceğini. Neyse o zaman şu gördüğümüz yüksek tepeden denize atlayacaksın. Beth: BENİ ÖLDÜRMEYE Mİ ÇALIŞIYORSUN ! Angie: Hayır ama görmek istediğim için evet… Ha bir de takımca kazanmamız lazım. Morganite: Beth, yapabilirsin sana inanıyorum. *Beth tepenin en üstüne çıkar* Beth: Chris, bu hayatımı tehlikeye atmaktır resmen! Chris: Biliyoruz o yüzden alınacak bir puan seni bekliyor. Beth: Başka şansım yok galiba… *Beth uçurumdan atlar* Beth: AAAAAAAAAAAAA !! Chris: Ve Sıska Kaçanlar takımı beş puan oluyor. Kırmızı yılanlar hala iki puanlar. *Beth ıslak bir şekilde takımın yanına geri gelir* Astra: Yapmışsın demek. Ölürsün sanmıştım. Beth: Buraya niye geldim ki ben… Astra: Doğru evinde kedilerle ve piyanolarla ilgilenip asosyal de olabilirdin. Beth: Pekala eğer kaybedersek Astra’nın artık gitmesini görmek istiyorum yoksa kafayı sıyıracağım. Bununla alakalı kesinlikle şarkı yazacağım. Will: Karol D mi C mi ? Karol: Cesaret. Will: Müthiş ! … Karol: Ee neyi bekliyorsun ? Will: Aklıma bir şey gelmiyor. Hey arkadaşlar bir fikriniz var mı ? *Leaf, Will’in kulağına fısıldar* Will: HAA ! Bu mantıklı. Pekala Karol senden bir ayıyı sevmeni istiyorum. Karol: Chris bu haksızlık ! Bunu nasıl yapmam gerekiyor ki ? Chris: Söylenenler yapılmalı yoksa puan alamazsınız. Karol: Pekala, kaybedecek neyim var ki. *Karol ormanın içine gider ve ayı bulmaya çalışır* Karol: Koskoca adada bir tane bile ayı yok mu gerçekten ? Şaka gibi. *Karol arkasında bir nefes hisseder* Karol: Cyril eğer beni korkutmaya çalışıyorsan deneme bile çünkü– *Karol arkasını döner ve nefesin ayıdan geldiğini anlar* Karol: AHH– *Karol sahile yaralı bir şekilde geri gelir* Chris: Görünüşe göre Karol başarısız olmuş. Sıska Kaçanlar altı puan oldular ! Cyril: Ah siktir ne yapacağız ! Öne geçiyorlar. Adel: Diyorum ki Morganite’a karşı oynayalım, Cesaret seçecek pek yürek yok onda. Üstelik doğruluk sorularına da cevap veremiyor. Cyril: Bana bırakın bunu. Hey Morganite doğruluk mu cesaret mi ? Morganite: Cesaret. Cyril: Pekala bu hiç beklenmedik oldu. Fikri olan ? Wayne ?? Wayne: Bana bakma bir fikrim yok. Cyril: Sabahtan beri de hiç kimse sana bir şeyler sormadı çok ilginç. Neyse fikri olan ? Hazel: Köpekbalıklarıyla yüzdürebiliriz ! Cyril: Hazel bu… ÇOK MANTIKLI ! Hey Morganite, köpek balıklarıyla yüzeceksin. Morganite: Ha ?! Leaf: Ah, oyun asıl şimdi başlıyor ! Morganite: Arkadaşlar bunu yapacağım ki merak etmeyin. *Morganite denize girer ve hiçbir köpek balığını görmüyordur* Morganite: Burda bir şey yok ki ? Beth: Morganite, arkanda ! *Morganite’ı ayağından tutar ve suyun içine çeker köpekbalığı* Morganite: BLUP BLUP BLUP. Beth: Biri bir şey yapsın ARKADAŞLAR ! *Herkes sessizce bekliyorken Will koşmaya başlar* Will: Geliyorum Morganite ! *Morganite bir anda köpek balığının üstündeyken suya çıkar ve köpek balığını tutup uzağa fırlatır* Chris: Morganite takımının sayısını 7 yapıyor ! Will: Vay be… Morganite yine de bu yaptığın çok tehlikeliydi. Lütfen bir daha böyle riskler alma. Morganite: Hayatta risk almazsan ilerleyemezsin Will. *Herkes sahile geri döner* Leaf: Oyunu başlatıyorum, hazırsanız. Astra: Acaba bu sefer ne kadar kötü bir şey düşündün merak ettim. Leaf: HEY WAYNE ! Doğruluk mu cesaret mi ? Wayne: Ah be, tüm oyun kimsenin bana sormaması için yokmuşum gibi davranmıştım resmen ! Doğruluk seçiyorum. Leaf: Morganite mı yoksa arkadaş grubunu mu tercih ederdin ? *Morganite tek kaşını kaldırır* Wayne: Ah siktir… Pekala bu ne kadar saçma bir soru böyle. Ve Chris sen de insanların arasını bozmak için elinden geleni yapıyorsun ! Chris: Benim işim bu hahaha. Wayne: İkisi de değil. *Makine öter* Wayne: Ah ! Ne ? Morganite: Tabi ki de beni seçerdi. Cyril: Nereden biliyorsun ki ? Tabiki de bizi seçecek. Chris: Sıska kaçanlar takımı 8 puan oldular ve kazanmaya çok yakınlar ! Angie: Ne oluyoruz millet ? Kaybediyoruz argh ! Wayne: Bir fikri olan var mı ? Hazel: Sanırım kimsenin yok… Morganite: Hey ezikler ! İsterseniz şimdiden pes edebilirsiniz. Hazel: Rüyanda görürsün. Millet toparlanın ! *Kırmızı Yılanlar takımı bir araya gelir ve oyun mola verir* Cyril: Hala Morganite’ın üstüne gitmeyi deneyebiliriz. Adel: Bakın arada cesaret diyenlerimiz var. Bunu yapmamalıyız duydunuz mu ? İki kere doğruluk seçme hakkımız var zaten sonrası cesaret olmak zorunda. O zaman da yapacak bir şey yok seve seve ya da si- Rosa: Yani, evet haklısın. Millet, Adel’in demek istediği herkesin doğruluk seçmesi gerekiyor. Cesaret seçilmek zorunda kalana kadar. Angie: Dua edin de işe yarasın bari. *Sıska Kaçanlar Takımı* Morganite: Hey Leaf. Anlıyorum benim üzerimden oynuyorsun ama hala oy çoğunluğunun bende olduğunu unutma ve sakın Wayne’e bulaşma duydun mu ? Leaf: Anladığım kadarıyla Wayne benden daha değerli. Morganite: Dur öyle demek istemedim- Leaf: Peki Morganite şu andan sonra beni atsanız da umrumda değil. Morganite: Leaf dur- Leaf: Tabiki de Morganite’a duygu sömürüsü yapacaktım, haha. Ayrıca evet Wayne’i tercih etmesi canımı çok sıktı ama… Argh, Morganite ile finale gitmek istiyorum ama o gerçekten beni o kadar sınıyor ki. Eğer Wayne’i bir şekilde yollayamazsam Wayne’in arkadaşlarına oynarım ben de. *Oyun geri başlar* Cyril: Leaf’e soruyoruz. Doğruluk mu Cesaret mi ? Leaf: Cesaret. Cyril: Hahaha, çok eğleneceğim. Pekala senden hamam böceklerinden mixlenmiş içecek içmeni istiyorum. Leaf: Öğh. En zor verebileceğin şey bu mu hah. *Chris, Leaf’in önüne hamam böceklerinden mixlenmiş bir içecek getirir* Chris: Dikkat et dostum yaşıyor olabilirler. Leaf: Ben doğadan gelme biriyim, sizce bu beni iğrendirir mi ? *Leaf içeceği hiç iğrenmeden içer* Chris: Ve sıska kaçanlar dokuz puan oluyorlar ! Kazanmak için son bir sayıları kaldı. Will: Pekala, şimdi kime soruyoruz ? Leaf: Bunu bana bırakın. HEY HAZEL ! Doğruluk mu Cesaret mi ? Hazel: Cesaret. Adel: Hazel ne yapıyorsun ? Doğruluk demiştik. Hazel: Her türlü kaybettik zaten bir şeyleri itiraf etmektense iğrenç şeyler yapmayı tercih ederim. Rosa: Bu da ne demekti şimdi ? Leaf: Wayne’i öp. Hazel: NE ! Wayne: Ne oldu, duymadım ? *Rosa, Hazel’e sinirli bir şekilde bakar* Rosa: HAZEL SAKIN ! Hazel: Rosa ama kaybedeceğiz yapmazsam… Rosa: SANA HAYIR DEDİM KANKA ! Hazel: Üzgünüm. Wayne: Pekala kafam şu anda çok karıştı ne- *Hazel, Wayne’i öper* Wayne: Woaw. *Morganite ayağa kalkar* Morganite: GERÇEKTEN Mİ ! Rosa: HAZEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEL ! ARGH YETTİ ARTIK ! Hazel: Rosa kaybedecektik, mecburdum ! Rosa: SENDEN BIKTIM, BUGÜN GİDİYORSUN BURADAN. Hazel: Ne… Rosa: Will doğruluk mu cesaret mi ? Will: Ah… Doğruluk Rosa: Bu adadaki en değer verdiğin kişi kim ? Cyril: ROSA ! Hadi ama, neden yaptın bunu ? Angie: Bilerek mi kaybediyorsun ? Will: Cevap basit. Morganite. Chris: SISKA KAÇANLAR BUGÜNKÜ YARIŞMAYI KAZANDILAR ! Kırmızı Yılanlar aranızdan biri bu akşam bu adaya veda edecek. Adel: Gerçekten inanamıyorum buna. Rosa: Hazel, sen. BİT. TİN. *Leaf kıkırdamaya başlar* Morganite: Komik olan ne Leaf ? Kendini süper kötü mü sanıyorsun gerçekten ? Gerçekten iğrenç birisin. Leaf: Kazanmak için yaptığım şeyler beni kötü mü yapıyor. Ah… *Rosa, Angie ve Hazel kızlar kabinindedir* Hazel: Rosa dinle, arkadaşlığımız bu şekil bitmesin lütfen ! Rosa: İlk önce hoşlandığım kişiden hoşlandın ve bir şey demedim. AMA ŞİMDİ ONU ÖPÜYORSUN, ÖPMEYE DE BİLİRDİN ! Hazel: Ama kaybedecektik diyorum… Rosa: UMRUMDA DEĞİL ! *Kırmızı Yılanlar Erkekler kabini* Cyril: Açıkcası ne Rosa’yı ne de Hazel’e oy veririm… Adel: Ben de ikisinden birini elemek istemiyorum. Evet Rosa oyunu kaybettirdi bilerek ama zaten kazanmamıza imkan yoktu. Wayne: Ee… Peki kime oy vereceğiz ? Cyril: Ben Angie diyorum. Adel: Doğru başka biri kalmadı çünkü. Bugünden sonra kaybedemeyiz ASLA. *Kamp ateşi* Chris: Olayı biliyorsunuz. Yumuşak şeker alamayan yarışmadan ayrılıyor. Adını söylemediğim de aynı şekilde gidiyor. Şimdi yumuşak şekerlerin sahipleri … Adel, Karol ve Wayne ! Güvendesiniz. Rosa: ARGH ! Chris: Ve Rosa. Sen de güvendesin. Rosa: Ha.. ? Chris: Evet şok edici ama Hazel sana oy vermedi ve sen yakın arkadaşına oy verdin. *Büyük bir sessizlik oluşur* Chris: Üç kişi var ve iki yumuşak şeker… Üçünüz de oy aldınız. Ve şimdi güvende olanınız ise… Hazel ! Hazel: Oh be… Angie: Ha..? Ben ve Cyril mi ? İnanamıyorum ah siktir. Çoktan kaybettim ki. Chris: Evet doğru. Cyril sen de güvendesin. Angie üzgünüm ama elendin. Angie: Gerçekten iğrençsiniz. En iyi oynayan benken beni attınız sırf arkadaşlarınızdan biriniz gitmesin diye ! Wayne: … Görüşürüz Angie. *Angie utanç iskelesine yürür* Cyril: Vay be 5 arkadaş kaldık, sadece biz kaldık ve herkes çok mutlu ! WUHUUU ! *Rosa, Hazel’e tip tip bakıyordur* Rosa: Bu burda bitmedi ! Bundan sonra arkadaş falan yok ! BÖLÜM 6: Morganite: Vay be, gerçekten dünkü oyunu kazandık. Bu şekilde devam edersek her şey iyi gidecek eminim. Beth: Evet. Hem kaybedersek Astra’yı yollarız diye düşünüyorum. Zaten sen ben Will ona oy veririz haha. *Leaf yanlarına gelir* Leaf: Hey Morganite. Hazel ve Rosa’nın Wayne’e aşık olmaları seni de çok şaşırttı değil mi ? Morganite: Zaten belliydi ayrıca kıskandırmaya mı çalışıyorsun sen, salak değilim ben Leaf. Leaf: En yakın arkadaşını kızlar alacak ve artık kimseyle takılamaz olacaksın. Üzücü. Morganite: Sen de yakın arkadaşımsın ? Yani en azından öyle sanıyordum ta ki buraya gelene kadar. Leaf: Oyuncudan değil oyundan nefret et Morganite, ben seni düşünüyorum. Morganite: Argh, manipüle edemezsin beni. Aslında biliyor musun. Eğer kaybedersek Astra’yı değil seni atacağım Leaf, arkadaşlarımı elemenin bedeli olacak ! Leaf: Oh..! Yarışıyoruz demek bu ! *Leaf oradan çekip gider* Leaf: Morganite seviyorum ve onunla finale gitmek istiyorum ama artık şansını kaybetti. Madem öyle davranacak. Sıradaki kişi o olacak..! Beth: Morganite..? Leaf’i atmayacağız değil mi ? Morganite: Sinirden öyle söyledim… Leaf’i seviyorum ama etrafımdaki herkese hep bu şekil davranıyor, onlardan sürekli kurtulmaya çalışıyor. Biliyorum benimle yalnız kalmaya çalışıyor ama bari bu oyunda devam etmesin, anladın mı ..? Beth: Morganite. Leaf de seni seviyor buna eminim. Sadece biraz fazla kıskanç ve elinden gelen her şeyi yapacaktır. Morganite: He bu arada Wayne’i de kıskanmıyorum ! Beth: Tamam ben bir şey demedim ki haha. Sadece sen de kıskandığını saklamasan da… Anlaşılıyor çünkü *Kırmızı Yılanlar kabini* Cyril: Günaydın arkadaşlar ! Vay be. Takımda sadece bizler kaldık müthiş değil mi sizce de ? Rosa: Gidecek bir kişi daha var. *Rosa Hazel’e çok sinirli bakıyordur ve Wayne ortamda kalmak istemeyip dışarı çıkar. Hazel de onu takip eder* Hazel: Hey, Wayne ! Konuşabilir miyiz ? Wayne: Ah..? Tabi. Hazel: Bak senden hoşlandığım gibi bir şey doğru değil. Yani belki eskiden ama şu an kesinlikle hayır ! Rosa’ya bunu açıklayamıyorum çünkü o senden gerçekten hoşlanıyor ve dün seni öpmüş olsam da kesinlikle yarışma gereğiydi. Yanlış anlama yok tamam mı ? Wayne: Pekala ama Rosa ile aranın bozulmasının nedenin ben olduğumu düşünüyorsan yanılıyorsun. Hazel: Ah yo yo yo. Sadece aramızı nasıl düzeltebiliriz sence ? Wayne: Bilmiyorum ki. Rosa sevdiğim bir arkadaşım ama ben ondan hoşlanmıyorum. *Çalılıklardan bir ses gelir* Wayne: O da neydi ? *Wayne ve Hazel çalılıklara bakarlar ve Astra’yı yerde görürler* Astra: Ah. Çabuk yardım edin ! Canım acıyor. Wayne: Sen iyi misin ? Hazel: Wayne bekle ! O numara yapıyor. Bizi dinliyordu. Wayne: Ne ? Nereden biliyorsun ki ? Hazel: Karol geçenlerde birilerinin bizim takımı dinlediğinden şüphelendiğini söylemişti çünkü. Astra: A..? Ne, görmüyor musun yaralıyım burda. *Wayne suratını asar* Wayne: Leaf’e gidip kendisini becermesini söyle. *Astra’nın ağzı açık kalır. Wayne ve Hazel oradan uzaklaşır* Hazel: Rosa ile aramı nasıl düzelteceğimi bilmiyorum… En iyi arkadaşımı gerçekten bir erkek yüzünden mi kaybedeceğim. *Ağlamaya başlar* Chris: Kampçılar benimle ormanın tam ortasında buluşun. Biraz sınırları zorlayacağız ! *Herkes toplanır* Karol: Bugün ne gibi bir işkenceye maruz kalacağız ? Chris: Sizin için işkence benim için bir zevk. Bugünkü yarışmanız kulaklarınızı acıtacak türden. Beth: Nasıl yani ? Chris: ASMR videoları dinleyeceksiniz bu videolar kulaklarınızı gıdıklayacak türden olacaklar. Morganite: AH HAYIR ! Düşündüğüm şey ise imkanı yok ! Chris: Pekala sizleri koltuklarınıza alalım ve önünüzdeki kulaklıkları takalım. Cyril: İçimde hiç iyi hisler yok. Karol: İnan travma olarak kalacak bu yarışma… Chris: Pekala herkes hazır mı ? Will: Eh… Chris bu dinleyeceğim şeylerin sesini ayarlayabilecek- Chris: Başladık o halde ! *Herkesin kulaklığında kulak emme sesleri çalmaya başlar* Beth: AH YÜCE TANRIM BU NE ! Morganite: GIDIKLANIYORUM AAAAHHH ! Hazel: Kulağımda bir şey var SAĞ VE SOL YER DEĞİŞTİRİYOR ! *Rosa hiç tepki vermiyor* Leaf: Pekala eğer Morganite beni eleyecekse oy üstünlüğü onda olduğu için bir şeyler yapmam gerekiyor. O yüzden bugünkü yarışmadan çabucak çıkmam gerekiyordu. Leaf: CHRIS AH ! DURDUR ŞUNU AHAHAH. Chris: Durdurma yok ki çekiliyorum demeden kulağındaki o gıdıklama durmayacak. Leaf: Pekala çekiliyorum AAA ! *Leaf’in kulaklığı çıkarılır* Leaf: Çok şükür ! *Leaf bekleme kabinine gider* Leaf: Bakalım beni elemeye çalışmanın sonu ne olacak Morganite ! *Oyun alanı* Chris: Nasıl gidiyor kampçılar ? Hazel: Çıkarın şunu tamam vazgeçtim. Dur aslında iyi. KULAĞIMA ÜFLÜYOR ! Chris: Bakalım Hazel dayanabilecek mi ? Rosa: Hadi Hazel ilk kaybeden sen ol da seni yollayayım ! Hazel: Rüyanda görürsün HAHAHA. AAAHH ! TAMAM TAMAM DUR ! ÇEKİLİYORUM ! Chris: Sen bilirsin. *Hazel’in kulaklığı çıkartılır* Rosa: Yazık sana. *Hazel’in yüzü düşer* *Astra, Will’in kulaklığının sesini yanındaki araçtan arttırır* Will: Chris ?! SES NİYE ARTTI BİR ANDA. AAAAAAAAH ! Chris: Bilmem belki de oyunun parçasıdır. Astra: Gerçekten Chris’in işine geldiğine inanamıyorum hah. Eminim ki- AH ŞU ŞEY HALA KULAĞIMI SİKİYOR ! Beth: Ses ben de artmadı ki ? Will: ARGH ! AAAAAH ! SOL- SOL KULAĞIMDA HAHAHA. Morganite: O nasıl oluyor peki ? *Morganite, Astra’ya sert bir bakış atar* Astra: Ne bakıyorsun be ? Morganite: PFF ! OYUN BİTENE KADAR İYİSİN ASTRA, HAHAHA. kulağım ! KULAĞIM ! Wayne: ARGH ! BEN DAYANAMIYORUM. ÇIKARIN ŞUNU ! Chris: Duyamadım ? Wayne: Çekiliyorum ! Çekiliyorum ! *Wayne kulaklığı çıkarıldığı gibi tuvalete koşar ve kusmaya başlar* Rosa: Onun nesi var ? Morganite: Bazı seslere karşı hassaslığı var. AH ! Chris şu sesi kısabilir miyiz zaten beynimi emcükledi yeterince ! Chris: Hmm, bi düşüneyim. Hayır. *Morganite göz devirir* Wayne: ÖĞH ! *Wayne kusuyor ve ağzını yıkıyordu. Ardından tuvaletten çıkar ve Leaf’in takımının kabinden çıktığını görür* Wayne: Naber Leaf, sabahki mesajımı aldın mı ? Leaf: Hangi mesajı ? Wayne: Boş yapıyordum neyse ne. Bugünkü oyundan ilk çıkan sensin ve senin ilk çıkacak bir oyuncu olduğunu düşünmüyorum. Yine ne planlıyorsun sen ? Leaf: Agh… Hiçbir şey planlamıyorum ayrıca sana da bir şey söylemek zorunda değilim. Wayne: Dün Hazel’e cesarette beni öpmesini söyleyerek Rosa ile arasını bozmuş olabilirsin ama bu uzun sürmeyecek. Ha bir de sakın benim üzerimden oynama duydun mu, seni ezerim. Leaf: Pekala Wayne ile Morganite neredeyse aynı cümleleri kullanıyorlardı. HA ! Yoksa ikisi konuşmuş olabilirler mi ? Ah. Morganite sen çoktan öldün ve Wayne seni de sonra eleyeceğim söz. Morganite, buradan gittiğinde sadece beni izle tamam mı ? *Oyun alanı* Chris: Yarım saat geçti ve bir kişi bile yerinden kıpırdamadı. *Adel kulaklığı çıkarıp yere fırlatır* Adel: KATLANAMIYORUM ARTIK ! *Adel ormana doğru koşmaya başlar* Karol: Adel, hayır ..! Ah siktir. Chris: Görünüşe göre biri daha çıktı. Kırmızı Yılanlar takımında 3 Sıska Kaçanlarda ise 4 kişi kaldı. Beth: BEN DE ÇEKİLİYORUM MÜZİK KULAĞIMA BU ZEDELENMEYİ YAŞATAMAM ! *Beth’in kulaklığı çıkarılır* Beth: Ah.. Çok şükür… *Beth’in aklına müthiş bir fikir gelir ve etrafına bakar* Beth: Hey Chris. Bu adada piyano var mı acaba ? Chris: Eleman kabinlerinde dijital org olacaktı. Piyano yok maalesef. Beth: Teşekkürler ! *Beth hızlıca elemanların kabinlerine doğru yol alır ve yolda Adel’i görür* Beth: Hey Adel, iyi misin ? Adel: Hala… Hala daha kulağımda duyuyorum o gıdıklanmayı… *Adel travmatize olmuştu* Beth: Belki sana iyi gelecekse… Piyano çalmaya gidiyorum da gelmek isteyebilirsin. Kulaklarının iyileşeceğine eminim ! Adel: Sahi mi ? TEŞEKKÜRLER GERÇEKTEN ! *Adel ve Beth eleman kabinlerine doğru yol alırlar* Chris: Pekala kampçılar sonunda online alışverişimi bitirdim bakalım nasıl gidiyor. *Astra kafasını masaya vuruyordur* Chris: Waow *Chris telefonuyla kaydetmeye başlar ancak Astra kulaklığını alıp yere atar* Astra: Sikeceğim böyle oyunu ! Çekiliyorum. *Astra kabinlere doğru yol alırken Wayne ona omuz atar* Wayne: Ops, pardon. *Astra umursamaz ve kabine girer Leaf’i otururken görür ve yanına oturur* Astra: Sen iyi misin ? Leaf: Morganite’ı kaybedersek elemek istemiyorum ama başka şansım da yok Wayne ile olan ittifakı çok güçlü… Astra: Peki bu durumda ona gerçekten değer verdiğini söyleyebilirim ama oyun devamlılığı için bir şey yapman gerekirse… Üzülerek Morganite’ı göndermemiz gerekiyor Leaf. Astra: SONUNDA ! Morganite ile Leaf’in arasını daha da açıyorum ki ileride barışmasınlar haha. En başından beri istediğim buydu ve ben bir şey yapmadan istediğim resmen oluyor hahahaha. *Leaf ile Astra kabinden çıkarlar ve bir piyano sesi duyarlar* Astra: Ah… Sonunda kafamı sikmeyecek bir ses. Leaf gidip dinleyelim mi ? Leaf: Bana uyar. *Leaf ile Astra sesi takip etmeye başlarlar* *Oyun alanı* Morganite: Will… İyi misin ? *Will’in ağzından salyalar akıyordu* Morganite: WILL ?!! Will: Ha ne ? AGHH ! MORGANITE TAM ŞU SESLERİ UNUTUP BEYNİMİ UYKU MODUNA GETİRMİŞTİM. AAWW ! Morganite: Sadece yaşadığından emin olmak istemiştim, üzgünüm… *Cyril kulaklığı kulağından çıkarıp kırar* Cyril: Bu işkenceye neden katlanıyorum ki ARGH ! *Rosa ağlamaya başlar* Rosa: BEN DE ÇEKİLİYORUM KULAĞIMDA BİR SAĞ BİR SOL HER YERDE KULAĞIMI GIDIKLIYORLAR ! Cyril: Hey Rosa, mutfağa gidip bir şeyler konuşmaya ne dersin ? Rosa: Kafamı şu travmatik sesten kurtaracaksa tamam, gidelim. Chris: Geriye sadece Morganite, Will ve diğer takımdan Karol kaldı ! Bakalım bugün kim kazanacak ve kim adadan birini yollayacak. Morganite: İstersen pes et Karol çünkü kesinlikle AGH ! SAĞ KULAĞIMI RESMEN PARÇALADI, HAHA GIDIKLIYOR ! Karol: Ne diyordun ? Morganite: Pes etmeyeceğim, kazanacağız ! *Rosa ve Cyril tam mutfağa girerken uzaktan gelen bir piyano sesi duyarlar* Cyril: Oha, kim çalıyor piyanoyu..? Rosa: Kesinlikle Beth. Başka kim çalıyor ki ? Ama hakkını yemeyelim gerçekten çok iyi çalıyor, gidip bakalım mı ? Cyril: O travmatik seslerden sonra kulak masajı gibi gelecek bir piyano gösterisini izlemek mi ? Kesinlikle gidip bakmalıyız. *Cyril ve Rosa da sesi takip ederler* Wayne: Merak ediyorum da bu piyano sesi nereden geliyor acaba ? *Hazel uzaktan ağlayarak geliyordur* Wayne: Hazel, iyi misin ? Hazel: Rosa ile aramın açılmasını istemiyorum… Wayne: Hey neden şu harika piyanonun sesini takip ederken biraz konuşmuyoruz ? *Herkes Beth’in etrafında toplanmış piyano çalmasını dinliyor ve izliyorlardı* Adel: Dürüst olmam gerekirse gerçekten çok büyük bir yetenek bu. Astra: Kendisini çok sevmesem de gerçekten de çok iyi çalıyor, kıskanmadım değil şimdi. *Beth, piyanoda Oh My Darling Clementine çalmaya başlar* Cyril: Oha buna bayılırım ! Hey Beth bundan sonra istediğim bir parçayı çalabilir misin ? Hepimizin kulaklarının bir terapiye ihtiyacı var… Beth: Sadece bugünlük bütün yarışmayı unutup düşman olmayacaksak kabul. Sadece bugünlük ama..! Cyril: Of… Tamamdır, anlaştık. *Leaf, Astra’yı tutar ve dışarı sürükler. Kapıyı kapatırlar* Astra: Ay ne var be ! Leaf: Morganite elemek için bir fikrim var. Astra: Neymiş o bakayım ? Leaf: Will’in sana oy vermesini sağlayacağız ve o sırada biz Morganite’a vereceğiz. Astra: Ama oylar eşit olacak. Beth ve Morganite da sana verecek. Leaf: Amaç o zaten. Beraberlik olursa bir şekilde yarışırız diye düşünüyorum. Astra: Ama önceki elemede böyle olmamıştı. Leaf: Bu Chris… ne yapacağını bilemeyiz ki. Astra: Haklısın. Peki ya Will gidip Morganite’a bana oy verilmesi gerektiğini söylerse ? Leaf: Öyle bir şey olmayacak çünkü Morganite ile Will’i kamp ateşinden önce asla konuşturmayacağım. Ayrıca şu an Will’in ranzasında seni suçlu gösterecek bir şey var. Astra: Ya ben elenirsem ? Leaf: Korkma be. Morganite ve ben uzun bir konuşma yapacağız zaman kazanmak için. O sırada Will sana sinirlenmiş olacak ve Morganite ile kime oy vereceklerini tartışmadan oylama vakit gelecek, eşit oylar alacağız. Hahahaha. Astra: Sen… Gerçekten de… kötüsün. BU MÜTHİŞ BİR ŞEY ! Leaf: Sağ ol. Ha ? *Leaf ile Astra, Wayne ile Hazel’in geldiğini görürler ve arkada Beth hala piyano çalıyordu.* Astra: Noldu Hazel ? Yüzüne sel basmış haha. Hazel: Kaybederseniz ikinizden birinin gittiğini görmek için sabırsızlanıyorum ! *Leaf ve Astra birbirilerine bakarlar ve gülümserler* Astra: Onu göreceğiz haha. *Wayne tek kaşını kaldırır* Wayne: Bir şeyler planlıyorlar gibi ama anlayamadım. Gidip baksam, araştırsam mı acaba ? *Wayne ve Hazel içeri girerler* Hazel: Çok şükür kulaklarım gerçek bir şaheser duyuyor ! Beth: İstek parça çalabilirim. *Oyun alanı* Chris: Bir yarım saat daha geçmesine rağmen kimse yerinden kıpırdamadı. Bu canımı çok sıkıyor ! Morganite: Bize sadece işkence etmeyi bıraksan mı artık ? *Chris daha da kötü sesler açarak kulakları iyice gıdıklatır* Chris: Pardon, ne dedin ? Duyamadım da. Morganite: ARGHHH ! HAHA. AY DUR, DUR !! Chris: Kulaklığı çıkarana kadar durmak yok ki. Karol: Siz ezikler gerçekten bunda mı zorlanıyorsunuz ? Will: Yo kim de– HAHA *Will irkilir ve yere düşer* Morganite: Will ! Ah hayır olamaz. Chris: Ve Will oyundan çıktı ! *Will bayılmıştır* Karol: Sadece sen ve ben kalktık Morganite. Bu işkence dediğin kulak sikici sesler bana normal geliyor. Morganite: Nasıl oluyor bu ? Karol: Eskiden uykuya dalmak için çok dinlediğim seslerden dolayı… Alışmışım kısacası. Morganite: Chris bu haksızlık ! Chris: Kurallar kitabı nerede acaba ? Hmm… Ah doğru ! Yok ki. *Morganite’ın kulağı çınlamaya başlar* Karol: Pes et artık Morganite ! *Morganite kulaklığı mutsuz bir şekilde çıkartır* Morganite: Ah chris… Chris: Efendim ? Morganite: Sanırım duyamıyorum. Chris: Merak etme kulak zarın travmatize olmuş. Bir saate geçer. Onun dışında KAROL BUGÜNKÜ YARIŞMAYI KAZANDI VE KIRMIZI YILANLAR DA KAZANMIŞ OLDULAR ! Karol: WUHUU ! *Karol kulaklığı çıkarır ve üstüne basıp kırar* Karol: Ezik Morganite, bir siki de becerebilsen keşke. Morganite: Ne diyorsun lan sen ? *Morganite’ın kulakları bir anda duymaya başlar, Karol’un üstüne yürür* Morganite: Ha ? Duyuyorum. Karol: Bordon’un elenmesi senin suçundu. Dün takımında karşıya sayı veren tek sendin hem de iki kere hahaha. Morganite: Seni var ya– *Morganite tam Karol’a vuracakken Karol Morganite’ın kolunu tutar ve yere atar* Karol: Aklından bile geçirme. Chris: Tartışmanız bittiyse Beth piyano çalıyormuş ve dinlemek istiyorum. *Will yerde baygınlıktan uyanır* Will: Ah noldu ? Kazandık mı ? Morganite: Hayır… Will: Siktir ya. Üzgünüm benim hatam. Morganite: Sen iyi misin ? Will: Sanırım tekrardan revire gidip yatmam gerekiyor. *Will revire gider Morganite da erkekler kabinine gider. Astra ve Leaf onları uzaktan görür* Leaf: Kağıt ve kalem yanında mı ? *Astra kalem ve kağıt çıkarır ve yazmaya başlar* *Sıska Kaçanlar takımının kabini* Morganite: Hey Leaf bugün gidiyor olduğunu bilmek nasıl hissettiriyor ? Leaf: Morganite gerçekten seninle uğraşmak istemiyorum. Bunun için en son kişi sensin ama bana başka seçenek bırakmıyorsun. Morganite: Arkadaşlarımı eledin ve ben bunun için günlerdir kendimi suçlu hissediyorum ! Leaf: Gerçekten bu tarz yarışmaları nasıl oynayacağını bilmiyorsun. Belki de gerçekten gitmeyi hak ediyorsundur ha ? Morganite: Kulaklığı çıkaran ilk kişi mi diyor bunu haha. Leaf: Argh ! Sus artık ! *Will revirde yatarken yanındaki notu görür* Will: Ah Morganite’dan gelmiş ! Hey Will. Revirde olduğunu ve dinlendiğini biliyorum o yüzden not yazmaya karar verdim çünkü Beth’in piyano çalışını izliyorum şu anda. Neyse bugün Astra’ya oy vermeye karar verdik. Leaf bence oyunda kalmaya devam etmeli böylelikle onu kandırabilir be kullanabiliriz. Sevgiler, Morganite. Will: Vay be. Morganite gerçekten çok zeki. *Kamp ateşi etrafında oylama başlar* Morganite: Kime vereceğimizi biliyorsun değil mi Will ? Will: Evet kesinlikle, unutmadım ! *Leaf ve Astra gülmeye başlarlar* Chris: Pekala oylarınızı verdiniz ve olayı biliyorsunuz. Eğer yumuşak şeker alamazsanız bu adadan gidersiniz anlamına geliyor ! Morganite: Zaten sonuç çok belli hadi ya ! Chris: Ah… Pekala. İlk yumuşak şekerin sahibi Beth ! Yalan yok bugün gerçekten o piyanoyu çok güzel çaldın. Beth: Teşekkürler. Chris: Sıradaki… Will ve Astra ! Will: Bir dakika ne ? Chris: Morganite ve Leaf aranızda beraberlik var ! Morganite: Will ? Ne oldu ! Will: Bu notu sen yazmadın mı ? *Will revirde okuduğu notu çıkarıp Morganite’a verir* Morganite: Yoo… Ben bunu yazmadım ki ? Kim yazmı– HA ! LEAF ARGHHH ! Leaf: Buyur Morganite ? Morganite: ARGHHH ! Peki Chris bu beraberlik nasıl bozuluyor ? Chris: Bu sefer sizi yarıştırmayı düşünüyorum aslında. Morganite: Ah siktir… Ne gibi bir yarış olacak bu ? Chris: Adanın etrafına toplamda 5 tane sikke koyduk. En fazla bulup toplayıp getiren kişi elenmekten kurtulacak. Leaf: Haha çok kolaymış. Morganite: Leaf gerçekten bana karşı yarışacak mı ? Beklememiştim. Yani ne bileyim. Hani seviyordur diye düşünmüştüm ve görünüşe göre gitmemi gerçekten çok istiyor… Yapacak bir şey yok, kazanacağım ! Morganite: Ee, ne zaman başlıyoruz ? Chris: BAŞLA ! *Morganite ve Leaf ormana doğru koşmaya başlarlar* Beth: Hadi Morganite, kazan lütfen… Astra: Şansı bile yok haha. Will: Sesini kes yoksa seni burada bağlar ve aç hayvanlara yem ederim. Astra: Ah, bir siktir git lütfen. *Will, Astra’ya vurur ve onu yere düşürüp bağlar* Astra: HEY ! ÇÖZ BENİ HEMEN ! Will: Ne ? Ay, duyamıyorum. Hadi oturup bekleyelim Beth. *Morganite ormanın içine girer ve etrafa bakınır* Morganite: Hadi hadi… Nerede bu sikkeler ! *Morganite’ın ayağı takılır ve yere düşer* Morganite: Ah ! ah, hey bu da ne ? *Morganite çalılıkların arasındaki sikkeyi bulur* Morganite: Haha, ilkini buldum. *Leaf mağaraya girer* Leaf: Kesinlikle mağarada bir tane var buna eminim hadi hadi ! *Leaf kayalıkların arasından sikkeyi alır* Leaf: AH HA ! Leaf: Pekala Morganite bunu kazanırsa bütün sezon boyunca yaptığım tüm planlar suya gider, buna izin veremem. Eğer bana karşı çıkmasaydı onunla bu durumda oluyor olmazdık… *Leaf arkasında büyük bir şey hisseder* Leaf: Şey..? *Leaf arkasına döner ve bir boz ayı görür* Leaf: AH SİKTİR ! AAH ! *Leaf mağaradan koşarak göt korkusuyla çıkar* Morganite: İkinci sikkeyi de buldum. WOAH ! Bu ağaç hiç sağlam değilmiş. *Ağacın dalı kırılır ve Morganite yere düşer* Morganite: Ah… Hey şuna bak üçüncü sikke burada. *Morganite ağacın oyulmuş kütüğünden üçüncü sikkeyi alır* Morganite: Bekle… Toplam beş tane varsa… AH KAZANDIM ! *Leaf ağacın arkasından Morganite’ı dinliyordur ve kaybedeceğini anladığı için Morganite’ın dikkatini dağıtmaya çalışır* Leaf: Hey ! Morganite: O da neydi ? *Leaf diğer ağacın olduğu yere taş atar* Morganite: KİM VAR ORADA ! Cyril eğer bu sensen hiç komik değil ! *Leaf Morganite’ın arkasına taş atar ve Morganite korkudan yere düşer* Morganite: Ah ! KİM YAPIYOR BUNU ? *Leaf Morganite’ın arkasına birden fazla taş atar ve Morganite’ın dikkatini oraya çeker Morganite o tarafa bakarken torbasından sikkeleri çalar* Morganite: Kimse yok burada, neyse kazanacak bir yarı- HA ! SİKKELERİM NEREDE ? *Morganite’ın ağzı açık kalır* Leaf: GELDİM ! WOHO KAZANDIM EVET ! *Morganite Leaf’in arkasından koşarak gelir* Chris: Morganite, Utanç iskelesi seni bekliyor. Morganite: Ama benim üç sikkem vardı ve Leaf onları çaldı ! Beth: Ne !? Will: Chris böyle bir şey olamaz, hile bu. Chris: Hm… Üzgünüm ama ben kurallarda herhangi bir şey göremiyorum. Morganite: Şaka yapıyor olmalısın ! HAYIIIIIIIIR ! Chris: Ehem Morganite utanç iskelesi hadi. *Morganite’ın suratı düşer ve çok sinirli bir şekilde utanç iskelesinden yürüyordur ve arkasından Leaf gelir* Leaf: Morganite bana kızdın mı ? Morganite: Buna pişman olacaksın Leaf ! Emin ol bu yarışmayı kazanamayacaksın. Leaf: Böyle olmasına gerek yoktu. Eğer beni tehdit olarak görmeseydin hala burada olabilirdin. Morganite: Siktir git Leaf. Beth: Morganite bekle ! *Will ve Beth, Morganite’a doğru koşarlar* Will: Morganite çok üzgünüm benim yüzümden gidiyorsun… Nasıl bu kadar aptal olabildim ki… Morganite: Sıkıntı yok Will. Leaf zekice oynadı sadece. Will: Ama nasıl emin olabilirim ki o notun gerçekten senin yazıp yazmadığını ben… Ben… Morganite: Will tamam, sıkıntı değil gerçekten. Beth: Morganite emin ol Leaf yaptıklarını ödeyecek. Ben bunu sağlayacağım. Morganite: Benim için kazanın, intikamımı alın canlarım. *Tekne gelir ve Morganite adadan ayrılır* Astra: Hm… Çok üzücüydü değil mi Leaf ? *Will ve Beth sinirli bir şekilde arkalarını dönerler* Leaf: Sus Astra. *Wayne yanlarına gelir* Wayne: Ah siktir ! Morganite’a görüşürüz bile diyemedim. Pekala neler oldu ve nasıl gitti o ? Beth: Leaf yüzünden. Will’i kandırmayı başardı. Will revirdeyken ona not yazmışlar ve Astra’ya oy vermişler böylelikle de beraberlik oldu daha sonra da Leaf beraberlik yarışında hile yaparak kazandı… Wayne: NE ! LEAF ! Leaf: ehehe. Merhaba… Wayne: Senin amına koyacağım. Sadece izle. *Wayne sinirli bir şekilde orayı terk eder ve Leaf ile Astra herkes uyurken buluşur* Leaf: Başımız kesinlikle büyük bir dertte. Wayne bize karşı döndüyse onun arkadaşları da bize karşı olacaktır demek bu ! Astra: Bana kalırsa arkadaş gruplarının arasını açalım. Mesela Rosa ile Hazel arasındaki olayla başlayalım ilk olarak. Leaf: Güzel fikir. Onların aralarını açacağız. BÖLÜM 7: *Kırmızı Yılanlar takımı* Hazel: Hey Wayne. İyi misin ? *Wayne yorganıyla üstünü örtmüştür* Wayne: Leaf’in bu şekilde Morganite’ı elediğine inanamıyorum ! Leaf bunu ödeyecek. Cyril: Pekala Morganite’ın gitmesi benim işime hem yaradı hem de yaramadı. Şimdi Wayne, Leaf’den intikam almak için Beth ve Will ile eminim ki ittifak kuracak. Adel: Hadi ama. Leaf gerçekten de zeki Wayne. Onu göndermek çok da kolay olmayacak. Hazel: Hem ayrıca Morganite’ı sevmiyoruz bile. *Karol, Hazel’in omzuna vurur* Karol: Hazel’in demek istediği şey; Morganite ile çok iyi geçinmiyorduk ama gitmesi bizim için çok bir şeyi değiştirmedi ve evet seni anlıyorum Wayne sonuçta Morganite senin yakın arkadaşındı. *Rosa içeri sertçe girer* Rosa: Hazel burada mı, argh. Neyse. bir sonraki yarışma birazdan başlayacaktır. Herkes hazır mı ? Adel: Evet hazırız da Cyril’i gören oldu mu ? *Cyril, Leaf ve Astra ile kafeteryada oturuyorlardı* Cyril: Ee ne konuşacaksınız ? Leaf: Çok da iyi anlaşamadığımızı biliyorum ama ben Morganite’ı yolladım ve sizin için bir tehditi ortadan kaldırdım. Diyorum ki sen ben ve Astra beraber bir grup olalım. Finale kadar bile gideriz. Cyril: Gerçekten beni bu şekil kandırabileceğini mi zannettiniz. Haha, hey bir fikrim var. Neden gidip başka bir eziği manipüle etmiyorsunuz ? Leaf: Demek Cyril ile işleri iyileştiremedim, of…. En güçlü oyunculardan biri o ve karşı takımın içerisinde drama yaratmam gerekiyor ! *Sıska kaçanlar kabini* Beth: Ee, şimdi bir planımız var mı ? Will: Morganite için adaleti sağlayacağız. Yani intikam alacağız ! Beth: Sadece iki kişiyiz, neye yarar ki ? Will: Morganite’ın gitmesine sinirlenen tek kişi biz değiliz. Beth: Ah… Wayne’i mi diyorsun ? Will: EVET ! Wayne bize yardımcı olabilir. Belki de arkadaşlarını ikna eder ve Astra ile Leaf’in arasını açarlar ve bu sayede de ikisinden birini yollarız. Beth: Bu gerçekten çok zekice Will. O zaman Wayne ile konuşma vakti gelmiş. *Kırmızı Yılanlar kabininin camına tıkla yarak Wayne’e işaret eder* Wayne: Ah ben biraz dışarı çıkıp hava alacağım sanırım. Hazel: Kart oynayacaktın katılsaydın keşke. *Rosa’nın gözleri alev alev olur ve Hazel’e ölümcül bakışlar atar* Wayne: Uh… Bir sonraki sefere olur, görüşürüz. *Wayne kabinden çıkar* Rosa: Hazel gerçekten de sen tam bir sürtü- Adel: Sözlerine dikkat et Rosa, küfürden hoşlanmam. Rosa: Sevdiğim kişiye yaklaşan ve arkadan bıçaklayan birine karşı ne yapmam gerek ? Önüne halılar sererek ÖZÜR DİLEMEK Mİ !? Hazel: Siktir ordan yeter artık, bu konuyla ilgili bir kez daha konuşmak istemiyorum! *Hazel kabinden hızla çıkar* Beth: Bir şey mi oldu acaba ? Sinirli gibi. Wayne: Rosa ile Hazel benden hoşlanıyormuş. İkisi bu sebepten kavga edip duruyorlar ve bu durum inanılmaz derecede can sıkıcı olmaya başladı. Benim yüzümden arkadaş grubum dağılsın istemiyorum. Will: Vay be. Beth: Her neyse. Wayne seninle buraya Leaf’i bir şekilde göndermeyi planlamayı konuşmaya geldik. Wayne: Farklı takımlardayız nasıl yardımcı olacağım ki ? Beth: Arkadaşlarını Leaf’e karşı oynatırsan Leaf sayıca çok geride kalacak ve böylelikle üstüne daha kolay gidebiliriz diye düşünmüştüm. Wayne: Mantıklı, zaten cyril ve diğerleri de Leaf’i sevmiyor. Harika bir plan bu. *Cyril bir anda Wayne’in arkasında belirir* Cyril: Agh Wayne inanabiliyor musun Leaf ve Astra daha demin bana resmen beraber çalışmamızı teklif etti haha. Wayne: Biz de tam olarak Beth ve Will ile Leaf’e karşı oynamamız gerektiğini konuşuyorduk, gel sen de katıl. Cyril: Ew, gerçekten Beth ve Will gibi iki ezikle mi işbirliği yapacaksın, gerçekten mi ? Wayne: Leaf tüm oyunu oynadı resmen ! Başka seçeneğimiz var mı gibi ? Ayrıca çok önyargılısınız, biraz şans verin birbirinize. Cyril: Gerçekten Morganite’ın arkadaşlarıyla mı işbirliği yapmalıyım oof. Ama bir düşününce de Wayne haklıydı Leaf gerçekten de çok tehlikeli bir oyuncu, buradan gitmesi gerekiyor. Will: Hadi ama Cyril, bir nevi şimdilik en büyük tehdidi ortadan kaldıralım diyoruz. Cyril: Uff… Tamam varım. Chris: Kampçılar benimle kafeteryada buluşun, önemli açıklamalarda bulunacağım ! *Herkes kafeteryada toplanır ve takımlar kendi yerlerine oturur* Adel: Ee önemli açıklama ne peki ? *Chris iki takımın da bayrağını alıp ocağa atıp yakmıştır* Chris: Bundan böyle takımlar birleşmiş bulunmakta, artık her kampçı kendi çıkarı için oynamak zorunda ! Bundan sonra yarışmaları kazanan kişinin dokunulmazlığı olacak ve elenmekten o gün kurtulacak yani onu oylayamayacaksınız. *Herkes şaşırır ve etrafına bakar* Leaf: Morganite’ı tam elettikten sonra takımlar birleşti mi gerçekten argh. Eğer dokunulmazlık kazanamazsam eminim ki eve gidecek benim. Siktir… Astra’yı daha çok kullanma vakti geldi. Astra: Leaf beni daha çok kullanacak olabilir, dikkatli olmam gerekiyor. Ayrıca Leaf benden önce gidecek buna da eminim. O piç kurusunu kimse sevmiyor ama herkes onunla beraber çalıştığımı da biliyor. Siktir. Beth: Bu harika bir haber ! Eğer dokunulmazlığı ben ya da Will hatta ve hatta Wayne’in arkadaşlarından biri kazanırsa Leaf’in buradan gideceğine eminim haha ! Morganite’ın intikamını alacağım. Cyril: Çok şükür ! Arkadaşlarımla beraber final 5 e gideceğim. Ama ilk önce Leaf’den kurtulmamız lazım daha sonra Beth ile Will’i halledeceğim. Rosa: Haha ! Hazel burdan gitmeye hazır ol ! Hazel: Arkadaşlar lütfen biraz yardımcı olur musunuz, resmen taciz artık bu ! Cyril: Rosa gerçekten biraz sakinleş artık çok olmaya başladın. Rosa: Pekala neyse ne. *Rosa takımının yanında kalkıp tek başına farklı bir yere oturur* Adel: Ah şaka falan mı bu ? Wayne bi bakar mısın ? Wayne: Evet ? *Adel fısılda yarak* Adel: Şu ikisinin arasını düzeltmen gerekiyor, diyorum ki Rosa ile bir konuş. Wayne: Agh… Nefret ediyorum bu konulardan ama bakarız Adel, söz vermeyeyim. *Astra ile Leaf bir kenara geçerler* Astra: Pekala şimdi takımlar olmadığına göre ikimiz de çok büyük tehlikedeyiz, ne yapmamız gerekiyor ? Leaf: Dokunulmazlık kazanmak tabi ki. Ama ikimiz de aynıanda kazanamayacağına göre bir şekilde bu durumun içinden çıkmamız gerekiyor. Chris: Pekala kampçılar bugünkü yarışmanız paintball olacak. Herkesin elinde silahı olacak ve herkes birbirini vurmaya çalışacak. En son vurulmadan kalan kişi dokunulmazlık sahibi olacak ! Adel: Haha, silahlarla oynanan bir oyun. Dokunulmazlığı ben kazanacağım ezikler. *Beth ve Will birbirlerine bakar* Beth: Pekala Will bu durumda bu oyunu ben kazanamayacağım. Will: Birlikte çalışırsak bir sorun olacağını düşünmüyorum, silahlarla aram zaten iyi sen arkamda kal yeter. Beth: Tamam önden sen o zaman. *Hazel, Rosa’nın yanına gelir* Hazel: Hey Rosa… Özür dilerim yanlış bir şey yaptım ve farkındayım. Acaba beraber takım olmak ister misin ? *Rosa, Hazel’i yere iter* Rosa: Rüyanda görürsün. *Astra ile Leaf birbirlerine bakarlar ve Hazel’in yanına giderler* Astra: Naber Hazel Hazel: Agh, ne istiyorsunuz ? Astra: Bir bakıyoruz da oldukça yalnız gözüküyorsun. Rosa ile aran açıldıktan sonra arkadaş grubunuzla da aranız çok iyi değil gibi. O yüzden sana bir teklifimiz var, bizimle oyna ve elenmekten kurtulursun. Hazel: Hm… Siz ikinizin ne kadar da şerefsiz olduğunu biliyorum, üzgünüm ama sizin gibi eziklerle asla takım olmam. Görüşürüz ezikler ! *Leaf ve Astra birbirilerine bakarlar* Leaf: Hazel’i buradan gönderiyoruz. *Herkes dağılır* *Rosa ağaçların üstüne çıkar* *Beth ve Will ormanın içinden geçiyordur* *Adel, Wayne ve Cyril mağaralarda pusuyorlardır* *Leaf ve Astra da sahilden ilerliyorlardır* *Hazel ve Karol da beraber ormanda ilerliyorlardı* Cyril: Wuhuu KANKALARLA BERABER AVLAYACAĞIZ HERKESİ ! Wayne: Evet ama sadece birimiz kazanacak dokunulmazlığı. Cyril: Olsun sonuçta kazanacak birimiz ileri gidebilecek. Adel: Keskin nişancılık yapmayı düşünüyorum siz ikiniz önden gidersiniz ve ben sizin arkanızdan diğerlerine ateş açarım. Cyril: Çok mantıklı. O zaman haydi Wayne gidelim ! *Wayne ve Cyril ormana doğru koşmaya başlarlar* Adel: Umarım batırmazlar. *Beth ve Will silahlarını tutarak ilerliyorlardı* Will: Beth gelecek saldırılara dikkatli ol tamam mı ? Beth: Pekala emin ol olacağım. *Çalılıklardan bir ses gelir* Beth: HEY KİM VAR ORADA ! Will: Göster kendini ! *Beth arkasından vurulur* Beth: hey ! WILL ARKANDA DİKKAT ET ! *Will arkasını döner ve Karol’un ona nişan aldığını görür ve Karol tetiğe sıkar. Will yere eğilerek paintball mermisini dodgelar* Will: Hah, beni vurabileceğini mi sandın ! *Will, Karol’u vurur* Karol: HAZEL ŞİMDİ VUR ! *Hazel çalılıklardan atlayıp Will’e sıkar* Will: Hassiktir ya. Hazel: EVET ! YAŞASIN ! Beth: Olsun Will iyi savaştın. Benim gibi ilkten de vurulabilirdin. Will: Ama daha iyisini yapabilirdim, sikeceğim ya. Hazel: Haha, ağlayın, bu oyunu ben kazanacağım sike sike ! *Hazel bir anda yukarıdan gelen bir paintball mermisiyle vurulur* Hazel: HEY ! Kim nereden sıktı be ? *Rosa yukarıdan bağırarak* Rosa: AĞLA SENİ EZİK ! HAHA. Hazel: ARGH… Pekala yetti artık bugün Rosa gidecek. ARTIK SAYIN NAZİK HAZEL OLMAYACAK DUYDUNUZ MU ! Karol: Hazel sakin ol biraz. Hazel: Yetti artık Karol, uğraşmayacağım artık. Rosa bugün gidecek o kadar ! Beth: Haha, birbirlerini yiyorlar. Finale gitmek için hiçbir şey yapmasam bile diğerlerini birbirlerini yiyecekler ve ben kimseye çaktırmadan finale çıkabileceğim. *Leaf ve Astra sahil yolundan ilerliyorlardır* Leaf: Pekala eğer sona kalırsak seni arkandan bıçaklamak zorunda kalacağımı biliyorsun değil mi ? Astra: Sıkıntı yok o zaman kıçına tekmeyi ben basarım zaten. Leaf: Ugh… O zaman uğraşmak yerine şimdiden bitireyim bari. *Leaf, Astra’yı paintball mermisiyle vurur* Astra: HEY NE YAPIYORSUN ! TAKIMIZ BİZ ! Leaf: Uhm… Kazanmaya çalışıyorum tabi ki de. Görüşürüz Astra ! *Leaf ormanın içine doğru koşmaya başlar ve Astra’nın ağzı açık kalır* Astra: Leaf’in beni satmasına şaşırmıyorum ben de olsam aynısını yapardım, tabi ki aklıma gelseydi. ARGH, Leaf beni satmanın bedelini sonradan hem mental hem de fiziksel ödeyecek yemin ediyorum ! Leaf: Daha önce de dediğim gibi gerekirse Astra’yı satarım. İyi bir müttefik ama eninde sonunda onunla aramı bozmam gerekecek. Bir milyon dolar beni bekle, senin için geliyorum ! *Wayne ve Cyril ormanda yürüyorlardı* Wayne: Bir şey duyuyor musun ? Cyril: Hayır. Zaten bir şey olursa ve görebilirse Adel arkamızdan bize destek amaçlı ateş açacak merak etme. Wayne: Belki de birileri bizi ağaçlardan vuracak ne biliyorsun ? Demişken yukarılara da baka- *Wayne’in yanına yukarıdan paintball mermisi sıkılır* Wayne: BİLİYORDUM ! SAKLAAAAN ! *Wayne ve Cyril çalılıkların arkasına saklanırlar* Cyril: Hay sikeyim. Adel buradan bizi göremez ki. Wayne: Ne yapacağız peki ? Cyril: Yukarıya siper al ben o her kimse dikkatini dağıtacağım. *Cyril çalılıklardan çıkar ve ağaçlara tırmanmaya çalışır ve ona sürekli paintball mermileri atılır* Rosa: Hay sokayım ! Niye isabet etmiyor be ! *Rosa arkasında bir şey hisseder* Cyril: Demek bu sendin Rosa… Rosa: AH ! Cyril: Neden bize sıkıyordun Rosa ? Arkadaşız sanıyordum … Rosa: Üzgünüm ama bugün ya Hazel gidecek ya ben bundan yüzde yüz eminim o yüzden dokunulmazlık almalıyım ! Cyril: Çok üzücü o halde bu şansını kaybedeceksin desene. *Cyril ve Rosa aynı anda tetiğe sıkarlar ve ikisi de elenir* Cyril: Şaka mı bu amına koyayım ? Rosa: CYRIL BUNU NİYE YAPTIN ! Cyril: Rosa, artık şu Hazel ile olan aranı düzelt çünkü gerçekten çok can sıkıcı ve çok gıcık olmaya başladınız ikiniz de. Rosa: Asla ! Cyril: Peki sen bilirsin. Cyril: Ne kadar Rosa’yı oylamak istemesem de bugün maalesef ona oy vereceğim gibi duruyor. Şu ikisini daha fazla çekemeyeceğim ! *Wayne hala siper alırken arkasına silah’ın ucunun değdiğini hisseder* Leaf: Sakın kıpırdama, vururum. Wayne: Korkak değilsen yüzüme karşı savaş Leaf. Leaf: Bugünkü dokunulmazlığı kaybedecek halim yok Wayne. Üzgünüm. Wayne: Morganite’ı elemenin bedelini ödeyeceksin er ya da geç seni piç ! Leaf: Şansını zorladın. *Leaf, Wayne’e paintball mermisiyle sıkar ve Wayne elenir* Leaf: Bu gerçekten kolaydı lan. Wayne: Evet ama tahmin etmediğin bir şey var. Leaf: Nasıl yani ? *Büyük bir mermi sesi duyulur ve Leaf’in sırtına çarpar* Chris: VE ADEL BUGÜNKÜ YARIŞMAYI KAZANARAK DOKUNULMAZLIK SAHİBİ OLUYOR ! *Adel uzaktan ormanın içine doğru uzaktan koşmaya başlar* Adel: WUHU ! YAŞASIN DOKUNULMAZIM BEBEĞİM YEAH YEAH. *Adel dans etmeye başlar ve Leaf ona tip tip bakar* Adel: Şey… Leaf: Siktirin gidin argh… Chris: TÜM KAMPÇILARIN DİKKATİNE HERKES BENİMLE KAFETERYADA BULUŞSUN ! *Herkes toplanır* Rosa: Pekala bu sefer ne var Chris ? Chris: Kamp ateşinden önce size önemli bir duyuru yapmak istedim. Adel bugünkü yarışmayı kazandı evet dokunulmazlık sahibi onu oylayamazsınız ama… Adanın herhangi bir yerine bir dokunulmazlık sembolü bıraktık. Onu bulabilen kişi yarışma sonuna kadar bir kereliğine mahsus o dokunulmazlığı kullanabilecek ve elenmekten bir kereliğine kurtulacak. Her yerde olabilir o yüzden şu andan itibaren bence herkes dokunulmazlığı arasa iyi olacak haha. Leaf: MÜTHİŞ BİR HABER BU ! Eğer dokunulmazlık sembolünü bulursam en azından bir elemeden kurtulmuş olurum. Eğer başkası alırsa da o kişiyi bulmam gerekiyor. *Herkes erkek ve kızlar kabini olmak üzere ayrılır* *Kızlar kabini* Astra: Kızlar, şu en üst ranzayı alabilir miyim ? Beth: ben de altındakini alacağım, olur mu ? *Astra tek kaşını kaldırır* Astra: Peki… Astra: Beth’in bugün benim için oy kullanacağını düşünmüyorum, belki de onunla biraz yakınlaşmayı denemeliyim. Rosa: Arkadaşlar herkes Hazel’e oy verecek değil mi ? *Tüm dikkatler Rosa’da toplanır* Beth: Neden ki ? Rosa: Uhm..? Ne demek ‘’neden ki ?’’ Hazel sevdiğim çocuğu resmen öptü. Hazel: YETER BE ARTIK ! KES SESİNİ. Rosa: Bağırma bana ! Hazel: Rosa, seninle aramı düzelteceğim diye çok uğraştım ama sen tüm bu uğraşlarımı boşa harcadın ! SENDEN ARTIK NEFRET EDİYORUM ! Rosa: Sen olsan affedersin sanki. Hazel: SEN TAM BİR KALTAK BİR OROSPUSUN ! *Herkesin ağzı açık kalır* Beth: Ne kadar sevmediğim insanlar olsa da kimse kimseye bu tarz bir küfür etmemeli bu çok yanlış ! *Astra gülüyordu* Hazel: Ay… Tamam bu biraz fazlaydı ve ileri gitmiş olabilirim özür dilerim ama gerçekten beni çok sinirlendirdin. Sadece kaybetmemek için Wayne’i öpmüştüm o kadar… Hazel: Ah, hayır Wayne’i öpmek gerçekten iyiydi. Üzgünüm Rosa… *Erkekler Kabini* Cyril: Pekala kime oy vereceğimden emin değilim ama Rosa ile Hazel canımı çok sıkıyorlar. Adel: Değil mi..? İkisi de arkadaşımız ama tüm gün onları dinlemek istemiyorum artık. Cyril: Ama onlara oy veremeyiz. Finale gitme ihtimalimiz düşer. Wayne: Lütfen Rosa’ya oy verebilir miyiz ? Cyril: Neden ? Wayne: Ben bu konuyu konuşmak istemiyorum. Belki de bu adadan giderlerse en sonunda kafam rahatlar. Dostlar benim için Rosa’yı oylayın. *Leaf tek kaşını kaldırır ve Will’e dönüp fısılda yarak konuşur* Leaf: Hey Will. Will: Ne var Leaf. Leaf: Bir fikrim var. Hazel’e oy verirsek planım işe yarayacak. Benimle beraber Hazel’e oy verir misin ? Will: Peki anlat bakalım fikrin neymiş. Leaf: Gerçekten bugünkü elemeden kurtulduğuma inanamıyorum. Kendimi susturmaya devam edersem belki de ilerleyebilirim ama ilk önce dokunulmazlık sembolünü bulmam lazım. *Kamp ateş* Chris: Elimde 9 tane yumuşak şeker ve 10 kampçı. Görmüş olduğunuz yumuşak şekerlerden alamazsanız adadan elenirsiniz, buraya veda edersiniz VE BİR DAHA GERİ GELEMEZSİNİZ ASLA ! Rosa: HADİ ARTIK ! Chris: Hadi bakalım. İsmini söylediklerim gelip yumuşak şekerlerini alsın. Chris: Will ve Leaf güvendesiniz. Leaf’in kalmasına şaşırdım. Bir sonraki yumuşak şeker… *Herkes çok telaşlıdır ancak Rosa kendinden emindir ve asla suratındaki o somurtkan suratı değiştirmiyordu* Chris: Wayne, Cyril ve Adel gelin, güvendesiniz. Hazel: Hadi ama… Chris: Beth, Karol ve Astra ! haha *Chris histerik bir gülüş atar* Chris: Hazel ve Rosa bu gördüğünüz yumuşak şekeri alamayan kişi utanç iskelesinden bu adaya veda edecek. VE YUMUŞAK ŞEKERİN SAHİBİ… *Rosa ve Hazel stresten titriyorlar* Chris: KİMSE ! Beraberlik var, şaka mı bu ? Rosa: HA ? Kim bana oy verdi be ! Hazel: Ee ne olacak şimdi Chris ? Chris: Argh… Sizinle gerçekten uğraşmak istemiyorum ve bu yumuşak şekeri de ben yiyerek sizin ikinizi de utanç iskelesine davet ediyorum ! ELENDİNİZ. İKİNİZ DE ! Rosa: NE ! Hazel: NE ! *Leaf kahkaha atıyordu* Hazel: Hepsi senin suçun LEAF ! Eğer o gün Wayne’i öpmemi söylemeseydin şu an arkadaşımla aram iyi olacaktı. ARRRGHH ! Leaf: Görüşürüz Hazel ve Rosa haha. *Herkes Leaf’e sinirli gözlerle bakarlar* Rosa: Leaf yaptığın şeyin bedelini öde- Chris: Hadi artık UTANÇ İSKELESİNE ! Rosa: RGHH ! *Rosa ve Hazel utanç iskelesinde yürüyorlardı ve Wayne arkalarından gelir* Wayne: Üzgünüm arkadaşlar. Birçok kişiyi size oy vermesi için ikna ettim çünkü kafamı siktiniz… Rosa: NE ! GERÇEKTEN Mİ ? Hazel: Ah, suratını öptüğüme inanamıyorum. Siktir git Wayne. Wayne: Ama sizler benim arkadaşımsınız… Sizi seviyorum. Bu yarışmada olanlar her neyse burada kalabilir mi ? Arkadaşlığımız bozulsun istemiyorum. *Rosa ve Hazel birbirlerine bakarak kafalarını sallarlar* Rosa: Pekala sanırım mantıklı olan bu. Hazel: Ben… Ben sana kaltak bir orospu dediğim için özür dilerim Rosa. Wayne: Dedin mi ? Rosa: Uh… Sorun değil Hazel… *Tekne gelir. Rosa ile Hazel binerler* Rosa: Şimdi… Bir daha erkekler için kavga etmeyelim, olur mu ? Hazel: Tabi ki ! En iyi arkadaşız biz ! *Rosa ile Hazel sarılırlar* BÖLÜM 8: *Erkekler kabini* Wayne: Çok şükür ikisinin de sesini artık duymak zorunda değilim, oh be… Cyril: Bir bakınca… Haklısın Wayne, onlar gittikten sonra gerçekten etraf çok sessizleşti. Adel: Sayıca azaldık ki bu işimize gelmiyor ! Cyril: Sakin ol hala üç kişiyiz, bir sorun olmayacaktır. Tabi Leaf tekrardan şeytani bir plan yapmazsa ! *Leaf yatakta yatarken bir anda kendini kaldırıp Cyril ve diğerlerine bakar* Leaf: Hay sikeceğim… Pekala bir an önce şu dokunulmazlık sembolünü bulsam iyi olur yoksa eminim ki bir sonraki gidecek kişi buradan ben olacağım. *Karol, Will’e fısılda yarrak* Karol: Hey Will. Bir konuşabilir miyiz ? Will: Tabi buyur. Karol: Biliyorsun Cyril ve arkadaşlarıyla bir süre takıldım ama şimdi takımlar birleşince sanki çok da aramız iyiymiş gibi gelmiyor… Will: Siz yakın dostsunuz sanıyordum ? Karol: Ah… Hemen hemen sayılır diyelim. Meclis üyesi olduğumdan bir geçmişim var onlarla… Morganite’a karşı onları kullanmışlığım vesaire. Neyse ne. Şu anda yalnız hissediyorum o yüzden ittifağa ne dersin ? Will: Kabul. Karol: Bu anlaşma hakkını verecek emin ol. *Kızlar kabini* *Çekirge sesi* Astra: Peki… Naber Beth ? Beth: Ah… İyiyim Astra teşekkür ederim ne kadar naziksin *Beth samimiyetsiz bir şekilde gülmeye başlar* Beth: Adadaki tek kız ben ve Astra kaldık. Hayır yani kabinde sadece iki kişiyiz ve bu çok … ilginç oluyor yani ay neyse Astra: Heyy… Bakıyorum da sadece biz kalmışız kızlar olarak. Diyorum ki erkeklere karşı bir takım falan mı olsak ha ? Beth: Hah, iyi bahaneymiş Astra. Götün zora girince ne kadar da komik oluyorsun ama ! Astra: Ah, inanmıyorum gerçekten kız gücüne bahane mi dedin sen ? Tam bir pick me sin Beth Beth: Pick me huh ? Sevgilim var Astra’cım. Ah ne yazık ! Senin etrafında seni sevebilecek kimseyi görmüyorum… Yazık sana. Astra: AAAAAAAH ! BETH BURADAN GİDİYOR BUGÜN. *Leaf ormanda dokunulmazlığı aramak için geziniyordu* Leaf: Nerde bu sik ? A yeter ! *Leaf’in ayağı takılır ve yuvarlanır, kayaya çarpar* Leaf: Ah kafam ! Ha..? Bu da ne ? *Leaf kayayı kaldırır ve dokunulmazlık sembolünü bulur* Leaf: HAHAHA, sıçtım ağzınıza ! Sıkıyorsa oynayın lan benimle ! *Leaf ormandan zıplayarrak geri dönüyordu* Leaf: Bu mükemmel bir şey ! Şunun güzelliğine bir bakın… Zaferin kokusunu hissedebiliyorum. Merak ediyorum da acaba ne olacak ? *Beth ve Will çardakta buluşurlar* Will: Ay yok artık ! Astra gerçekten salak haha. Kendine bu kadar düşman edine edine kendisini buradan yollayacak. Beth: İyi de bu ikimizden biri de olabilir… Sonuçta Wayne’in arkadaşları bizi sevmiyor ve onlar Leafler ile birleşirse biz buradan kesin gidiyoruz demektir bu ! Will: Sakin ol. Astra varken biz bir yere gitmeyeceğiz. *Karol yanlarına gelir* Karol: Naber arkadaşlar ! Beth: Uh… iyi sen ? Karol: İyi sayılır diyelim… Beth: Karol, ne kadar meclis üyesi olsa da Cyril ve diğerleriyle takılmışlığı var ona asla güvenmiyorum ! Will: Ah Beth, bahsetmeyi unuttum. Karol bizimle bir ittifak içerisine girdi haberin olsun. Bizimle beraber olacak yani. Beth: İyi de o bir meclis üyesi ! Morganite’dan ölesiye nefret ediyorlar ve tam bir iki yüzlüler ARGH ! Karol: Pekala sen bilirsin Beth. Diğer herkesi ikna edebilirim. Biliyorsun Leaf ve Astra zaten birilerini elemek için dünden razılar. *Beth gözlerini devirir* Beth: Of… Peki anlaştık. Karol: Güzel sevindim, görüşürüz o halde. *Karol uzaklaştı* Beth: CİDDİ MİSİN WILL !?! Will: Beth ama ihtiyacımız olan bir şey bu. Biraz da duyguları kenara bırakıp gerçekçi düşünebilir misin ? Beth: Sana gerçekten inanamıyorum Will, ugh… Will: Beth bana şu an sinirlenmiş olabilir ama bugün eve giden kişiden birinin bizden olmamasını bana borçlu olacak. *Astra ve Leaf karşılaşırlar* Astra: Hey Leaf diyorum da gidip şu dokunulmazlığa bir baksak mı. Gerçi birisi almış bile olabilir. Leaf: Ah… Birisi çoktan almış olabilir çünkü ben baktım ve bulamadım. Cyril’in aldığına eminim bu sabah erkekler kabininde yoktu. *Astra döz devirir* Astra: Pekala o zaman neyse ne. Şimdi dokunulmazlık kazanalım da kimi göndereceğimizi düşünelim. Leaf: Ben Wayne diyorum. O çocuk gerçekten çok hırslı, durdurulması gerekiyor. Astra: Benden bir şey mi saklıyorsun ? Leaf: Ne ? Ah, ben mi ? Hayır tabiki de saçmalama ittifağız biz. Astra: Yarrağıma ittifağız. Yani öyleyiz ama şimdilik Leaf: Birazcık daha diğerlerini gizlice dinle bari ki bir şeyler hakkında bilgi sahibi olalım ve insanların arasını açacak bir kozumuz olsun. Astra: Ugh, tamam hallederim ! Chris: Kampçılar herkes benimle sahilde buluşsun KOŞUN KOŞUN *Toplanılır* Karol: Ee bugün ne türden şeyler yapacağız ? Chris: Herkes buradan bir anahtar seçecek ve karşıdaki adaya teknelerle yüzerek herkes kendi numarasındaki yeri kazacak ve çıkan itemleri buraya getirecek. Astra: Hah, çocuk oyuncağı bu ! Chris: Pekala o halde… BAŞLAYIN ! *Herkes birbirini ite kalka anahtarları almaya çalışır* Beth: Hey itmesene be ! Astra: Oops pardon ☝️ *Karol, Wayne’in ayağına yanlışlıkla çelme takar ve Wayne yere düşer* Wayne: HEY ! Karol: Has… Wayne pardon *Karol elini uzatır ancak arkasından birinin ona doğru geldiğini duyar* Adel: AAAAAAAAA ! *Adel, Karol’u kumun içine gömer ve Wayne’i kaldırır* Wayne: Sağ ol, hadi anahtarları alalım ! *Herkes anahtarları almıştır ve şimdi de teknelere koşuluyordu* Will: Beth sen benim yanımdaki tekneyi al beraber geçebiliriz. Beth: Güzel fikir ! *Beth ve Will tam teknelerle gidiyorlardı ki Astra, Beth’in teknesinin arkasına atlar ve Beth zıplayarrak tekneden suya düşer* Beth: AHH..! SAÇIIIMMM !! Astra: Ay pardon nerd. Beth: Astra bu oyundan sonra ağzına sıçacağım KESİN ! *Astra çaldığı tekneyle Will’in teknesine vurur* Will: Hey bıraksana be ! Astra: ASLA ! *Astra, Will’in teknesine son darbeyi atarak Will’in teknesini batırır* Astra: Görüşürüz ezikler DOKUNULMAZLIK BENİMDİR !! *Cyril, Wayne ve Adel aynı teknededir* Wayne: HAYDİ ÇOCUKLAR KAZANALIM ! Adel: WUHU ! *Leaf teknesine yeni binerken arkasındaki Karol’u fark eder* Leaf: Yardıma ihtiyacın var mı ? Karol: Sanırım… Leaf: Evet bence de. Eğer ben ve Astra ile oylarsan sana finale kadar yardımcı olacağım söz. Leaf: Haha, hayır tabiki de. Karol’un Beth ve Will ile ittifakta olduklarına yüzde yüz eminim. Karol’u yanıma çekerek dikkatleri onun üstüne çekeceğim. Karol: Ugh… Peki tamam kabul. *Leaf’ Karol’u kumdan çıkartır* Leaf: Hadi şimdi teknelerle karşıya geçelim. *Astra karaya ilk çıkandır* Astra: Nerde benim kazacağım yer… HAH BURADA. *Astra kazar ve kumun içinden misket çıkar* Astra: Bu ne be ? Ugh… Neyse ne. *Astra teknesine geri döner* Wayne: Hadi herkes kendisininkini kazsın ! Cyril: ÇOK DERİN AH ! Adel: Bir şey çıkmıyor burası boş galiba. Wayne: Pekala bana sapan çıktı Cyril: Bana da masa tenisi raketi çıktı. Bunlar ne harbiden ! Adel: Bana bir sik çıkmadı inanılmaz ! Wayne: Neyse hadi dönelim ! *Beth ve Will yüzerek karaya çıkarlar* Beth: Başka hadi kazmaya ! *Will kazar ve sert bir şey hisseder* Will: Taş mı çıktı ? Gerçekten mi… Beth: Bana da çubuk çıktı… Will: Chris gerçekten şerefsiz biri. Neyse hadi dönelim. *Leaf ve Karol tam Beth ve Will tekneden inerken karşılaşırlar* Beth: HEY KAROL NEDEN LEAF İLE BİRLİKTESİN ! Karol: Dur açıkla– Beth: Biliyordum ! Will sana söylemiştim. Yürü hadi. Leaf: Görüşürüz 😘 *Beth ve Will tekneyle uzaklaşırlar* Chris: EHEM DEMEYİ UNUTUMUŞUM AMA TEKNELERLE EN SON ADAYA GİDEN KİŞİ ELENİR VE SONUÇTA KAROL VE LEAF BERABER OLDUKLARI İÇİN İKİSİ DE BU YARIŞMADAN ELENDİLER. Leaf: Hasiktir ya ! Karol: Mükemmel. Dokunulmazlık hakkım gitti şimdi ne bok yiyeceğim ?!! Kirli oynamanın vakti geldi. *Astra geri dönen ilk kişidir* Astra: YES haha kazandım ! Chris: Dur bi bakalım herkes gelsin ilk önce. *Wayne, Adel ve Cyril de gelir* Cyril: Gerçekten Astra mı geldi ilk önce ! İnanamıyorum argh ! Astra: Ağla ezik. *Beth ve Will de gelir* Will: Olamaz… En son gelen bizleriz ! Chris: Sakin olun kampçılar yarışmamızın daha yarısıydı bu ! Adel: Nasıl yani ? Chris: Elinizdeki gördüğünüz itemlerle bu adanın karşısındaki yere tehlikeleri aşarak geçeceksiniz ve ilk ulaşan kampçı dokunulmazlık kazacanak ! Adel: Peki ne gibi tehlikelerle karşılaşacağız ? Chris: Ah… Tehlike sizler olacaksınız ! Birbirinize karşı savaşacaksınız tabi ki sonuçta bitiş çizgisine ilk yetişmeye çalışacaksınız. Adel: Sen gerçekten çok kötüsün. Chris: Biliyorum. Her neyse… Bir haberim daha var. Bugünkü dokunulmazlık sahibi başka bir kişiyle dokunulmazlığını paylaşabilecek. Yani iki kişi dokunulmaz olacak bugün. Arkadaşınız mı… yoksa düşmanınızı mı dokunulmaz yapacaksınız haha. Astra: Uuu… Çok iyi haber bu ! Chris: O HALDE… BAŞLAYIN ! *Herkes koşmaya başlar ve o sırada arkadan Karol ile Leaf gelir* Leaf: Hiç şansımız yok mu ? Chris: Hayır. Leaf: Astra kazanırsa dokunulmazlığını benle paylaşsa iyi olacak aksi takdirde onu boğacağım. *Beth ve Will yanyana koşuyorlardı* Will: Bitiş çizgisine ikimizden hangisi ilk geçsin ? Beth: Ay bilmiyorum ama ha ben geçmişim ha sen. Ne fark edecek ki ikimiz de birbirimiz ile paylaşacağız sonuçta dokunulmazlığı. Değil mi ? Will: Ha… evet doğru ya. Astra: Naber arkadaşlar ! *Astra elindeki misketi Will’in kafasına fırlatır ve Will bayılır* Beth: Ah Will olamaz ! ARGH. Astra: Ay… Pardon arkadaşın mı bayıldı ? *Beth çubuk ile Astra’ya vurmaya çalışır ancak Astra, Beth’i yere serer* Astra: Çubuğunu da ben alayım ! Beth: Hey ne yapıyorsun ? *Astra, Beth’i tutup çalılıklara atar* Beth: SAÇIM ! YİNE ! *Beth çalılıklar arasında kıyafetleri ile takılı kalır* Astra: GÖRÜŞÜRÜZ EZİK HAHA BUGÜN BEN KAZANACAĞIM ! *Wayne ve arkadaşları bitiş çizgisine doğru koşuyorlardı* Adel: Peki ama ilk hangimiz geçecek ? *Herkes bir anlığına durur* Wayne: Bak işte bunu hiç düşünmedim. Cyril: En iyisi ben geçeyim ne dersiniz ? Adel: Niye sen ? Cyril: Uhm..? Öyle çünkü. Adel: Belki de bitiş çizgisi için yarışmalıyız ! *Havadan atılan çubuk Wayne’in elindeki sapana değer ve sapan yere düşer* Wayne: HEY kim yaptı bunu ? *Astra çalılıklardan atlayıp sapanı alır* Astra: Selam dostlar üzgünüm ama kazanmanıza izin veremem ! BUGÜN DEĞİL ! Adel: Sen öyle san ! *Astra sapan ile taş atmaya başlar ve Wayne ile arkadaşları kaçmaya çalışır ancak taşlardan bir tanesi Wayne’in başına gelir ve Wayne bayılarak yere düşer* Adel: Hassiktir Wayne ! Cyril: Onun için vaktimiz yok, bitiş çizgisine ikimizden birinin gitmesi gerekiyor Astra kazanmadan önce ! Adel: Ben onu oyalarım tamam… sen geç hadi. Cyril: Anlaşabildiğimiz için sevindim. Astra: Çıkın ve s2mle 100leşin ! *Adel çalılıklardan atlar ve elinde hiçbir şey olmadan Astra’ya doğru koşmaya başlar* Astra: Hey DUR ! *Adel, Astra’ya yumruk atar ve o sırada Cyril bitiş çizgisine koşmaya başlar* Astra: ARGH HAYIR ! *Astra sapanı ile yerden Cyril’in ayağına taş atar ve Cyril takılıp düşer* Astra: İşte bu ! Adel: Hey dur lan yerinde ! *Astra, Adel’in suratına tekme atar ve ayağa kalkıp koşmaya başlar* Astra: Görüşürüz keller ! *Astra bitiş çizgisini geçer* Astra: WUHU EVET BE ! Chris: Ve Astra dokunulmazlığı kazanıyor ! Şimdi herkesin gelmesini bekleyelim de kimi koruyacağını seç. *Herkes bitiş çizgisine gelir* Chris: Pekala Astra kimi seçeceksin bakalım. *Astra herkese göz gezdirir ve Leaf’e bakakalır* Astra: Of… Leaf’i seçiyorum. Leaf: YES BE ! Chris: GÜZEL ! Leaf ve Astra bugünkü elemeden kurtuldular bakalım bugünün şanssız oyuncusu kim ve eve kim gidecek haha. *Kızlar kabini* Beth: ARGH ! Will’in Karol’a o an güvendiğine inanamıyorum ! Sen inanabiliyor musun ? *Astra, Beth’i hür dikkat dinliyordur* Astra: Bugün Karol’a oy vereceğime söz veriyorum o halde. Leaf’i de ikna edebilirim hayatım. Beth: Gerçekten bunu benim için yapar mısın ? Astra: Evet bugün sana yarışmada bok gibi davranmış olabilirim ama oyun dışında o kadar da kötü insan değilim. Morganite’a karşı kötüyüm her zaman o ayrı tatlım. Beth: Çok sağ ol Astra ! *Will ve Karol içeri girer* Beth: Hey kızlar kabini burası ! Will: Ben buraya sadece kime oy vereceğimizi tartışmaya gelmiştim. Beth: Karol niye burada. Karol: Wayne ve arkadaşları sana oy vermeye karar verdiler Beth. Üstelik Leaf ile de anlaştılar. *Beth ve Astra birbirlerine bakarlar ve tek kaşlarını kaldırırlar* Karol: Dediğim gibi kirliyi oynayacaktım haha. Astra: Aslında Leaf ve ben sana oy vermeye karar vermiştim ama… Ne kadar kötüsün yalan söylemekte. Beth: HAHAHA. Will: Vay be. Karol: A… ama ! Astra: Siktir git şimdi hadi. *Karol etrafına bakar ve yüzü kıpkırmızı olup kaçarak uzaklaşır* Will: Şimdi dost muyuz ? Astra: Sayılır. Ama senle hayır. *Kamp ateşinde buluşulur yani toplaşılır* Chris: Kampçılar gördüğünüz üzere sadece 8 kişi kaldınız ve elimde 7 tane yumuşak şeker var… Birazdan gitmesini istediğiniz kişiye oy vereceksiniz. Unutmayın ki Astra ve Leaf’e oy veremezsiniz. Leaf: Hiçbir şey yapmadım bile hah. Chris: AH ! Üstelik dokunulmazlık sembolü de bulundu haberiniz olsun haha. *Herkes şok olup etrafına bakar* Cyril: Kim lan o Will: Kesin sensin he. Cyril: Kes sesini. Chris: HADİ OYLAYIN ARTIK ! *Herkes oylarını verir ve geri gelir* Chris: Hadi bakalım. Leaf ve Astra yumuşak şekerlerinizi gelip alınız. Chris: Sırada Cyril Wayne ve Adel ! Adel: Ah… Şükür… Chris: Ve Beth ! Beth: Ha… Ay sonunda. *Chris’in elinde tek yumuşak şeker kalır* Chris: Will ve Karol elimde gördüğünüz tek yumuşak şekerin sahibi ikinizden biri olacak… … Chris: VE WILL GÜVENDESİN ! Will: YES HAHA ! Karol: Şaka gibi inanamıyorum… Chris: 5 e 3 oyla gittin Karol üzgünüz. Wayne: Evet Karol’a ben oy verdim çünkü yarışmada ayağıma çelme takmıştı üstelik Will’e oy veremezdim çünkü Morganite ağzıma sıçardı. Görüşürüz Karol. Karol: SİKTİRİN GİDİN ! Chris: Hadi selametle. *Karol utanç iskelesinden yürüyüp gider* Astra: Gerçekten asıl kötünün kendisi olduğunu düşündü yazık. BÖLÜM 9: *Erkekler kabini* Cyril: Gerçekten Karol’u elediklerine inanamıyorum ! Ona kim oy vermiş olabilir ki ? Adel: Sadece üç kişi Will’e oy vermişti. Demek ki aramızdan biri Karol’a oy vermiş *Gözler Wayne’e çevrilir* Wayne: Ugh pekala ! Ben verdim. Ne var yani veremez miydim ? Cyril: Çok mantıksız bir hareketti bu. Hiç düşünmedin mi ? Şimdi sayıca öne geçme ihtimalleri var ! Wayne: Leaf ile anlaşmıştı Karol. Elemek zorundaydık arkadaşlar azıcık beyin lütfen. Adel: Aslında Wayne haklı. Leaf ve çevresindekilerin güçlenmesine izin veremezdik. *Leaf bir anda erkekler kabininin kapısını kırarak içeri gelir* Leaf: Naber lan ezikler. Cyril: Ne kadar da rahatsın. Biliyorsun kaybedersen gideceksin Leaf. Leaf: Ah ne yazık, kaybetmeyeceğim ki. Benimle uğraşmayın bile canınızı yakarım haha. Cyril: Morganite yokken kandıracak insan kalmadı mı Leaf. Ne üzücü. Tek şansın kazanmak yoksa gg wp Leaf: Dene o zaman beni. *Kızlar kabini* Astra: Evet Beth şimdi aramız iyi olduğuna göre beraber oylayacağız tamam mı ? Beth: Ah tabi ki ! Astra: Haha. Gerçekten buna kanacak mı yani ? Hala ders çıkaramamış. Acıyorum Beth’e. Acaba Will’i de yanıma çekip bir şekilde Leaf’i attırsam mı ? *Will kızlar kabinine gelir* Beth: Ay hadi ama kızlar kabini diyoruz burası ! Will: Uh neyse ne konuşmamız gerek ! Beth: Ne oldu ? Will: Ne mi oldu ? Dokunulmazlık sembolünü birisi bulmuş dedi Chris dün hatırlamıyor musun ? Astra: Ee bu bilgiyle biz ne yapabiliriz ? Will: Onu kim aldıysa o kişiden çalmamız gerek yoksa burada kalacak eminim ! Astra: Alan her kimse zaten iyice saklamıştır. Hey hak ne diyeceğim sen en iyisi git ve bunu araştır ve biz de Beth ile yarışmaları kazanmaya çalışalım. Beth: Oha müthiş bir fikir ! Will: Ugh peki. *Will kabinden çıkar* Astra: Erkekleri oynamak bu kadar basit işte hahaha *Astra ve Leaf tuvalet kabininin arkasında buluşurlar* Leaf: Ee neler oluyor ? Astra: Beth ve Will ile ittifaktayız gibi kandıracağım. Şu an inanıyorlar zaten aptallar haha. Leaf: İşe yaramasına imkan yok, sahi mi ! Astra: Evet hatta bu sabah Will gelip dokunulmazlığı bulmamızı ve bulan kişiden de çalmamız gerektiğini söyledi. Leaf: Ah… *Leaf etrafına bakınır ve streslenir* Leaf: Aslında haklı biliyor musun hatta… Hatta ben de yardımcı olabilirim. Astra: Evet ve bu şekil dokunulmazlığın Will ve Beth’de olmadığı da kesinleşmiş oldu. Leaf: Ben diyorum ki alan kişi Cyril. Buna eminim. Astra: Göreceğiz. *Wayne ve arkadaşları sahile doğru yol alırlarken Will ile karşılaşırlar* Wayne: Naber Will ? Will: İyi sen ? Wayne: İyi ben de. Cyril: Öf kısa kesin ne oldu Will ne istiyorsun ? Will: Ne istediğimi çok iyi biliyorsun. Cyril: Nasıl yani ? Will: Dokunulmazlık sembolü sende biliyorum ! Cyril: Ney, nasıl yani. Bende mi ahahaha. Will: Gülüyorsun ama şimdilik. Dokunulmazlığı senden çaldığım zaman da bu şekil gülebilecek misin acaba ? Cyril: Ne diyorsun be ? Will: Saklasan iyi olur za. *Will dil çıkarıp dokunulmazlık sembolünü aramaya gider* Adel: O da neydi ? Deli falan galiba. Cyril: Dokunulmazlık bende değil. Will’de de değil. Beth’de de olamayacağını düşünüyorum o salağın aklı o şeyi bulabilmeye basmaz. O halde ya Astra ya da Leaf kalıyor… Ama ya arkadaşlarımdan bir aldıysa ? Artık kime güveneceğimi bilmiyorum. Wayne: Pekala çocuklar dokunulmazlık kimde artık doğruyu söyleyin. Cyril: BEN DE DEĞİL DİYORUM ! Adel: İnandık Cyril. Başka kimse kalmadı ki haha. Hey bi dakka Wayne sen de almış olabilirsin. Wayne: Hadi oradan, bende hiçbir sik yok. Adel: Ee kim aldı amk ? Chris: KAMPÇILAR BENİMLE KAFETERYADA BULUŞUN BİRAZCIK MASA OYUNU ZAMANI ! *Astra ve Leaf yürürlerken bir anda anonsu duyarlar* Leaf: Uuu masa oyunları mı dedi biri 😈 *Herkes kafeteryaya toplanır* Chris: Kampçılar bugünkü oyununuz bilardo olacak. ve turnuva şeklinde olacak. Kazanan kişi bir sonraki aşamaya geçecek ve kazandığı vakit de dokunulmazlık sahibi olacak ! Beth: İyi de 7 kişiyiz nasıl herkes birbirleriyle eşleşecek ki ? Chris: OYO DO 7 KOŞOYOZ. Biliyoruz herhalde ! O sebepten geçen günkü dokunulmazlığı kazanan Astra otomatik olarak sizden bir round yukarı çıktı. Astra: Ah, inanılmaz. E herhalde en iyi oyuncu olduğum için. Cyril: Bu çok uzun sürmeyecek Astra merak etme. *Astra dilini çıkartır* Chris: Pekala ilk eşleşme Cyril ve Adel olacak ! Adel: Ah çok iyi şimdi de arkadaşları birbirine karşı oynatıyorsun demek Chris ha? Chris: Kaos benim işim tabi ki de öyle yapacaktım haha. Adel: Yarışmadan bir milyon parayla ayrıldıktan sonra Chris sana dava açacağım ve daha da zengin olacağım haberin olsun. Ben hiçbir davayı kaybetmem. Chris: Pekala o halde yerlerinizi alın bakalım ! *Adel ve Cyril karşı karşıya geçerler ve Istakalarını alırlar* Cyril: Üzgünüm Adel ama kaybedeceksin bunu hiçbir şansın yok. Adel: Hah ! Öyle diyorsan. Cyril: Başlıyorum o halde ! *Cyril beyaz topa vurur ve tüm taşlar etrafa dağılır. Çizgisiz olan içeri girer* Cyril: Güzel !.. Çizgisizler benim çizgililer senindir. Adel: Sıra hala sende biliyorsun değil mi ? Cyril: Biliyoruz tabi kardeş. *Cyril bir kez daha beyaz topa vurur ve tekrardan bir taş içeri sokar* Cyril: Soktum ! Hahah. Sıra yine ben de. Düşünsene hiç sıra sana gelmeden kaybediyormuşsun, ne yazık olurdu ama değil mi ? Adel: Tamam kanka anladık hadi. *Cyril tekrar beyaz topa vurur ancak hiçbir şeye isabet etmez ve sıra Adel’e gelir* Adel: Hah, hiçbir topa değmediği için beyaz topu istediğim yerden başlatabilirim! Cyril: Ugh, inanamıyorum ! Adel: İzle şimdi beni..! *Adel tek bir atış ile iki çizgili topu deliğe sokar* Adel: Hahaha ! İzle izle ! *Adel tekrardan bir çizgili topu içeri sokar* Adel: Geriye kaldı 4 tanesi..! *Adel tekrardan deliğe çizgili top sokar ve 3 tane topu kalır* Adel: Ne diyordun Cyril, sen mi kazanacaktın ? Ah yazık… Cyril: Gevezelik etme ve oyna ! *Adel tekrardan Istakasını eline alır ve beyaz topa vurur ancak hiçbir top içeriye girmez. Giren tek top beyaz olur ve hamle sırası istediği yerde başlamak üzere Cyril’e geçer* Cyril: Gör şimdi MVP kim ! *Cyril ilk atışında bir tane atar, ikinci atışında da iki tanesini aynı anda tutturur deliğe* Cyril: Son iki tane hahaha ! Adel suratın düştü bir bakıyorum da. *Arka standlardan Leaf, Astra’ya fısıldanarak* Leaf: Gördüğün üzere arkadaş grupları içerisinde bile rekabet ediyorlar. Bunu kullanalım diyorum. Astra: Tamam ama nasıl ? Leaf: Orasını bana bırak. *Leaf ayağa kalkarrak* Leaf: HEY CYRIL ! Biliyorsun değil mi eğer bu atışı kaçırırsan Adel seni yenecek baksana toplarının hepsi deliklerin önünde ! *Cyril’in kafası karışır ve masanın etrafına bakmaya başlar* Cyril: Uh… Eee ne yapayım ben bununla. DUR ŞİMDİ ! Kafamı karıştırma ! *Cyril beyaz topa vurur ancak bu sefer siyah topu içeri soktuğundan kaybeder* Adel: OHA ! Hahaha. Bana kaybettin mi gerçekten YUH ! *Cyril’in ağzı açık kalır* Leaf: Hatırlarsanız Cyril beni satrançta yenmiş gibi gözükmüştü ama aslı şu ki onu bilerek Morganite’a karşı oynatmak için bilerekten yenilmiştim. Yani hadi ama… Sizce ben gerçekten kaybeder miyim bu tarz oyunlarda. Neyse onun intikamını da şimdi almış oldum, dikkati dağıldı işte. Cyril: BU HAKSIZLIK ! Leaf dikkatimi dağıttı ! Chris: Üzgünüm Cyril ama sonuçta oynayan sensin ! Adel kazanıyor ve sırada Beth ile Leaf var ! Beth: Ay olamaz… Ben oynamayı bilmiyorum ki… Leaf: O da biraz senin sorunun gibi. Beth: HADİ YAPALIM ŞUNU ! *İlk vuruşu Leaf yapar ve iki tane çizgisiz bir tane de çizgili sokar ancak ilk çizgisizler girdiği için Leaf çizgisizler ile başlar* Leaf: Devam ediyorum Beth, izle bak. *Leaf atışını kaçırır ve sıra Beth’e geçer* Leaf: Argh, şaka mı bu ? Beth: Şimdi deliğe sokacağım izle beni Leaf ! *Beth topları deliğe sokmaya çalışırken yanlışlıkla siyah olanı sokar ve oyun kuralı gereği kaybeder* Beth: Ay… İnanmıyorum yani ilk vuruşumda da kaybetmem yani ! Leaf: GERÇEKTEN İNANAMIYORUM HAHAHAHAHAHA. Will: AH HADİ AMA BETH ! Beth: Üzgünüm ama hem satranç hem de dildordoda iyi değilim… Sanırım masa oyunlarıyla vesaire aram kötü … Chris: Leaf öne geçiyor bravo ! Sırada Will ve Wayne var ! *Will ve Wayne yerlerini alırlar* Wayne: İlk kim başlasın ? Will: Bayanlar önden. Wayne: Ne alaka… Astra: Bayan mı dedi o daha demin ? IY. Wayne: Peki o halde başlıyorum. *Wayne başlar ve hiçbir topu içeri sokturamaz* Will: Bak şimdi deliğe nasıl tutturacağım bu sefer. Wayne: Lütfen sokma lütfen sokma… *Fısılda yarram* *Will ilk çizgili topunu içeri sokmayı başarır* Will: İŞTE BU ! GİRDİ ! Wayne: Hadi hadi. Çok yavaş bu. Will: Tamamdır hızlı bitireceğim bunu. *Will ikinci çizgili topunu da içeri sokar ve Wayne’in suratı düşer* Wayne: Oh yo yo yo. Hiçbir şansı yok Will’in. Üzgünüm Morganite ama arkadaşların kazanırsa benim buradan gitme ihtimalim artar. *Will bu sefer deliğe sokamaz ve şansını kaçırır sıra Wayne’e geçer* Wayne: Bakalım nasıl oluyormuş Will ! Will: Ah… Olamaz… *Wayne ilk topa sertçe vurur ve tek taşla üç kuş avlar yani üç çizgisiz topu içeri sokar* Wayne: Haha. Bu oyun çok eğlenceli ! *Wayne tekrardan şansını dener ancak bu sefer hiçbir topa değdirememiştir ve oyun gereği Will istediği yerden beyaz topu başlatabilir* *Will tek tek tüm toplarını sokar ve geriye sadece siyah top kalır* Will: Bunu da atarsam bitecek. KAZANACAĞIM ! haha. *Will ıskalar ve sıra Wayne’e geçer* Wayne: Sadece dört top… Eğer dördünü de yaparsam bu iş tamamdır. *Wayne tüm topları tek tek sokmayı dener ve ilk ikisinde başarılır olur* Wayne: Sonunda ! Uf… Terledim be çok stresli bu iş… Will: ARGH ! Umarım kazanamazsın. *Wayne geriye kalan son toplarını da tek tek deliğe sokmayı başarır ve geriye hem Will hem de Wayne için sadece siyah top kalır* Wayne: Hala sıra bende uh… Bunu kaçırırsam Will, kesin kazanacaksın o yüzden bunun olmasına izin veremem. *Wayne deliği kaçırır* Wayne: Hassiktir ya ! Will: EVET ! SIRA BENDE. KAYBETMEYE HAZIR OL WAYNE ! *Will vurur ama o da kaçırır* Will: HA ! *Wayne’e sıra gelir ve Wayne son siyah topu da sokarak oyunu kazanır* Chris: VE WAYNE BİR ROUND ÖNE GEÇİYOR ! Wayne: EVET ! Üzgünüm Will… *Will saçlarını yolmaya başlar* Will: Hiç sıkıntı değil. Haha, iyiyim. EVET EVET KESİNLİKLE İYİYİM ! *Will kafeteryadan koşarak uzaklaşır* Will: Bugün o dokunulmazlık sembolünü kim bulduysa ondan çalacağım ! Kazanmamış olabilirim ama kimse beni durduramaz ! Chris: Pekala kampçılar ikinci round zamanı ama başlamadan önce ufak bir mola vereceğiz. Astra: Oyuna sonunda dahil olabileceğim için mutluyum. Bu tarz oyunlarda üstüme yoktur. Cyril: Toplarla aran iyi galiba. Astra: Kes sesini be. Adel: Aww… Cyril şuna bak Astra çok üzüldü. *Leaf, Astra’nın yanına gelir ve tek kaşını kaldırarak* Leaf: Bir sorun mu var ? Cyril: Ah evet. İkinizden birinin kaybederse buradan gideceği gerçeği Astra’yı ağlatmak üzereydi de. Leaf: Sen öyle diyorsan Cyril. Haberin olsun Beth ve Will bizimle oy veriyorlar haha. *Cyril ve Adel’in ağzı açık kalır* Cyril: Bu çok kötü bir haber ! Eğer onlar sayıca üstün olurlarsa ilk önce beni oylayacaklar ah… BİR ŞEY YAPMAM LAZIM ! Cyril: Wayne ve Adel benimle kafeteryanın dışına gelin HEMEN ! *Çıkarlar* Wayne: Ne oldu ? Cyril: Beth ve Will. Astra ile Leaf ile beraber oynuyorlar ! Wayne: NE ! BU OLAMAZ ! Nasıl olur ama ? Beth ve Will ile o kadar anlaşmıştık önceden. Cyril: İttifağı canlı tutamamışsın demek ki Wayne. Git ve Beth ile konuş çabuk ! Wayne: Hallediyorum. *Wayne Beth’in yanına elinde bir içecekle gider* Wayne: Naber Beth ? *Wayne içeceği Beth’e verir* Beth: Ah Wayne selam ! İyiyim öyle işte asla başarılı olamadığım yarışmalarda yine ilk izleyen ben oluyorum. Wayne: Her neyse seninle şey konuşacaktım. Son zamanlarda seni Astra ve Leaf ile daha yakın görüyorum niye bu ? Beth: Ah… Astra o kadar da kötü biri değil galiba… Beni dün çok iyi dinledi ve bana yardımcı oldu aslında. Wayne: Morganite’a yaptıklarını ne kadar çabuk unuttun bakıyorum da. Morganite olsa sence ne düşünürdü he ? *Beth gözlerini kaçırmaya başlar* Beth: Wayne haklıydı… Morganite olsa bana çok kızardı o yüzden Astra ve Leaf ile yaptığım ittifakı bitirmeliydim… Of… Beth: Aslında haklısın biliyor musun… Tamam ben bunu halledeceğim söz veriyorum. Wayne: Ah iyi sevindim. O iki yüzlülerin daha fazla ileri gitmesine izin veremeyiz, anlaştık. *Wayne uzaklaşır ve Beth’in içi bir kötü olur o sırada da Astra, Beth’in yanına gelir* Astra: Naber Beth ? Beth: Astra konuşmalıyız. Astra: Ne oldu ? Beth: Ben… Morganite’a yaptığınızı Leaf ile unutmadım ve o yüzden bu ittifağı artık bozuyorum. Sizinle daha fazla beraber oynamayacağım ama hala arkadaş olabiliriz ne dersin ? Astra: Ah… Peki tamam o halde. Arkadaş kalabiliriz tabi ki. *Astra arkadan parmaklarını birleştirmişti* Astra: Iy… Hayır zaten seni hiç sevmiyordum ki. İttifağı bozması işimize gelmeyecek bir şey ama… ARGH ! Bunun arkasında ya Wayne var ya da Cyril ! İkisine de ödeteceğim bunu ! Chris: Pekala arkadaşlar dildordo devam ediyor ! İlk olarak Astra ve Adel çıkıyor. *Astra ve Adel karşı karşıya gelirler ve oyun başlar* *Will ormanda, sahilde, her yerde dokunulmazlığı arıyordu* Will: Nerede… AH… NEREDE ! *Will’in ayağına sert bir şey takılır ve Will yere bakar* Will: AH İŞTE BU ! Dokunulmazlık sembolü. Sonunda buldum seni… ÇOK ŞÜKÜR ! *Will çabucak dokunulmazlığı cebine koyar yani saklar* Will: Güzel. Artık güvende hissediyorum haha. Bunu saklayan her salak kimse kuma gömmenin iyi bir fikir olacağını düşünmüş olmalı. *Astra ve Adel başabaş gidiyorlardı ancak Adel topunu sokmayı kaçırır* Astra: Haha. Elveda Adel ! KAYBETTİN BİLE. *Astra son topu deliğe sokmayı becererek kazanır* Chris: Ve Astra bir raund daha öne geçiyor ! Şimdi sırada Wayne ve Leaf var ! *Wayne ve Leaf yerlerini alır ve birbirlerine sert bakışlar atarlar* Wayne: Geçen sefer Leaf beni satrançta yenmişti. Bu sefer böyle bir şey olmasına asla izin veremem ! Leaf benden iyi falan değil ! DEĞİL ! Leaf: Korkmuş gözüküyorsun Wayne. Bir sıkıntı var gibi. Her şey yolunda mı ? Wayne: Sus artık ve başla ! Leaf: Wayne bana karşı kazanamayacağını biliyor ve korkudan altına sıçıyor haha. Ay bayılıyorum bunların ezikliklerine. *Leaf ve Wayne çok başabaş giderler ancak Leaf son topunu attıktan sonra bir daha asla hiçbir topu ıskalamaz ve son topu da atarak raund atlar* Leaf: Ah… Yine kazandım haha ! Kaç alıyor Wayne bu ? İkinci kere aşağılanıyorsun HAHA ! Wayne: SUS DİYORUM ARTIK ! *Wayne elindeki ıstakasını Leaf’in suratına fırlatır Leaf ayağa kalkar ve yüzü kıpkırmızı olmuştu. Sinirlenmişti ve Wayne vurmak için koşuyordu. İkisi birden bire saç baş dalaşmaya başlamıştı* Astra: Siktir..! Noluyor lan… Chris: EVET KISA BİR ARAYA GİRİYORUZ ! Reklam: Merhaba ben Gustavo Fring ve ananı dört lira farkla götten Chris: Evet reklamlar bitti tekrardan hoşgeldiniz toplam dramaya ! *Wayne ve Leaf’in saçı başı dağılmıştı ikisi de farklı köşelerde oturuyorlardı* Wayne: Oh… LEAF BUGÜN EVE GİDECEKSİN ! Chris: Son oyunumuz yani finalistlerimiz Astra ile Leaf oyununuz için sizleri yerine alalım. *Leaf ile Astra karşılıklıydılar ve birbirlerine gülerler* Leaf: Umarım kaybedersin. Astra: Ay sağ ol sen de umarım kaybedersin ve bugün buradan gidersin. *Adel ile Cyril birbirlerine bakarlar* Adel: Birbirleri ile anlaşıyorlar mı yoksa… *Maç dönerken Will kafeteryaya girdi ve Beth’in yanına oturdu* Beth: Nerelerdeydin sen ? Will: Merak etme dokunulmazlık sembolünü çaldım ! Artık bir kereliğine güvendeyim haha ! Beth: Oha ! Eee kimdeymiş ? Will: Bilmiyorum ama kim bulduysa onu kuma gömmeye çalışmış ama yüzeye çıkmış ben de hemen kaptım tabi ki. Beth: Bu çok iyi haber ! *Astra ve Leaf oyunlarını başbaşa geçiriyorlardı* Astra: AH HADİ AMA ! ŞİMDİ Mİ KAÇIRDIM GERÇEKTEN ! *Leaf son topu da sokarak dokunulmazlık kazanır* Chris: VE LEAF BUGÜNKÜ DOKUNULMAZLIĞI KAZANIYOR ! Kampçılar benimle akşam kamp ateşinin etrafında buluşun. Biriniz eve gidiyor. *Astra ve Leaf buluşurlar* Astra: Ne bok yiyeceğim şimdi ? Beni kesin gönderecekler. Leaf: Sen onu bana bırak ben hallederim. *Leaf sırasıyla Wayne sonra da Adel ve sonrasında da Cyril ile tek tek konuşur* *Kamp ateşine yürünülür yani eleme zamanı* Chris: Evet kampçılar sadece yedi kişisiniz ama elinde 6 yumuşak şeker var olayı zaten biliyorsunuz. HADİ BAŞLAYALIM ! Chris: Leaf güvendesin… Sıradaki kişi… … Chris: Beth ve Adel ! Beth: Ah… Adel: Oh be… Chris: Sıradaki kişi … … Chris: Cyril sen de güvendesin ! Sırada 3 kişi var. Evet üçünüz için de oy kullanıldı. Wayne, Astra ve Will. Sıradaki iki yumuşak şekerin sahibi… … Chris: WAYNE VE ASTRA ! ŞAŞIRTICI BİR ŞEKİLDE. Beth: NE ! Will: Durun durun hiçbir yere gitmiyorum ki. Wayne: Niyeymiş o ??? Will: ÇÜNKÜ BENDE BU VAR ! *Will dokunulmazlık sembolünü çıkarır* Chris: Bu da ne ? Will: Sizler bilardo oynarken ben dokunulmazlığı sizden birinden çaldım haha ! Chris: Şey… Will seni üzmek istemem ama o gerçek değil. Will: Hahaha. Dur. Ne ? Chris: Gerçek dokunulmazlık sembolü sarı renkte olur Will ! Will: Ama bu da sarı renkte ! Leaf: Bir arkasına baksana istersen. haha. *Will sembolün arkasını çevirir ve bir parçasının boyama olduğunu görür. Sembol aslında odundan yapılmıştı* Will: NE ! NEEE ! Chris: Evet Will UTANÇ İSKELESİ SENİ BEKLİYOR ! Will: HAYIIIIIRRRRRRRR ! Wayne: Leaf bize Astra’nın dokunulmazlık sembolüne sahip olduğunu söyleyince ya Beth’e ya da Will’e oy vermek zorundaydık ve Beth’e oy vermek saçma olurdu çünkü yarışmalarda iyi değildi o yüzden biz de Will’i seçtik. Astra madem dokunulmazlığa sahip o halde ona oy veremezdik… Beth’e yalan söyledim of… Beth: Hey ama bu nasıl olur oy fazlalığımız vardı. Wayne bizimle vermedin mi yoksa ? Astra: Görünen o ki vermemiş canım. Beni sattığın kişiye bak haha ! Beth: Will… Üzgünüm… Will: Beth benim için kazan VE ASTRA İLE LEAF’İ TOPRAĞA GÖM ONLARIN ÜSTÜNE BAS VE YOK ET ! Chris: Will, hadi..! *Will utanç iskelesinden tekneye biner ve uzaklaşır* Leaf: Evet evet… Will’in paranoyaya bağladığını öğrendikten sonra sahte bir sembol yapıp öylece ortaya koymuş olabilirim hahaha ! AHASDHKAD BEN GERÇEKTEN KAZANACAĞIM ! BÖLÜM 10: *Erkekler kabini* Cyril: Hadi hadi Leaf burada değilken her yere bakalım ! *Adel ve Wayne her yeri arıyorlardır* Wayne: Burada hiçbir şey yok ! Ne yapacağız ? Adel: Şaka gibi ! Eğer dokunulmazlık onda değilse kimde ki ? Wayne: Yani Leaf dün doğruyu mu söyledi ? Dokunulmazlık onda da olmadığına göre demek ki Astra’da… Cyril: Vay be… Demek ki doğruyu söyledi ilk defa. Wayne: Neyse buralarda yok işte dokunulmazlık. Leaf gelmeden önce her yeri toplasak iyi olur yoksa burayı başımıza yıkacak ! Adel: Arkadaşlar üzülerek bir şey söylemek istiyorum ki… Beth onların tarafına geçerse beraberlik olacak ve elenme riskimiz olacak. *Wayne ve Cyril birbirlerine tek kaş kaldırırlar* Wayne: Onu bana bırakın. Yine. Cyril: Wayne ile mi finale çıkmalıyım yoksa Adel ile mi ? İkisi de farklı alanlarda uzmanlar. Adel zeki ve sayısal bilgisi var. Bir tarafta Wayne var ve onun da bazen sivri düşünceleri tutuyor ve gerçekten akıllıca düşünebiliyor Beth gibi değil yani. Şu an gözlemlemek lazım, karar veremiyorum. *Kızlar kabini* Astra: Pekala Beth bu sefer bizimle oylamak zorundasın duydun mu ? Beth: Nedenmiş o ? Astra: Ah çok belli değil mi Beth, yapma böyle. Eğer ben ya da Leaf gidersek Wayne ve arkadaşları ile sen tek kaldığın vakit seni eleyecekler. Sen Wayne’in seni arkadaşlarına seçeceğini düşünüyor musun ? Hayır tabiki de eğer bizimle olmazsan ulaşabileceğin maks rankın 4.olacak. Beth: Yani diyorsun ki sizler gittikten sonra Wayne ve arkadaşları beni eleyecekler… Hm, mantıklı bunu düşüneceğim. Astra: Bu arada Will’in gitmesine de üzüldüm. Ben ona oy vermedim, Wayne’e verdim. Beth: Ah, demek Wayne’e oy veren sendin. Çok ilginç neden özellikle o ? Astra: Wayne büyük bir tehdit. Kimse ondan tam anlamıyla nefret etmiyor. Sosyal anlamda bu kadar başarılı olması bizi tehlikeye sokuyor. Beth: Peki Leaf biliyor mu bunu ? Leaf: Biliyorum tabi ki. *Beth küçük bir çığlık koparayarrak arkasına döner bakar ve Leaf’in tavandan düştüğünü görür* Beth: LEAF ! Bizi bunca zamandır tavandan mı dinliyordun, bu çok ayıp ! Leaf: Üzgünüm kızlar ama bensiz plan yapmanıza izin veremezdim. Neyse Astra’ya katılıyorum Wayne bir sonraki seçeneğimiz olmalı. Ve Beth bize sakın ihanet etme yoksa bu bir milyon dolar asla senin olamayacak. Beth: Bugünkü elemeden sonra bir daha ittifak kurmam ona göre. Hala Morganite’a yapılanları unutmadım. *Leaf göz devirir ve Astra derin nefesler alır* Leaf: Bu kız niye böyle acaba ? Ugh… Wayne ile işimiz bittikten sonra Beth’i ağlatacağım yemin ederim. Astra: Hey Leaf… Leaf: Evet ? Astra: Dün elemede kıçımı kurtardığın için teşekkürler. Sen olmasan sanırım dün Will yerine ben gitmiştim. Herkese söylediğin totemin bende olduğu yalanı gerçekten beni korudu. Leaf: Ah, lafı mı olur haha. Neyse umarım siz eziklerden biri bugün bana ihanet etmez yoksa canınız çok acıyacak. *Ve Leaf kabinden dışarı pencereden atla yarak çıkar* Beth: Leaf ve Astra ile dikkatli olmalıyım. Bu ikisi bana da ihanet edebilirler ama bir yandan da haklı olduklarını biliyorum çünkü ikisinden biri giderse Wayne ve arkadaşlarının sıradaki hedefleri ben olacağım ! OhOhoHO. Buradan giden ben olmayacağım. *Wayne ve arkadaşları sahile doğru yürüyorlardı* Adel: Sizce Leaf ve diğerlerinin bir sonraki hedefi bizim aramızdan kim olacak ? Cyril: Hiçbir fikrim yok ve hiçbirimizde dokunulmazlık sembolü olmadığı için de güvende değiliz. Bu da demek ki onlardan biri dokunulmazlık sahibi. Adel: Bir fikrim var, işe yarar mı bilmiyorum. Cyril: Nedir ? Adel: Ben bugünkü yarışmadan bilerek ilk kaybeden olacağım ve oyun devam ederken gidip o dokunulmazlık sembolünü arayacağım. Cyril: Mantıklı, güzel bir fikir bu. Leaf: O eziklerin dokunulmazlık sembolünü çalmaya çalıştıklarını biliyorum o yüzden dokunulmazlık sembolünü asla bulamayacakları bir yere koydum. Tuvalet borusunun içine tabi ki haha ! Wayne: Hey, size de öyle geliyor mu yoksa Chris’in hala herhangi bir açıklama yapmaması çok korkunç değil mi ? Cyril: Ah sorun yok eminim her- *Cyril’in boynuna bir iğne saplanır uzaklardan ateşlenen ve Cyril yere düşüp bayılır* Wayne: Ah siktir Cyril ! ADEL KAÇ ! *Wayne çalılıklara tam atlayacakken o da vurulur ve bayılır* Adel: Wayne ! WAYNE ! KİM VAR LAN ORDA. LEAF BU SEN MİSİN EĞER BU SENSEN BİL Kİ HİÇ KO- *Adel boynuna bir iğnenin saplandığını hisseder ve birisi elleriyle ağzını kapatır* Adel: Ah.. Ah… mmh… *Kızlar kabini* Beth: Hey Astra sence beni düşünüyor mudur ? Astra: Tabiki de ! Senden mektup bile bekliyordur şimdi. Beth: Ama şu anda bu yarışmadayım ve ona mektup yazamıyorum… Keşke ona sarılabilsem, şu an birisine çok ihtiyacım var. *Astra yerinden kalkıp Beth’in yanına oturur ve Beth’in omzuna elini koyar* Astra: Şu anda ihtiyacın olan şey o bir milyon doları kazanmak olmalı Beth. Dikkatini hiçbir şeyin dağıtmasına izin verme. *Beth, Astra’ya sarılır* Astra: Bugünkü elemeden kurtulduktan sonra Beth’i ilk göndereceğim. Bu ineğin hala burada olması çok şaşırtıcı doğrusu. Beth: Teşekkürler Astra… Bu arada Chris neden hiçbir açıklama yapmadı şimdiye kadar ? Çoktan yarışma var derdi. Astra: Ortalıkta Leaf’i de görmedim ve hiç duymadım. Kesin gelir ve başımın etini yerdi plan yapalım diye. Beth: Yoksa… Herkesi kaçırdılar mı ! Astra: Of saçmalama bizi kaçıracak halleri yok ya Beth. *Bir anda camdan bir şey odalarına doğru fırlatılır ve o fırlatılan şey pencereyi kırar. Odanın içi gazla dolmaya başlar* Beth: Astra çabuk burnunu ve ağzını bir şeyler kapa ! *Astra çoktan bayılmıştı ve yerde öylece duruyordu. Beth şapkasıyla ağzını kapatmıştı ve kapıya doğru yöneldi* Beth: Niye açılmıyor be bu ! *Beth kapıyı ne kadar zorlasa da kapı dışardan tutuluyordu ve Beth’in nefesi tükeniyordu. Sonra aklına neden zaten kırık olan camdan kabinden çıkmak aklına gelmediğini sorguladı ve cama doğru yürüdü ancak nefesi bitmişti ve nefes almalıydı. Ağzını ve burnunu sakladığı şapkasını önünden çektiği gibi bayılmıştı* Beth: Pekala neden aklıma hemen kapıya gitmek geldi bilmiyorum oysa cam kırıktı zaten. Panik işte… İnsan panik halindeyken ne yapacağını şaşırıyor. *Leaf kabinlere doğru yaklaşırken içeriden bir gazın çıktığını fark etti ve adımlarını geriye doğru atmaya başladı* Leaf: Kızlar kabininden niye.. LAN ! NOLUYOR ! *Leaf çabucak kapıyı kırarak içeri girer ve kimsenin orada olmadığını görür* Leaf: Bu bir şaka mı ? *Leaf yanından atılan iğne mermileri fark etti ve hemen koşarak ağaçların arkasına saklandı* Leaf: Bu ne lan böyle ! Chris yine neler yapıyorsun ? *Leaf arkasında birini hisseder ve hızlı bir manevra ile o kişiyi etkisiz hale getirir* Leaf: En iyiniz bu mu ? *Leaf’in önüne yirmiden fazla adam çıkar ve hepsi de kaslıdır* Leaf: Uuu, eğleneceğiz bakıyorum. *Birkaç dakika sonra tüm adamların hepsi yerdedir ve Leaf tüm cesetleri piramit yapıp üstüne oturmuştu* Leaf: Gerçekten mi Chris, bu mu en iyin ? *Chris çalılıklardan çıkar* Chris: Gerçekten seni dövüşte yenmek imkansız olsa gerek. Gerçekten çok uğraştım herkesi bayılttım ama sen hala ayaktasın… O yüzden ödül olarak Morganite’ı getirdim sana. *Leaf arkasını dönerek sevinçle* Leaf: NE MORGANITE MI NEREDE !!! *Chris uyku tabancasını Leaf’e sıkar ve Leaf yere düşüp bayılır* Chris: Sonunda başlayabileceğiz artık bugünün yarışmasına OH. *Herkes uyanır* Beth: Ah… Neredeyiz ? Cyril: Başım çok fena dönüyor… Ne oldu öyle ? Wayne: Niye bir trendeyiz ? Astra: ARKADAŞLAR CHRIS YERDE YATIYOR ! *Herkes Chris’in yerdeki cesedine bakar ve küçük çığlıklar atarlar* Cyril: Salak mısın Astra ? Chris bildiğin ölmüş ! Beth: Kim böyle bir şey yapar ki ? Leaf: Kesin bir sesinizi Chris’in ceplerini bir arayalım. Eminim ki bu bir oyundur. *Leaf Chris’in cesedini araştırır ve bir mektup bulur* Beth: Ne diyor mektupta ? Leaf: Dur bi okuyorum amk. Kampçılar ben öldürüleceğim. İçinizden biri katil, haberiniz olsun. Bu trende katilin kim olduğunu bulmaya çalışacaksınız. İki farklı şekilde kazanabilirsiniz. Katilin silahını etkisiz hale getirerek ya da çıkış kapısını çözüp çıkarak. İlk çıkan kişi ya da bulan kişi dokunulmazlık kazanacak ! Leaf: Aramızdan biri katil demek ! Kim lan o ? Cyril: Ah, sen tabi ki başka kim olacak ki ? Leaf: Ah, tabi kötü olan benim ya ! Hemen de bok at. Nereden bileceğim lan senin olmadığını katil ? Cyril: Öyle olsam şu anda seni burda öldürür ve dokunulmazlığı sana kaybettirecek ve bugün seni elerdim. Leaf: Cyril haklı aslında. Mantıklı konuştu. Eee ben değilim. Cyril değil. Başka kim kaldı… Beth olamaz eminim şimdiye kadar gülmüştü ve kendini belli etmişti eminim. Astra: Kavga etmeyin şimdi bir durun ! Buradan çıkış yolumuz var nasıl olsa. Ben bulmacaları bulmaya gideceğim. Gelen var mı ? Beth: Ben seninle gelirim Astra. Astra: Güzel. Ya sizler ne yapacaksınız erkoçlar ? Adel: Ben de bulmacayı çözeceğim ama seninle değil asla ! Astra: Sen bilirsin. *Astra orta parmak çekerek Beth ile diğer vagona gider* Leaf: Ben de kendi yoluma gideyim bari. *Wayne ve arkadaşları vagonda tek kalırlar* Adel: Bunu gördün mü Wayne ? Astra ve Beth beraber takılıyorlar ! Bence şu an aralarını açmak için tam zamanı ! Wayne: Ben mi yapacağım… Adel: Beth’e burada en yakın sensin. ‘’Morganite’ın arkadaşları’’ ew. Wayne: Tamam gideyim onlara bakmaya. *Wayne, Beth ve Astra’yı takip etmeye başlar* Adel: Merak ediyorum da beraberlik olursa ne olacak… Ve kim berabere kalabilir ki ? Leaf’in dediğine göre Astra’nın dokunulmazlığı var… Leaf o halde huh ? *Astra ve Beth vagondan vagona atlıyorlardır* Astra: Pekala buradaki simgeleri aklında tut tamam mı ? Beth: Hahaha, buna gerek kalmayacak. Astra: Nasıl yani…? Beth ? *Astra arkasını döner ve Beth’in elindeki bıçağı görür ve Beth bıçağı Astra’ya saplar* Beth: Oops… İlki gitti. Lallalaaa. *Beth geri dönerken karşısında Wayne’i görür ve hemencecik önceki vagonun kapısını kapatır* Beth: Ah.. Wayne burada ne yapıyorsun böyle, ödümü kopardın. Bir an katil sensin sandım… Wayne: Astra nerde ? Beth: Ah… İşemeye gitti gelecek birazdan. Wayne: Güzel o zamana kadar vaktimiz var. Seninle Astra ile Leaf’e yakınlaşmaman konusunda uyarıyorum. Eğer onlara güvenirsen seni kullanacaklar Beth ! Beth: İyi de sizin tarafınızı seçersem de siz beni kendi arkadaş grubunuz arasından eleyeceksiniz ! Wayne: A.. Ben.. Ah… ?? Beth: Ya..! Bak biliyordum işte. Hepiniz beni kullanmaya çalışıyorsunuz. Kabullenin artık. Wayne: Sen bilirsin Beth. Belki de Leaf ile anlaşıp seni attırmalıyızdır. İzninle şimdi ben bulmacaları çözeceğim. *Wayne Beth’e omuz atarak diğer vagonun kapısın açar ve yerde Astra’nın cesedini görür, küçük bir çığlık atar* Wayne: BETH !? SEN NE YAP- *Wayne’in boğazından bıçak geçer ve Beth bıçağı Wayne’in boynunu koparacak şekilde geri çeker* Beth: Üzgünüm… Ama o dokunulmazlığa ihtiyacım var… BYE. *Beth diğerlerini avlamaya gider zıplayarak* Leaf: Hay, sikeceğim ! Şifre bu da değil… *Leaf bir vagon geriye gider ve 9 faktöriyel kadar sayı şifresini 5 farklı şekilde denemeye başlar* Leaf: Evet şimdi geriye 5355 kadar deneme kaldı. Bunu bitirince eminim ki bu kapı açılacak ve dokunulmazlık benim olacak haha ! Beth: Yok. *Leaf arkasını döner ve küçümser bi sesle* Leaf: Yok mu ? Ah evet beynin yok. Beth: Kendimi çok kötü hissediyorum… Ay bayılcam galiba… *Leaf telaşlanır ve Beth’in yanına gelir* Leaf: Beth iyi misin ? Beth: Evet… Sanırım… HİÇ BU KADAR İYİ HİSSETMEMİŞTİM ! *Beth cebinden bıçağı çıkarıp Leaf’in karnına saplar* Leaf: Ha… AH ! *Leaf kendini yere atar ve ölü taklidi yapar* Leaf: Tabi ki de ölü taklidi yapacaktım. Beth sizce geri dönüp ölü olup olmadığıma mı bakacaktı ? Hayır. Ah..! Dokunulmazlık onun falan olmayacak…! Beth: Bu Morganite içindi Leaf ! ŞİMDİ. Cyril ve Adel’de sıra. LA LA LA. *Adel ve Cyril yapboz çözüyorlardı* Adel: Salak onu oraya koyma. Cyril: Ne yapayım ya… Yapboz zor. Adel: Cyril şaka mısın ? Şu an resmen anaokulunda verilen o yapbozu yapıyoruz şu 9 parçayı birleştir de bir sonraki vagona geçelim artık ! Cyril: Tamam… Tamam… Kızma. *Cyril 9 parçalı yapbozu bitirir ve bir sonraki vagonun kapısı açılır* Adel: ÇOK ŞÜKÜR ?!?!?!? Cyril: Bu oda ne şimdi ? Adel: Dur dikkatli ol. Boobie tuzakları var ! Cyril: Boobie… BOOBIE DEDİ ASKJDAKLSDLK Adel: Ne sik yapacağız şimdi ? Cyril: Sırtıma çık. Senden daha atletik olduğum için seni taşıyabilirim. *Adel, Cyril’in sırtına çıkar ve ellerini boynunun etrafına koyar* Cyril: HEY ! Ne yapıyorsun. Adel: Sadece boynun- Yani tutunmaya çalışıyorum o kadar..! Cyril: Pekala… Parkuru yapıyorum o halde. Bana güven, sağlam çıkacağız buradan. Adel: Gerçekten ne düşünüyordum ki. Cyril’in boğazı çok güzel ama… NEYSE! Yanlış anlaşılmak istemem haha. Biz arkadaşız. *Cyril engelleri tek tek aşıyordu ve Adel yanlışlıkla Cyril’in sırtından kayıyordu. ve Adel Cyril’in kıçına kadar geri düşmüştü* Cyril: HEY ! Bir yerlerine dikkat et ! Adel: DÜŞERSEM ÖLEBİLİRİM CYRIL DÜŞÜNDÜĞÜN ŞEY ŞU AN BU MU ! *Cyril alnına kafasıyla vurur* Cyril: Hey, Chris. Eğer bu televizyona çıkarsa seni dava edeceğim. *Cyril son engeli de aşar ve bir sonraki vagona geçerler* Cyril: TAMAM İN ÜSTÜMDEN ŞİMDİ ! *Adelinki iner ve karnı guruldamaya başlar* Cyril: Adel ne oluyor ? Adel: STRES ! STRESLENİRSEM YA DA HEYECANLANIRSAM OSURUĞUM GELİYOR. CYRIL NE YAPICAZ ! Cyril: SAKIN OSURMA ! bizi boğacaksın. Adel: Ben de istemiyorum ama bir şey yap. AH ! AH GELİYOR !!! Cyril: ARKANI DÖN ÇABUK ! Adel: Ne ? Cyril: ARKANI DÖN DEDİM..! *Adel arkasını döner ve Cyril, Adel’i eğer ve poposunu tutar ve gazın çıkmasını engeller büyük bir patlama Adel’in içinden duyulur* Cyril: Ah… Adel sanırım… Adel: İçimde bir şey patladı Cyril… Neyse şimdi ellerini kıçımdan çekebilirsin gerek kalmadı ! Cyril: Mecburdum ! Yapmasaydım… Yani Adel’in kıçını tutmasaydım şu an osurmuş olacak ve beni boğacaktı ! ARGH ! BUNU LÜTFEN YAYINLAMAYIN. Adel: Neyse artık gidebiliriz hehe. *Cyril’in bir anda boğazından bir bıçak geçer* Adel: CYRIL ! Ha… AH ! *Adel korkudan bacakları uyuştu ve yere serildi karşısında Beth bıçakla duruyordu* Beth: NASILSIN ADEL ! Adel: S… Sendin ! Silahı etkisiz hale getirmek lazım… BIÇAĞI ALMALIYIM..! *Leaf arka vagondan Adel’e seslenir* Leaf: HEY ADEL ! BETH’I OYALA VE BEN DE BULMACAYI BİTİREYİM ! Beth: Sen ölmemiş miydin ? Agh. İnanamıyorum ! *Adel, Beth’in bıçağına atlar ve bıçağı almaya çalışır ancak Beth hızlı bir manevra ile kendisine bıçağı çekince Adel’in eli kanar ve Adel kendini geri çeker* Adel: Ah… Leaf hadi hızlı ol bu deli beni çiğ çiğ doğrayacak burda ! *Leaf parkuru tek tek yaparak geliyordu* Leaf: Ah.. Sadece biraz dayan tamam mı ? *Beth Adel’e bıçakla koşuyordu. Bu sefer Adel’in diğer eli de yaralanır* Beth: Ah ne yazık iki elinde artık iş yapamayacak mı ? Adel: Emin ol ellerime ihtiyacım yok ! *Adel ayağıyla Beth’in suratına bir tekme atar ve Beth yere düşer* Beth: Ah… İnanamıyorum bir kıza vurdun… Hey, canım çok acıdı. Adel: Ne yapmam gerek ki ? CYRIL’İ ÖLDÜRDÜN ! *Beth ayağıyla Adel’in bacağına vurur ve Adel yere serilir o sırada da Leaf parkuru bitirmişti* Adel: Leaf yardım et ! BU DELİ BENİ ÖLDÜRECEK ! Leaf: Kurtarabilirdim ama… Dokunulmazlık kazanmalıyım yoksa ben gidebilirdim. Haha şaka şaka. Dokunulmazlık sembolü varken henüz bir yere gitmiyorum. Ama yine de onun orada öldüğünü görmek komik olurdu. *Leaf parkurdan atlayaprak Adel’i oracıkta ölüme terk edip yapbozu çözmeye çalışır* Beth: Hey ! BUNA İZİN VEREMEM LEAF ! DOKUNULMAZLIK BENİM OLMALI ! *Leaf yapbozu son anda çözer ve bir anda her yer simsiyah olur* Chris: UYANIN HADİ ! Kaç saat oldu artık sıkıldım. *Herkes tek tek uyanmaya başlar. VR gözlükler çıkarılır* Beth: İnanamıyorum çok yakındım ..! Kazanabilirdim. Astra: Beth. Gerçekten bana ihanet ettiğine orada inanamıyorum ! Cyril: Pekala bu soktuğumun şeyi de neydi şimdi ? Chris: Sizleri bayıltıp sanal gerçeklik gözlüğü taktırdık böylelikle eğlenebiliriz diye düşünmüştük. Astra: Çok eğlenceliymiş. Bir daha olmasın. Chris: Her neyse. Leaf dokunulmazlık kazanıyor ! Bugün onu oylayamayacaksınız. Akşam benimle kamp ateşinde buluşun ezikler. *Herkes birbirine sinirle bakar* *Erkekler kabini* Wayne: Arkadaşlar Beth’i sanırım yanımıza çekmeyi başaramadım. Leaf ile Astra’yı gönderdikten sonra onu eleyeceğimizi düşünüyor. Cyril: Haklı da. Aman neyse ne beraberlikte ne olursa bakacağız artık. *Kızlar kabini ve Leaf* Astra: Bizimlesin değil mi Beth ? Beth: Evet… Mecburi olarak. Bu arada katil kim oyununda baya bir vahşi olmuşum kusura bakmayın… Leaf: Salak VR gözlüğü içerisindeki oyun kimin umrunda ki ? Neyse ne. Astra: Eğer Beth bize ihanet ederse eve gidecek kişi %100 ben oluyorum. Buna izin veremem. Beth ayağını denk alsa iyi olur ! *Kamp ateşine gidilir ve oylar verilir* Chris: Oylarınızı aldım. Elimde görmüş olduğunuz üzere 5 yumuşak şeker var. Yumuşak şeker alamayan kişi utanç iskelesinden bota yüreyecek ve yarışmadan elenecek. SONSUZA KADAR ! Başlayalım. … Chris: Leaf ! … Chris: Wayne..! Chris: Cyril ve Beth siz de güvendesiniz… *Astra ve Adel birbirlerine bakarlar* Chris: HİÇBİRİNİZ ! Beraberlik var ! Adel: Bana mı oy vermişler ? Gerçekten mi..? NEDEN BEN ?! Astra: Evet beraberlikten biri ben olacaktım biliyorum ama Adel’e oy vermemizin sebebi baya bir zeki olması. Leaf inanılmaz kıskandı ve Adel’i yollamak istedi. Bizim de işimize geliyor gerçi. Adel zekasal olarak çok güçlü. Buna izin veremem. Astra: Ee ne yapmamız gerekiyor şimdi ? Chris: İkiniz de eşit yarışma kazandığınızın verileri elimde. Yani her şeyde hemen hemen eşitsiniz ve o yüzden bu eşitliği bozacak bir oyuna ihtiyacımız var ! Elimde görmüş olduğunuz bu yiyeceği ilk bitiren kazanıyor ! *Chris elindeki tabakta iki dilim pizza bulunduruyor ve pizzanın üstünde. Taş, parçalara ayrılmış hamam böceği, çekirge ve tüy bulunuyordu* Adel: Bu ne… Chris bu saçmalık daha mantıklı bir şey yok mu ? Bu nasıl bir oyun böyle be ! Astra: Ağlama ve oyna ! Chris: BAŞLA ! *Astra ve Adel hızlıca yemeği yemeye çalışır ancak Adel bir anda geğirir* Astra: Oha ne geğirdin ! Adel: HÖĞ ! *Adel kusmaya başlar ve ardından Astra kusar daha sonra Leaf ve daha sonra Wayne* Chris: VE ADEL KAYBEDİYOR ! Utanç iskelesi seni bekliyor dostum. Adel: Neden ben peki ? Hadi Cyril ve Wayne’i geçtim neden ben ? Leaf: Basit. Benden başka bir zeki sendin. Benden sadece bir tane olabilir dostum, görüşürüz. Adel: Agh… Wayne: Adel… Görüşürüz dostum senin için kazanacağım ! Cyril: Görüşürüz adel… Kıçını tutmak güzeldi gerçek olmasa bile. Leaf: ne? Beth: ne? Astra: ne? *Adel kızarır* Adel: Ah.. Neyse ne görüşürüz millet. Umarım Leaf ve Astra karmalarını alırlar. BÖLÜM 11: *Kızlar Kabini* Beth: Adel’i göndererek mantıklı hareket ettiğimizi düşünmüyorum. Astra: Ben de. Leaf gerçekten Adel’i kıskandı ve ona vermemizi istedi. Wayne’i atsak daha mantıklıydı bence. Beth: Peki… Wayne ya da Cyril kazanırsa ne yapacağız ? Astra: Uh… Bilmiyorum ki… *Astra gülmeye başlar yapmacıktan ve Beth tek kaşını kaldırır* Beth: Astra ile Leaf beni gönderecekler değil mi ? Yok. Wayne ile aramın hala iyi olup olmadığından emin olmalıyım. Beth: Peki ben kahvaltı için kafeteryaya gideceğim. Görüşürüz. *Beth kabinden çıkar ve Leaf tekrardan camı kırarak zıplar ve içeri girer* Leaf: Ne diyor bu inek ? Astra: Sanırım, onu yollayacağımızı biliyor. Leaf: Evet artık birilerini yollamaktan bahsediyorsak… Şimdiki planımdan bahsedeceğim size. İlk önce Wayne sonra da Astra’yı göndermeyi düşünüyorum. Astra yarışmalarda iyi… Onunla uğraşmak istemem. Beth’i şahsen bi tehdit olarak görmüyorum. Hatta finalist olsa bile kazanamaz eminim o derece. Leaf: O halde Wayne ya da Cyril’i yollayacağımızdan emin olalım. Astra: İyi de ikisinden birinde dokunulmazlık sembolü olabilir. Başımızı yakmayalım ? *Leaf gözlerini tekrardan kaçırmaya başlar* Leaf: Ah… Saçmalama lütfen. Onlardan birinde o sembol olsaydı emin ol seni orada elerlerdi zaten. Bu kadar tedirgin olmazlardı. Astra: Eee başka kimde ki ? Ha… Yoksa..! Leaf: Evet… Beth’de… *Leaf gözlerini yine kaçırıyordu* Astra: Ee… Ne yapacağız mecbur finale kadar çıkacak Beth. Bir şeyler yapmalıyız ! Leaf: Onu kendi tarafımızda tutmamız gerekiyor. Başka şansımız yok. Astra: Üf… Bizi sevmiyor bile. Leaf: Ama onu Morganite ile kandırabilirim. *Beth, Erkekler kabinine yürüyordu* Beth: Girmem iyi bir fikir mi acaba ? Dicem de sadece iki kişiler ne olabilir ki..? *Beth erkekler kabininin kapısını iki posta tıklar ve ardından Wayne kapılarını açar* Wayne: Ah… Beth hoşgeldin ?.. Beth: Konuşmalıyız, şimdi. *Beth, Wayne’i içeri itti ve kapıyı kapattı* Cyril: Hey, o burada ne arıyor ? Beth: Leaf ile Astra ikinizden birini eleme peşinde. Ne yapıp ne etmeyip bu dokunulmazlık oyununu ikinizden birinin kazanması gerekiyor. Ben onlara yalan söyleyeceğim onlarla oylayacağım diye. Wayne: Onlarla oylayacak mısın peki ? Beth: Hayır tabii ki de ! Leaf ile Astra, Morganite’ın elenmesinden sorumlular ve artık burama kadar geldi. Cyril: Öyle mi ? Dün niye o zaman Adel’e oy verdin he ? AÇIKLA. Beth: Mecburdum yoksa üçünüz ilk 4 e kaldığımızda beni elerdiniz. Cyril: Mantıklı ama yine de..! Beth: Neyse dediğim gibi. Şu anda ne kadar sevsen de sevmesen de benimle ittifak olmak zorundasın Cyril. Yoksa eve giden sen olabilirsin. Wayne: Ben sana güveniyorum Beth. Morganite için yapabiliriz bunu. Beth: Güzel… Leaf ile Astra bir oyun bile kaybetmiyorlar. O yüzden aklımda bir fikir var. Cyril: Allah aşkına ne fikrin olabilir ki senin ? Beth: Ben bilerekten Leaf ile Astra’nın oyunlarını sabote edeceğim ve sizler de kazanmaya çalışacaksınız. İkinizden birisi kazanırsa Leaf ya da Wayne’i atacağız. Cyril: Beth, benim düşündüğümden çok daha iyi düşündü. Etkileyici doğrusu… Güzel plan. Bir ineğin böylesine düşünebilmesi çok ilginç. Sadece kitap okurlar sanıyordum. Wayne: Tamam güzel fikir ama Astra’yı eleyemeyiz ki… Beth: Niye ki. Wayne: Çünkü dokunulmazlık sembolü onda. Beth: Ah… Doğru. O halde Leaf’i göndereceğiz. Cyril: Peki ya plan işe yaramazsa ne yapacağız 4 göz ? Beth: İkinizden birini atacağım tabi ki. Cyril: Bu kişinin sen olmayacağını nerden biliyorsun ? Beth: Sizce buradaki en büyük tehdit ben miyim yoksa siz ikiniz mi ? Bir düşün. Ben oyunları şu ana kadar düzgünce yapamadım bile… Sizler ise neredeyse hep kazanıyordunuz. Leaf dün Adel’i kıskandı ve attırdı resmen. Sizce beni niye atsınlar ki ? Wayne: Haklısın. Tamam o halde ben varım. Sen Cyril ? Cyril: Ugh… Tamam varım ben de yeter ki şu aptal yarışmayı bitirelim artık. Beth: Gerçekten çok sinirlenince bu tarz planlar yapabilirim. Benimle oynarsanız kendinizi yerin dibinde bulursunuz ! *Leaf ve Astra kabinlerden dışarı yürürler* Astra: Peki dokunulmazlık sembolünü Beth’den nasıl çalacağız ? Leaf: Bir fikrim yok… Nereye sakladığını ilk önce öğrenmeliyiz. Ayrıca fark ettiysen şu sıralar planımızı anladı gibi zaten ! Dediğim gibi onu Morganite ile bir şekilde kandırmaya çalışmalıyım. Astra: Her neyse… Bugünün oyunu ne acaba ? Chris: Kampçılar benimle sahilde buluşun ! ROLEPLAY ZAMANI. Astra: Bu ne demek oluyor şimdi ? *Erkekler kabini* Wayne: EVET ! Roleplay sonunda ! *Herkes sahilde toplanır* Cyril: Ee ne bu şimdi ? Koltukların üzerinde ülke isimleri yazıyor. Chris: Aynen öyle. Gördüğünüz üzere ülkelerden biri siz olacaksınız. Yani MUN yapacağız ! Beth: MUN mi !? EVET ! Wayne: Huh..? Leaf: Ah buna bayıldım… ama hangi komite ? Chris: En basiti tabi ki. UN WOMEN ! Cyril: Ben şimdi olayı anlamadım da… Biri anlatabilir mi acaba ? Chris: SABIRLI OL ! Şimdi sizlere belirli ülkeler veriliyor ve siz o ülkeler ile Afganistan’daki kadın haklarının ihlali ile ilgili çözümler bulmaya çalışıyorsunuz. Cyril: Eee, çok basit bu. Şimdi bile söylerim bunu. Chris: ZIP IT ! Şimdi sizlere ülkelerinizi verelim. Beth sen Afganistan olacaksın. Beth: Ah, hadi ama en zor ülke resmen bu ! Chris: Wayne sen Türkiye’sin. Wayne: Ah..? Peki. Chris: Cyril sen Almanya olacaksın. *Cyril göz devirir* Chris: Astra sen Amerikasın. Astra: OHH ! NÜKLEER ATABİLİYOR MUYUZ AFGANİSTAN'A ? KÖKTEN ÇÖZÜM. Chris: Hayır arkadaşlar burası crisis komitesi değil ! Neyse, Leaf sen de Suudi Arabistan olacaksın. Leaf: Iy, arap mı olacağım yani ? İngiliz olabilir miyim itiraz ediyorum da ! Chris: Hayır. Leaf: İNGİLTERE OLMAK İSTİYORUM ! Arabistan’ı ne yapayım ben. Chris: Suudi Arabistan olacaksan sike sike. *Leaf’in gözleri açılır ve susar* Chris: Şimdi çok yorulduğumuz için kahve arası vereceğiz. 15 dakika sonra burada yerlerinize oturmuş olun sizlere workshop anlatacağız. Beth: Hah, ben zaten biliyorum ki. Haha. *Cyril ve Wayne birbirlerine bakarlar* Cyril: Belki de Beth ile çalışmamız şu anda işimize gelecektir. Wayne: Kesinlikle gelecek, Astra ya da Leaf’i finale taşıyacak halimiz yok ya ! Beth: Evet bu benim 4.kez MUN yapışım olacak. He, peki bugün kim mi kazanacak. EVET İLK DEFA BEN ! *Herkes kahve almaya gider* Leaf: Bana verilen ülkeye bakar mısın ARAP oldum ! Astra: Sıkıntı yok, Afganistan’ı savunmazsın. Sessizce öyle oturursun olur biter. Leaf: Kazanmak istiyorum ama. Astra: Aw, birileri bu akşam eve gitmekten korkuyor gibime geldi. Leaf: Astra, son zamanlarda işime yaramıyor. İnsan sayısı azaldıkça kafasına göre hareket etmeye başladı. Kendi planlarını yapıyor ! Benim sinirimi bozmaya başladı. Ama diğer tarafta da Wayne var. ARGH ! Keşke iki kişiyi birden eleyebilsek. Wayne: Nabersiniz Leaf ve Astra. Astra: Bugün kıçınızın nasıl tekmeleneceğini planlıyorduk tam olarak, hoşgeldiniz ! Cyril: Haha, diyene bak. Astra’nın bu tür roleplay lerde aklını kullanabileceğini kim düşünüyor ki. Astra: Şu ana kadar hiç yarışma kazanamamak nasıl hissettiriyor Cyril ? Bir düşündün mü ne kadar beceriksiz olduğunu ? *Beth arkadan tadımlık sohbete dahil olur* Beth: Arkadaşlar sakin olun… Bugünün kazananı her türlü ben olacağım. 4.kez katılışım olacak MUN’e. Hahah. Astra: Agh… Nerd kokusu, çok kuvvetli… KUSACAM ! Beth: İstediğin kadar ağla Astra, bugünün kazananı benim. Chris: Evet arkadaşlar sizi sahilde bekliyorum. Herkes yerine geçsin and also CROSS TALKING IS OUT OF ORDER ! *Herkes birbirlerine korkuyla bakar* Chris: Hadi herkes yerlerine otursun workshop anlatacağım. *Herkes korkuyla yerlerine otururlar ama Beth’in yüzünde bir gülümseme vardı* Beth: Bugün kazanamazsam bile biliyorum ki buranın en iyisi MUN da kesinlikle benim. He bir de Astra’nın dokunulmazlığı olduğu için Leaf’i göndermekten başka seçenek de bulamıyoruz diğerleriyle. Chris: Arkadaşlar şimdi… Motion açmak isterseniz- Cyril: Motion ne ? Chris: Ugh… Motion dediğimiz şey, önergedir. Cyril: Biliyoruz da nasıl işliyor işte ! Chris: DUR ANLATIYORUM ! Şimdi önerge verdiğiniz vakit Afganistan’daki bir sorunu ele alıyor olacaksınız. O önerge adı altında herkesin konuşması lazım çünkü yeterli yarışmacımız yok ! Leaf: Ben Suudi Arabistan olarak ne demeliyim ki ? ARGH ! Benim ülkem de Afganistan neyse o durumda şu an. Belki de demokratikleşmek işime gelebilir. *Aradan uzun süre geçer ve workshop biter* Chris: Evet çok yorulduk o yüzden kahve molası veriyoruz. *Kimse yerinden kıpırdamaz* Leaf: Lütfen bu yarışmayı bitirebilir miyiz ? Mola falan vermek istemiyorum. Chris: Ugh… Peki öyleyse, kahve arası yok guys ! O halde ilk session has been officially started ! Cyril: Niye ingilizce konuşuyorsun Chris ? Chris: Ah… Bir bilgim yok… Neyse arada öyle geliyorlar. Açılış konuşmaları için herkesi sahneye alalım ! *Beth sahneye çıkar* Beth: Rahman ve rahim olan allah'ın adıyla… Afganistan olarak kadın haklarının savunulduğu bu komitede yer almamız bunu desteklediğimizi göstermiyor, biz her şeyi seyredeceğiz. Wayne: Merhabalar Türkiye olarak kendimizi şu anda tarafsız bir ülke olarak görmekteyiz. Teşekkürler. Astra: Benim zamirler U S A ! GRAAAAAAAAH ! Leaf: Esselamü aleyküm ? Arabistan olarak taliban rejimini desteklemekteyiz. Beth: Bu çok garip… Leaf arabistan olarak tarafsız kalabilir iken neden bana yanaşmaya çalışıyor ki… Burada bir oyun var ! Cyril: Merhaba… Ben Almayayım teşekkürler. *Chris eliyle alnına vurur* Chris: Pekala sizleri yerinize alalım bu arada konuşurken ben değil biz diyeceksiniz ve şimdi… *Astra ve Leaf sıralarında konuşuyorlardı ve Chris tokmağı vurarak* Chris: GUYS CROSS TALKING IS OUT OF ORDER ! Astra: Of tamam be ! Chris: Pekala şimdi herhangi bir önergesi olan var mı ? *Wayne plakardını havaya fırlatır casına kaldırır* Chris: Evet Türkiye ? Wayne: Kadınların eşitliğinin yasalar önünde nasıl sağlanacağı ile ilgili tartışılması önergesi. Chris: Pekala başka önergesi olan var mı ? *Çekirge sesi* Chris: Okay o zaman bu önerge geçiyor. Toplam dakika arkadaşlar otomatik 10 dakikadır ve konuşma süreniz de 1 dakikadır haberiniz ola. Pekala Türkiye ilk konuşmacı mı olmak istersin son mu ? Wayne: İlk. Chris: Konuş o zaman. Wayne: bla bla bla bla *Wayne toplam 1 dakikalık bir konuşma yapar ve Cyril yanlışlıkla sıkıntıdan uyuya kalıyor* Chris: Türkiye’nin anlamlı konuşması için teşekkürler sıradaki konuşmacı kim olmak ister ? *Tekrardan çekirge sesi* Chris: O halde herkesin konuşacağını bilerek random seçiyoruz sırayı ve sıradaki konuşmacı Cyril ! *Cyril’in ağzından salya akıyordur (Adel olsa yalardı)* Chris: CYRIL ! SLEEPING IS OUT OF ORDER ! Cyril: Ha.. ? He, teşekkürler. *Cyril teşekkür edip oturur ve dokunulmazlık hakkını kaçırır büyük ekranda adı karalanır* Cyril: HEY ! BU DA NE ŞİMDİ ! Chris: Eğer önergelerde konuşmazsanız olacak şey budur ! Dokunulmazlık hakkınızı kaybedersiniz. Wayne: ARGH ! Cyril nerdlüğü sevmiyor biliyorum ama eğer böyle yaparsa nasıl diğerlerine karşı kazanacağız ki !? Bir şeyler yapmam gerek. Leaf: Arabistan delegesi olarak söylemeliyiz ki bu durum bizi kesinlikle çok üzüyor ama hepimiz Allah (yani benim) yolundayız o yüzden bizler Afganistan’a karışmayacağımızı belirtmek isteriz. Astra: Amerika olarak Afganistan’ı kesinlikle kınıyoruz ve diğer ülkelerin de hemen harekete geçmesini bekliyoruz. Tşk. Beth: Bismillahirrahmanirrahim. Öncellikle bizler kadınlarımızı islam yolundan götürüyoruz, bizim hiçbir iç değişikliklerimize, yasalarımıza karışamazsınız. Teşekkürler. Chris: Pekala konuşmalarınız için teşekkürler başka önergesi olan var mı ? Astra: BİZİM VAR ! *Astra plakardını kaldırır ve tekrardan herkes o önerge hakkında konuşmaya devam eder. İlk session biter* Chris: Evet çok yoruldunuz şimdi bir kahve molası. *Wayne ve Cyril karşılaşırlar* Cyril: Dokunulmazlık şansımın gittiğine inanamıyorum ! Direkt bugünün oyunundan çıksam mı ? Wayne: Ya da onun yerine… Benim açtığım tüm önergelere kabul verebilirsin. Cyril: Bu çok mantıklı… Wayne: Hatta bekle daha iyi bir planım var. *Wayne, Beth’in olduğu yöne döner ve Beth’e seslenir* Wayne: HEY BETH ! Bir bakar mısın ? Beth: Buyur ? Wayne: Aklımda çok iyi bir fikir var. Beth: Nedir ? Wayne: Sen Afganistan olarak önerge açamıyorsun ya… Diyorum ki benim tüm önergelerime second verin. Cyril zaten dokunulmazlık hakkını kaçırdı. Beth: Peki ama niye böyle bir şey yapıyoruz ? Wayne: Daha bitirmedim. Benimkilere second verirken Leaf ve Astra’nın tüm önergelerine objection vereceğiz ve böylelikle dokunulmazlık kazanamayacaklar. Beth: Bu gerçekten çok mantıklı bir plan ! *Leaf ve Astra çalılıkların arkasından Wayne ve diğerlerini dinliyorlardı* Leaf: Ah. Bunu duydun mu Astra ? Eğer bu planları işe yararsa ikimizden biri bugün eve gidiyor demek bu ! Astra: Ne yapacağız o halde ? Leaf: GSL konuşmalarında olabildiğince kendimizi sorulara açacağız. Başka ne yapabiliriz bilmiyorum… Chris: İKİNCİ SESSION BAŞLIYOR HADİ ! *Herkes sınıfa geri döner* Chris: GSL konuşmalarınıza alalım sizi. İlk Arabistan. *Leaf konuşmasını yapar ve en sonunda kendini sorulara açar* Beth: Bizim bir sorumuz olacaktı. Leaf: Evet ? Beth: Kendinizi demokrat bir ülke olarak mı tanımlarsınız yoksa şeriatla yönetilen mi ? Leaf: Demokratikleşmeye başlayan bir ülke olarak. Beth: O halde neden starbucks logosundaki kadının başı hala kapalı. Onu geçtim neden starbucks sizin ülkenizde var ki ? Sizin amacınız dini kullanmak. Bizim ülkemiz islamı yaşıyor ! Leaf: Ama… Biz… Chris: Evet Arabistan süren doldu yerine oturabilirsin. *Leaf sinirlenerek yerine geçip geri oturur ve diğer herkes GSL konuşmalarını verir ve motionlara geçilir* Astra: Motion to … Chris: Pekala any seconds in the house ? *Leaf dışında kimse second vermez ve Astra’nın motionu fail olur* Astra: Şaka mı bu ? Hay sikeyim ! Leaf: Bu haksızlık ! Chris bir şey demelisin şu an. Chris: Ben ortada MUN kurallarında böyle bir şey göremiyorum. Astra: AGH ! Şaka gibi eğer bu olmaya devam ederse ya Leaf ya da ben bugün kesin eve gideceğiz ! Wayne: Motion ! Chris: Any seconds ? *Cyril ve Beth plakard kaldırarak bu motionu geçerli kılarlar ve bu önerge hakkında 10 dakika boyunca herkes konuşmak zorunda kalır ancak Leaf ve Astra konuşacak çok bir şey bulamazlar* Chris: Herhangi bir spesifik önergesi olan var mı ? *Leaf sinirle plakardını kaldırır* Chris: Evet Arabistan ? Leaf: MOTION TO SUSPEND THE MEETING ! Chris: Kabul edilmiştir. Kahve molasına gidebilirsiniz çünkü yok yoruldunuz umarım sizi baygın bir şekilde görebilirim çünkü bundan hoşlanıyorum. *Beth histerik bir şekilde gülümser* Beth: Leaf ve Astra’nın yaptıklarının bedelinin ödeniyor olması çok hoşuma gidiyor. En iyi arkadaşımı elemenin bedelini bugün ödeyecekler ! *Leaf ve Astra bir köşeye geçip plan yapmaya başlarlar* Astra: GSL konuşmalarında da bir sik yapamıyoruz ! Beth hepsine çok iyi cevap veriyor ! Leaf: … O zaman Afganistanı kabul edebileceği bir şekilde sonuçlar vermeliyiz. İslam ile sonuçlar vermeliyiz anca o şekil kabul eder ! Astra: Dua et de işe yarasın. *Wayne ve diğerleri başka bir köşede oturuyorlardı* Wayne: Çok iyi ! Böyle devam edersek dokunulmazlık ya Beth’in ya da benim kazanacağım kesinleşmiş olacak ! Cyril: He… Bu arada söyleyeyim. Beth bugünkü elemeden sonra ittifağımız geçerli olmayacak haberin olsun ! Beth: Bana uyar. hihi. Chris: ARKADAŞLAR SESSION BAŞLAMAK ÜZERE HADİ ! *Herkes yerlerine oturur* Chris: Arkadaşlar artık resolution yazacaksınız. DÜZGÜN YAZIN YOKSA HİÇ KİMSE DOKUNULMAZLIK KAZANAMAZ ! *Herkes birbirine bakar* Leaf: Hey Astra ! Eğer bir şekilde fail olursak kimse dokunulmazlık kazanamaz ve bu şey işimize gelebilir. Astra: Çok mantıklı hadi deneyelim. Chris: CROOOOOOSS TALKIIIIIIIIIING IS OUT OOOOOOOOOOF ORDER ! *Leaf ve Astra birbirlerine Chris’ten nefret eder gibi bakıyorlardı* Chris: Pekala herkes çözüm kağıdı yazsın hadi çabuk çabuk sadece yirmi dakikanız var ! * Herkes çok stresli bir şekilde çözüm kağıdını yazar ve süre biter* Chris: Pekala bakalım herkes neler yazmış. Wayne: Eğitim ve sağlık alanında yazdık biz Chris: Güzel şimdi bunu gidip asıl dokümana kopyalayın bu olmuş ! Bakalım Leaf ve Astra ekonomi alanında ne çözümler yazmışlar. Leaf: Ops.. Biz bir şey yapmadık. Sanırım olayı anlamamışız… Astra: Evet… Çok yazık bize. Sanırım fail olacağız. Chris: Hmm o halde bu komite- Beth: Sıkıntı yok ben zaten tüm çözümleri önceden yazmıştım. Leaf: ne ? Beth: Evet Chris biz Leaf ve Astra ile anlaşıp daha demin hemencecik bir çözüm yazdık. Birazını ben üstlendim tabi ki haha. Chris: ÇOK İYİ ! O halde bu komite başarılı bir şekilde geçmiş oluyor ! VE MUN BİTİYOR ! Şimdi sizlere en iyi delege ödülünü alan kişiyi… Yani dokunulmazlığı alan kişiyi açıklıyorum… Beth: Tabi ki de ben olacaktım… Chris: WAYNE ! Beth sen honorable delegatesin ^^. Beth: nE ?!. *Leaf ve Astra götleriyle gülerler* Astra: Gerçekten Beth kazanacağını falan mı düşünmüştü haha ! Yazık ona. Chris: Kapçılar benimle akşam kamp ateşinde buluşun. *Wayne Cyril ve Beth kabinde kime oy vereceklerini tartışıyorlardı* Cyril: Pekala Astra’ya oy veremediğimize göre apaçık Leaf’e vermemiz gerektiğini anlıyoruz. Beth: Leaf’e mi vereceğiz ? Çok eğleneceğiz desene ! Wayne: Üç oya karşı iki ! Hiçbir şansları yok ki haha ! Cyril: Neyse şu günden sonra Beth bir daha seninle asla ama asla ittifak yapmam ona göre ! Sen de duy beni Wayne ! *Astra ve Leaf dışarda ne yapacaklarını konuşuyorlardı* Leaf: İkimizden birinin kazanamadığını düşünürsek. Bugün ikimizden biri eve gidiyor demek bu… Astra: Haha ! Ve ben de dokunulmazlık sembolünün olduğunu düşünüyorlar ! BAY BAY LEAF ! Leaf: Ah… Bunu düşünmemiştim. Astra: WOOHOO ! Kendi tuzağına düştün salak ! *Kamp ateşine toplanılır* Chris: Kampçılar oylarınızı kullandınız. Elimde görmüş olduğunuz üzere sadece 4 tane yumuşak şeker kaldı ve bugün birinizin eli boş gidecek. En çok oy alan kişi derhal kampı terk edip utanç iskelesinden eve dönecek ! *Tüm gözler Leaf’e bakıyordur* Leaf: Ne bakıyorsunuz bok mu var ? ; Chris: İlk yumuşak şekerin sahibi… Wayne ! Best delegate dostum ! Wayne: Nasıl oldu anlamadım ama WUHU ! Chris: Sıradaki yumuşak şekerin sahibi… Cyril ! Güvendesin. … Chris: VE Beth ! SEN DE GÜVENDESİN ! *Geriye sadece bir yumuşak şeker kalmıştı. Leaf ve Astra birbirlerine sinirle bakıyorlardı* Chris: Leaf ve Astra ikinizden biri bugün gidiyor ! Sadece bir yumuşak şekerimiz kaldı ! Astra: AH HADİ AMA ! HIZLI OL ! *Chris gülümser* Chris: Son yumuşak şekerin sahibi… … Chris: ASTRA ! Leaf 4 oy ile gidiyorsun ! Astra: Wuhu ! Leaf üzgünüm ama burada bitiyor tüm planların ! Leaf: Ne kadar üzücü Astra… Tabi ki de bir yere gitmiyorum. Astra: Haha. Niyeymiş ? Leaf: Çünkü bende bu var ! *Leaf dokunulmazlık sembolünü çıkarır ve herkes şaşırır* Cyril: Nasıl yani ? Bunca zaman Astra’da değil miydi ? Astra: Hah. Nereden bileceğiz gerçeğinin sende olup olmadığını ? Chris: Görünüşe göre bu dokunulmazlık sembolü gerçek olanı ! Leaf: HAHAHA ! Astra: Eee ? Ne olacak şimdi …? Chris: Leaf’in oy verdiği kişi gidecek demek oluyor ! Leaf: Ah bu çok eğlenceli. *Leaf bakışlarını Beth’e çevirir* Beth: Ah siktir… Chris: Ve görünüşe göre Leaf’in oy verdiği kişi… … … … Chris: ASTRA ! Astra: NEEEEE !?? LEAAAAAAAAF ! Beth: Oh… Nasıl..? Leaf: Evet… Evet… Çok üzücü değil mi ? Astra: Leaf seni yarışmadan sonra bulacağım ve seni boğacağım ! CYRIL VE BETH DURURKEN BENİ Mİ GÖNDERİYORSUN ? Leaf: Salak olma Astra. Bundan daha iyisin sen… Biliyorsun ki yarışmalarda en güçlülerden ikinci sırada sen varsın. Birinci sırada da ben tabii ki ! *Astra’nın ağzı açık kalır* Leaf: Hadi ama… Çok iyi oynadım kabul et Astra ! Astra: Leaf senin ben a- Chris: Astra ! Hadi utanç iskelesi seni bekliyor ! Astra: Neyse ne… Siktirip gitmek istiyorum buradan. Leaf umarım kazanamazsın ben olmasam bir sik değildin sen ! *Astra utanç iskelesine yürür ve bota binip gider* Leaf: Astra yerine bir an Beth’e vermeyi düşünmüştüm ancak… Hadi ama Beth yarışmalarda iyi bile değil ! En iyi olduğu şeyde bile dokunulmazlık alamadı. Astra şu ana kadar çok işime yaradı ama… Au revoir ! BÖLÜM 12: *Kızlar kabini* Beth: Uhm… *Çekirge sesi* Beth: Dün açıkcası Astra’nın gitmesine hafiften üzülmüş olabilirim. Wayne ve Cyril benim için hala büyük bir tehdit iken bir tarafta hala LEAF var ! Ve şimdi kızlar kabininde tek başıma kalıyorum… ): *Beth sessiz sessiz otururken bir anda camının kırıldığını duyar ve Leaf’i görür* Beth: Ne var yine Leaf… Leaf: Astra gittiğine göre seni elemesi için kimse kalmadı burada ! Tabi ki Wayne ve Cyril dışına. Beth: Benimle ittifak mı yapmaya çalışıyorsun ? Leaf: Şöyle düşün; eğer ben bugün gidersem Wayne ve Cyril senin kıçını finalde tekmeleyecek. Beth: Peki, dinliyorum… Leaf: Yalan yok ben de kıçını tekmeleyeceğim Beth’in. Ama tabi ki daha kolay bir yarışmacı olduğu için yenmesi daha kolay olacak… *Leaf kabinin kapısını kapatır* Leaf: Şimdi ilk öncelikle bir planım var. Wayne ya da Cyril’i gönderebileceğimiz. Diyorum ki oylamada beraberlik olsun ve gelecek olan beraberlik bozucu yarışmada da ben kazanayım haha. Beth: Peki ama bir şartla ! Leaf: Neymiş ? Beth: Final 2 yi paylaşacağız. Final 3 de kim olursa onu eleyeceğiz. Kabul mü ? Leaf: Haha, kabul bil ! *Beth ve Leaf el sıkışırlar* Beth: Ne olursa olsun Leaf’e güvenmiyorum ! Bir milyon dolarsa konu güvenmiyorum tabi ki… Normalde iyi biri yoksa… Leaf: Pekala… Şimdi kafeteryaya gidiyorum, gelmek ister misin ? Kampta hiç kız kalmayınca biraz yalnız kalmış gibisin. Beth: Tabi ki ! He bu arada Astra’yı neden eledin. Bir an giden kişinin ben olduğundan emindim. Leaf: Astra bir sonraki gün final 4 de bana karşı çıkacaktı, buna emindim. Ayrıca senin elenmene de izin veremem çünkü… Ah kimi kandırıyorum ki yarışmalarda çok kötüsün o yüzden seni burada tuttum. Beth: Vay be, sağ ol ben de bir an beni öveceksin sanmıştım. Leaf: Haha belki rüyanda. *Wayne ve Cyril, Beth ile Leaf’i erkekler kabinin penceresinden izliyorlardı* Cyril: Argh ! Ne bok yiyeceğiz şimdi ? Beth ile Leaf çoktan anlaşmışlar. Wayne: Belli değil miydi Cyril ? Ne beklediğini pek anlayamadım. Cyril: Beth’i ikna edebilirsin sanmıştım ! Bir şeyler konuşman gerekiyor onunla, hemen ! Wayne: Bir fikrim var. Sen Leaf’i oyala ben de o sırada Beth ile konuşayım, nasıl fikir ? Cyril: Güzel ! Hadi takip edelim onları. *Wayne ve Cyril çantalarını alıp onları takip etmeye çıkarlar o sırada da Beth ile Leaf ikisinin beklemediği bir şekilde kafeteryaya giderler* Leaf: Pekala ne yiyorsun ? Tabağını ben hazırlarım. Beth: Aw… Gerek yok ki. Leaf: Hadi ama ! Finalistleriz biz. Bırak da ben hazırlayayım. Beth: Leaf’i parmağımda oynatacağım gibi haha. Düşünsenize finalde onu kullanıp birinci oluyormuşum HAHAHA. Ne ? Delirmedim. Sadece bir milyon doları istiyorum. *Wayne ve Cyril kafeteryanın kapısını tekmeyle açarlar ve Beth ile Leaf onlara şaşkınlıkla dönerler* Leaf: Ne oluyoruz ? Cyril: Leaf ! Sana mektup gelmiş, isim anonim ama not olarak doğal taş yazıyor. Leaf: HA ! TAMAM HEMEN BAKIYORUM ! *Leaf elindeki tepsileri bırakarak kabinden dışarı koşarak çıkar* Cyril: Şimdi bizi dinle Beth ! Eğer Leaf ile anlaşmaya devam edersen birinci o olacak, duydun mu ? Beth: Ne yani bugün Leaf’i elememizi bu sayede de beni final 3’de ezmenize izin mi vereyim istiyorsunuz ? *Beth nah çeker ve Wayne şaşırır* Wayne: Beth, tamam biliyorum bize güvenmiyorsun ama adil olacağımıza söz veriyoruz ! *Cyril öksürür ve Wayne Cyril’in omzuna vurur* Cyril: Evet adil olacağız ! Wayne: Hem ayrıca Leaf’in Morganite’a yaptıklarını nasıl hemencecik unutursun? Beth: Siz ikiniz gidip bir yerde el mesleği yapsanıza. İzninizle kahvaltımı yapmak istiyorum çünkü önümüzde kıçınızın tekmelendiği bir yarışma var ! Wayne: Beth, anlamıyorsun… Lütfen bizi- Beth: HAYIR DEDİM ! Artık insanlar beni kandıramaz ! Wayne: Of… Beth’in bana güvenmiyor olması tamamen Cyril’in suçu… Ama en yakın arkadaşlarımdan birini yani Cyril’i de satamam ki öylece… Off bilemiyorum. Beth bana inanmıyorsa haklıdır yani. Cyril: Ah… Kitap sayfalarının uçlarıyla gidip amcığ- *Leaf koşarak kafeteryaya girer* Leaf: CYRIL ! Nerede mektubum !?? Cyril: Ne mektubu ? Leaf: E daha demin dedin ya ! Cyril: Yo demedim ki. *Leaf, Cyril’in üzerine yürümeye başlar ve Wayne araya girer* Wayne: HOP HOP BİR DAKİKA DURUN ! Leaf: Sezon başından beri sinirimi bozuyorsun Cyril. Eğer bir daha salakça hareket ettiğini görürsem seni yok ederim DUYDUN MU BENİ ! Cyril: Siktir lan. Leaf: Anasını av- *Cyril bulduğu ilk tepsiyi tam Leaf ona vuracakken Leaf’in suratına atar ve kafeteryadan kaçar* Leaf: ARGH ! CYRIL ÇOKTAN ÖLDÜ. Cyril: Birisi o manyağa burasının kafes dövüşçülerinin yarıştığı yer olmadığını söylemesi gerekiyor. Yoksa o sarı pipinin ağzına sıçmak zorunda kalacağım ! … Leaf: Ah hadi ama ! Zaten dört kişi kalmışız hala uğraştığım şeylere bakar mısınız ? Sıradaki gidecek kişinin Wayne ya da Cyril olması için elimden geleni yapacağım! Beth: İkisinin de sinir problemleri var galiba? Wayne: Kimin yok ki? Beth: Benim yok haha. *Wayne gülümser ve Beth de ona geri gülümser* Wayne: Şey… Beth, eğer biraz seni kullanıyormuşum gibi hissettirdiysem özür dilerim. Evet Cyril en iyi arkadaşlarımdan. Şöyle düşün beni mi seçerdin yoksa Morganite’ı mı ? *Beth ellerini beline koyaram* Beth: Haklısın… Ama ne bileyim. Bir tarafta Leaf bir tarafta sen. Çok acımasızca oluyor… Çok ağır geliyor… Wayne: Özür dilerim tekrardan eğer böyle hissettiysen. Beth: Sorun değil. Alıştım artık birçok insanın bana böyle davranmasından… Morganite, Roy ve Bordon dışında bana hiç iyi davranan olmadı. Ha bir de… Sevgilim tabi. Wayne: Ah doğru, ona noldu bu arada ? Yarışmaya geldiğimizden beri bu konular üzerine çok konuşamadık. Beth: Bilmiyorum. Biz de biraz konuşamadık tabi ki ama bu yarışma bitsin ilk işim ona mektup hazırlamak ! Wayne: Beth’in güvenini geri kazanıyorum galiba! EVET ! Leaf, görüşürüz (: *Leaf camdan Cyril’i bulmaya çalışırken geri gelip Wayne ile Beth’in konuştuğunu görünce sinirlenip yanlarına gider* Leaf: Wayne, sen hala burda mısın, arkadaşının arkasından gitsene. Wayne: Kalkıyordum zaten hah. *Wayne ayağa gülümseyerek kalkar ve kafeteryadan çıkar* Wayne: Leaf’i seçeceğini düşünmüyorum bile Beth’in. Hadi ama ! Morganite’ı eleyen tanrıyı mı seçecek yoksa beni yani masum biricik Wayne’i mi? Leaf: Hey Beth! Wayne’in aklını çelmesine izin vermemelisin. Unutma ben gidersem ikisi de finale kalacak. Bunu istemeyiz, değil mi? Beth: Ah, tabi ki! Saçmalama. Sadece oyunu oynuyordum, yani kandırıyorum anlarsın ya. Hehehe. Leaf: Beth beni sırtımdan bıçaklayacak, değil mi ? Evet bunu görebiliyorum. Bugün dokunulmazlık kazanamazsam eve giden kesinlikle ben olacağım ARGH ! Chris: Kampçılar challenge time !! Meet me at midnight. Neyse şaka maka benimle akşama doğru kamp ateşinin etrafında buluşun. Elemeden önce oyunumuzu oynayacağız. (megafondan bağırıyor bu arada) Beth: Akşama doğru mu? Ah yoksa yine o saçma sapan parkurları mı bize yaptıracak? Leaf: İçimden bir ses daha çok drama yaratacak bir şey olacak gibi söylüyor bana. *Wayne ve Cyril dışarda buluşmuşlardı* Cyril: O SARI PİPİ KAFAYI YEMİŞ ! Wayne: Sakin ol Cyril. Eğer böyle davranmaya devam edersen bu tüm yarışma bittikten sonra dayağı bizzat herkesten yiyeceksin zaten ! Cyril: Neyse ne. Leaf’i bugün yollamalıyız. Beth ile konuşman nasıl gitti ? Wayne: İyi gibiydi. Ancak Beth şu an tüm oyunları biliyor. Cyril: Nasıl yani ? Wayne: Yani hem Leaf’in hem de bizim onu bizim tarafa çekmeye çalıştığının farkında. İşte öyle. Ama iyi şey şu ki… Bizimle çalışmaya açık gibi gibi. Cyril: Ah bu çok iyi ! Şimdi sadece akşam olana kadar beklemeliyiz ki şu aptal oyunu bugün bitirebiliriz ah ! *Akşam olmuştur ve herkes kamp ateşine doğru yürüyordur* Cyril: Hey Leaf ! Bugün kaybedersen eve gideceğini biliyorsun değil mi? Leaf: Göreceğiz Cyril! Ha Wayne ayağını denk al. Güvende olduğunu da düşünme, ilk seni göndermeyi düşünüyorum. Wayne: Yapma Leaf… İkimiz de Morganite için kazanmak istiyoruz ama öyle değil mi ? Leaf: Onun adını ağzına alayım deme! Wayne: Niye sinirleniyorsun ki ? Onu buradan gönderen ben miydim ha söylesene ? Leaf: SUS ! Wayne: Bak Cyril, birileri doğa anaya geri dönmek üzere. *Leaf gözyaşı döker ve Beth bunu fark eder* Beth: Pekala bu da neydi şimdi ? Tamam biliyoruz Leaf, Morganite’ı gönderdi ama artık aşın şu olayı be ! Ben Morganite’ın en yakın arkadaşı olmama rağmen bu olayı bu kadar dile getirmedim. Wayne’e ne oluyor ki ? Beth: Hey Leaf, yan yana oturalım mı ? Leaf: Olur… Sağ ol. Leaf: Hayır, ben ağlamadım. Ağladın diyen olursa ONU TELEVİZYONDAN SAMARA GİBİ ÇIKIP AMINA KOYARIM ! Chris: Hoşgeldiniz kampçılar ! Final 4 de olmak nasıl hissettiriyor ilk önce sizleri dinlemek isterim. Wayne ? Wayne: Çok güzel. Buraya kadar geleceğimi biliyordum zaten ama bunu arkadaşlarıma da borçluyum haha. Gerçekten hepimiz iyi oynadık. Chris: Leaf, sen ne düşünüyorsun ? Leaf: Düşünüyorum ki keşke iki insanı aynı anda yollayabilsek ! Neyse onun dışında. Astra’ya teşekkür etmek istiyorum. Gerçekten en sevdiğim insanlardan oldu buradaki ve dediğim “çoğu şeyi” hemen hemen yapmıştı. O da iyi oynadı gerçi ama ya ben gidecektim ya da o. Öyle yani. Chris: Üzgün müsün peki ? Astra ile olan aranın artık iyi olmaması yüzünden ? Leaf: Zaten hiç de o kadar iyi olmamıştı ki. Ama yalan olmasın aramızdaki ittifakları özlemedim değil… Chris: Değersiz düşüncelerin için teşekkürler Leaf. Şimdi Cyril’i dinleyelim. Neler düşünüyorsun Cyril? Cyril: Hala burada olabilmek gerçekten şaşırtıcı. Bu kadar uzun süre dayanacağımı ben düşünmemiştim şahsen ama… ne yalan söyleyeyim iyi oynadım haha. Leaf: Hiç dokunulmazlık kazanamamışsın. Buna iyi oyun diyebiliyor musun Cyril haha. Cyril: Sen çeneni bir kapa! Şu an Chris ile konuşuyorum. Chris: Peki Cyril düşüncelerin için teşekkür etmiyoruz. Ve şimdi Beth… Sizi dinleyelim. Beth: Astra’nın yerine benim gideceğime çok emindim… Neyse Leaf doğru olanı seçti. Ha bir de. Bordon, Roy ve Morganite… Sizin için kazanacağım canlarım ! Chris: Iy bu çok romantik, nefret ettiğim için sözünü yarıda kesip size bugün oynayacağımız oyunu söylüyorum… Cyril: Ah Leaf aşkına saçma sapan şeyler değildir umarım. Chris: Hayır ! Aksine o kadar iyi ki birbirinize ver… neyse şimdi oynayacağımız şey şu olacak; Görmüş olduğunuz kağıtlara anonim olarak sorular soracaksınız. Mesela; En sevdiğin kişi… ya da kiminle çıkardın gibi gibi… spesifik olarak tek bir kişiye soru soramayacaksınız, yazamayacaksınız çünkü görmüş olduğunuz bu kutuya yazdığınız soruları atacak sonra da onları rastgele olarak çekip cevaplayacaksınız. Eğer cevaplayamazsanız dokunulmazlık hakkınız gidecek! Leaf: Vay, çok eğlenceli gibi gözüküyor. Beth: Ciddi misin ? Leaf: Hayır amk. Chris: Evet şimdi herkes sorularını yazsın bakalım. Sonrasında hemencecik şu kutuya atın. *Herkes tek tek gidip en az 10 tane soru yazar* Chris: Evet görmüş olduğunuz üzere kutunun içinde 40 tane soru var ! Eğer bu round biterse başka türde soru cevaba geçeceğiz haha. İlk önce Beth seni alalım. *Chris elini kutu deliğine sokar ve bir soru çeker* Chris: Burada finale gitmek istediğin kişi kim olurdu? Beth: Ah… *Leaf ve Wayne gözlerini Beth’e dikmişlerdi* Beth: Leaf… Üzgünüm Wayne ama gerçek- Wayne: Açıklamana gerek yok Beth, ben anladım. Leaf: Haha! Wayne: Gerçekten mi? Beth gerçekten çok sinir bozucu. Bence asıl yalancı o! Beth: Ah… Neyse ne. Chris: Sıradaki cevaplayanımız ..! Wayne! *Chris çeker ve Wayne göz devirir* Chris: Merge’den önce elenen kişilerden kimi tekrar elerdin ? Wayne: Hm… Avigail olabilir. O kız Morganite manipüle etmeye çalıştı. Chris: Peki… Sıradaki cevaplayan Leaf ! *Chris bir kez daha çeker* Chris: Birisinin sana yapmasını isteyeceğin en maceracı ve adrenalinsel şey nedir ? Leaf: Nası yani… Chris: Sorduk işte. Cevapla. Leaf: Ama bu çok özel ! Neyse… Ugh, tüm gece içimde uyuması galiba… *Wayne ve Cyril koca bir kahkaha patlatırken Beth iğrenç bir yüz ifadesi yapmıştı* Beth: Chat is Leaf r34 real ? Chris: Hm… Sıradaki cevaplayan Cyril ! *Chris çok sert bir şekilde çeker kutudan kağıdı* Chris: Hm bu çok ilginç bir soru! Eğer elenen yarışmacılar da dahil olmak üzere bir kızla çıkmak zorunda kalsaydın bu kim olurdu ? Cyril: Ugh… Bilmiyorum yani..? Hiç aklımda bir yoktu ama dürüst cevap vermesem zaten nerden bileceksiniz ki ? Chris: Doğruluk mu cesaret ki oyunumuzdan kalan yalan makinesini tabi ki unutmadık haha! Yalan söylerseniz de dokunulmazlık hakkınız gider haberiniz ola! Cyril: Peki madem öyle… Sanırım… Ugh bunu söylemek zorunda olduğuma inanamıyorum ama Astra ! Dominant olması hoşuma gidiyordu. Hey bunu daha demin ben mi söyledim cidden mi ?? Leaf: HAHAHAHA. Dominant demek ha!?? Belliydi zaten haha Adel ile trende olanları unuttuğumu sanma Cyril HAHAH. *Böylelikle baya bir zaman geçer ve tek bir soru kalır bu round için* Chris: Pekala kampçılar tek bir sorumuz kaldı ve bir sonraki round’e geçmek üzereyiz o yüzden vakit kaybetmeden Beth’e soruyoruz! *Chris soruyu okurken gözleri açık kalır* Chris: Burdan kime verirdin..? Vay, bunu ben bile sormazdım… Beth: Ah şaka yapıyor olmalısın! Sevgilim var benim! Hayatta buna cevap vermem asla ! Chris: Dokunulmazlık hakkın gidiyor o zaman sevgili Beth haha. Beth: Umrumda değil, sikik yarışmaya ihtiyacım yok! Chris: Pekala Beth bugünkü oyundan elendin. Evet şimdi geriye kalanlarla ikinci rounda geçeceğiz. Cyril: Nasıl oluyor bu ikinci round? Chris: Bu sefer soru sormak yerinize birbirinize kirli sorular sorarak cevaplatmamaya çalışacaksınız. Rakibinize en zor soruları sorun hadi ! Sorduğunuz kişi bir sonraki kişiye sorma hakkı kazanır. İlk Leaf başla. Leaf: Pekala Wayne, söyle bakalım..; Hazel’le mi sevgili olurdun Rosa ile mi? HAH!.. Wayne: Ah siktir git Leaf. Neyse uhm… Hazel..? Leaf: Rosa ! Eğer bunu televizyonda izliyorsan duy bunu he ! SEN TERCİH EDİLMEDİN! Wayne: Pekala Leaf sana soruyorum o halde.. Gizli fantezin nedir söyle bakalım! Leaf: Siktir yalan söyleyemiyorum. Agh neyse ne. Bugün kaybetmeyeceğim! *Leaf etrafına bakınır telaşla ama cevaplamaya karar verir* Leaf: Peki… Doggy galiba- Beth: Ah bunu izleyemeyeceğim, gidiyorum ben ! *Beth yarışma alanından uzaklaşır ve kabinlere doğru yürümeye başlar* Leaf: Pekala Cyril cevapla bakalım..; Bu total drama olurken tuvalette çekip her yer pislettiğin doğru mu !!!! *Cyril’ın ağzı açık kalır* Cyril: İyi de o bunu nerden biliyor? Ah şaka gibi… Hey bunu televizyonda yayınlarsanız ve milyon doları kazanırsam davalıksınız haberiniz olsun! Cyril: E… Evet doğru ARGH! Sikeceğim ya. Leaf sana soruyorum. Leaf: En iyisini dene HADİ ! Cyril: Kanye West mi Taylor Swift mi ? Leaf: Ah siktir… İkisi de ? DUR ahh! hayır hayır hayır. TAMAM AÇIKLIYORUM TAYLOR DİNLİYORUM ! Cyril: Aw… O sert Leaf’in altında bi swiftie mi yatıyor ? Doğru Morg- Leaf: Sakın bitireyim deme! Evet tamam swiftie olabilirim ee ? Neyse soruyorum CYRIL YİNE SANA ! Erkekler kabininde gece uyurken birinin ismini sayıklayarrak *Leaf yutkunur* yapıyordun kimdi o !? Wayne: Chril? Nasıl yani? Cyril: Ah hayır… YOK! Olmaz bunu söyleyemem asla asla. Bir daha olmaz hayır. AYRICA SEN NERDEN BİLİYORSUN HER ŞEYİ ANCAK KİMSE BİLMİYOR ACABA ? Chris: Emin misin Cyril ha? Vazgeçersen dokunulmazlığın gidecek. Cyril: Eminim sikerim böyle oyunu. Leaf tüm sırlarımı biliyor argh! Chris: Pekala Cyril elendiği için söz hakkı Wayne’e geçiyor. Wayne: Pekala Leaf, cevapla madem öyle; Morganite’a aşık mısın ? *Leaf ter dökmeye başlar ve titremeye başlar ancak soğukkanlılıkla cevap vermeyi reddeder* Leaf: E- Hayır dur… Cevaplamak zorunda mıyım Chris? Pas yok mu ? Chris: Haha. Yok. Leaf: SIÇTIM ! Bir şey söylersem çok sıkıntı olacaktı… İki cevap da çok riskliydi… NEFRET EDİYORUM BU YARIŞMADAN ARGHHHH! Wayne: Hadi..? Cevaplasana! Leaf: Cevaplamayı reddediyorum… AL KAZANDIN! Chris: Ve Wayne dokunulmazlık kazanıp final 3’ü garanti etmiş bulunuyor ! Diğerleri benimle bir yarım saate buluşun! Leaf: Yarım saat mi ? HA!? *Leaf etrafına bakıp Beth’i arar ancak bulamaz ve sonra kabine geri gittiğini hatırlar ve kabinlere doğru koşmaya başlar* Leaf: Hey Beth kapıyı aç! *Beth kapılarını aralar* Beth: Ne var Leaf? Kim kazandı. Leaf: Wayne dokunulmazlık kazandı. Başım belaya girecek lütfen bana oy verme! Beth: Of… Bakacağız Leaf. Leaf: Bu sabah konuştuklarımızı unutma Beth! Final 3 de eğer Wayne ve sen olursan kazanamazsınız! *Leaf bunu söyledikten sonra çekip gider ve Beth duraksayıp düşünmeye başlar* *Wayne ve Cyril kamp ateşinin etrafında konuşuyorlardı* Wayne: Leaf’e vereceğiz anlaştığımız gibi değil mi ? Cyril: Neden Beth değil de Leaf ? Finalde Leaf’i ikimiz bir olursak yenebiliriz ve bu çok basit olur! Wayne: Bir de şöyle düşün Cyril… Eğer Beth finale gelirse daha kolay bir yarışmacı olduğu için onu geçmemiz zor olmayacak. Cyril: Agh peki. Leaf o halde. Zaten onların verecek başka seçenekleri yok benim dışında… Chris: TÜM KAMPÇILAR OY VERMEYE HADİ! *Tüm oylar verilir ve kamp ateşi etrafına oturulur. Ortam çok gericidir* Chris: Kampçılar. Elimde üç yumuşak şeker var ancak dört kişisiniz… Bugün bu yumuşak şekeri alamayan kişi finalist olma şansını kaçıracak ve yarışmadan elenecektir. Dokunulmazlık Wayne’de olduğu için ilk yumuşak şekeri ona veriyoruz. Wayne: WUHU ! Chris: Evet kampçılar şunu belirteyim ki eğer beraberlik gibi bir şey söz konusu olursa yeni bir oyun oynanmak zorunda kalınacak ve kazanan kişi elenmekten kurtulacak! Cyril: Güzel o halde..! Leaf: Haha ben de hazırım. Cyril burdan gideceksin emin ol! Chris: Susun! Şimdi isimlerini çağırdığım gelip yumuşak şekerini alsın… … Chris: Beth ! Finalistsin, tebrikler ve çok şaşırtıcı bu dürüst olursak Wayne: Yo değildi. Cyril: Hem de hiç değildi. Hadi ama Beth’i eleyeceğiz en eziğimiz oydu. *Beth dil çıkarır* Chris: Şimdi son yumuşak şekerin sahibi yani finale çıkabilen kişi ..! … … … Chris: LEAF ! Cyril: Ne ? Nasıl olur ama? en az iki oyumuz vardı Wayne ve ben ka- HEY ! WAYNE ?! Wayne: Üzgünüm Cyril… Cyril: WAYNE NEDEN YAPTIN BUNU LAN?! Wayne: Cyril stratejik olarak en iyisi buydu özür dilerim… Cyril: Arkadaşlığımızı gözden geçirmektense direkt bitirmeyi tercih ediyorum. ŞU SAATTEN SONRA ARKADAŞ GRUBUMUZ DAĞILMIŞTIR. Leaf: Evet… Wayne’i oylamadan önce eğer benimle oylarsa Beth’i daha sonradan eleyeceğimize dair bir söz verdim… Wayne bir milyon dolar için arkadaşlarından vazgeçerdi… Hmm, kokuyu alıyor musunuz ? ZAFER. Chris: Ehem, Cyril hadi yürü! Cyril: WAYNE! Arkadaş grubumuzun bozulma sebebi en başından beri sendin senden nefret ediyorum! Hazel ve Rosa da senin yüzünden ters düşmüşlerdi CEHENNEME KADAR YOLUN VAR ! *Wayne’in gözleri dolmuştu, neredeyse ağlayacaktı. Cyril utanç iskelesinden tekneye binip adadan ayrılır* Wayne: Üzgünüm ama final 2‘ye gidebilme şansım bu… Leaf ile anlaştık… Cyril ve ben finale kalsaydık Cyril beni kesin yenerdi ve aramız daha çok açılırdı… Çok üzgünüm… Beth: Vay be Wayne, gerçekten hiç sadık bir arkadaş değilmişsin. Wayne: Açıklayabilirim! Leaf bana dedi ki eğer Cyril’e oy verirsen Beth’i ezip geçip final 2ye kalabiliriz! Leaf: Ah ne ? Hadi ama Wayne sana niye bunu teklif edeyim ki ? Seni sevmiyorum bile. Wayne: Niye yalan söylüyorsun lan ?!! Doğruyu söyle Leaf. Leaf: Öyle bir şey demedim diyorum ben de ! Biz Beth ile kıçını tekmeleyeceğiz o kadar ! Wayne: Beth bana inanmalısın ben yalan söylemiyorum! *Beth’in kafası çok karışır çünkü ikisine de olan güveni çok kırılmıştı.* Beth: Düşünmem için bana zaman verin lütfen… *Beth kabinlere doğru yürür* BÖLÜM 13: *Erkekler kabini* *Wayne ve Leaf birbirlerine ölesiye bakıyorlardı* Leaf: Bir şey diyecek gibisin Wayne. Ne o dilini kedi mi yedi? Wayne: Siktir git Leaf. Beth’i kandırmış olabilirsin ama bu kazanmama engel olmayacak! Leaf: Ah lütfen. Buraya dediğim gibi kazanmaya geldim. Eğer araları bozulursa umrumda olmayacak bile. Wayne: Televizyonda izleyen herkes senin ne bok olduğunu zaten biliyor. Beth de er ya da geç anlayacak. Leaf: Evet anlayacak. Ama bir milyon doları ben kazandıktan sonra pek umrumda olur mu bilemedim. Wayne: Sen gerçekten iğrençsin. Kıçına tekmeyi basmak için sabırsızlanıyorum! Leaf: Kendini çok kandırma. Üzülürsün sonra. *Wayne sinirden kızarır ve kabinden çıkar. Daha sonra da kızlar kabininin önüne gidip kapıyı iki tık tıklar* Wayne: Hey Beth! Bir bakar mısın lütfen..? *Beth kapıyı açar ve somurtkan bir şekilde konuşur* Beth: Ne var yine? Sıkılmadınız mı acaba beni kandırmaya çalışmaktan. Aa doğru ya Leaf ile bir olup benim kıçımı tekmeleyecektiniz. Ah, Ne yazık! Wayne: Dinle. Leaf sana yalan söylüyor! Bu onun fikriydi benim değil yemin ederim Beth! Beth: Neeee? Duyamıyorum alooo. Wayne: Salak mı bu kız? Yemin ederim canımı çok sıkıyor. Anlaşılan Beth ve Leaf’e karşı oynamak zorunda kalacağım. *Beth kapıyı tam kapatacaktı ki Wayne aradan tuttu ve açtı* Beth: Ah, Hey! Wayne: Beth, lütfen beni dinle… Leaf’in nasıl bir yalancı olduğunu sezon başından beri biliyorsun..! Ona göre *Diyip Wayne kapıyı tutmayı bırakıp uzaklaştı ve Beth arkasından sadece bakakaldı* Beth: Wayne haklı… Ama yine de bu Leaf’in fikri olsa bile bana karşı olmayı kabul etmiş oluyor! Gerçekten yüzde yüz masum değil kimse. HİÇ KİMSE! Oh… Ama merak etmeyin ben bu ikisini de… Chris: Kampçılar! Benimle kabinlerinizin önünde buluşun hadi! *Herkes kabinlerinden çıkar ve Chris’in çizdiği çizgide dururlar* Wayne: Bunlar da ne böyle? Chris: Analyalayacaksınız *Wayne ve Beth bir an göz göze gelirler ve Beth gözlerini kaçırır. Leaf bu tansiyonu hissediyordu* Leaf: Mükemmel! Görüyor musunuz? Gerçekten de işe yaradı düşündüklerim haha! Chris: Pekala kampçılar finalistler olarak bu son yarışmanız olacak. Yarışmayı açıklamadan önce küçük bir sürpriz yapmak istiyorum..! Elenen tüm yarışmacılarımız geri dönüyor! Wayne: Ne? Yaşasın! Beth: WUHU! *Büyük bir tekne iskeleye yaklaşır ve içinden diğer yarışmacılar çıkar* Leaf: Peki ama niye? Chris: Çünkü takımınız yani sizi seçenlerle bitiş çizgisine gitmeye çalışacaksınız. Beth: Bu ne demek? Chris: Yani… Elenen yarışmacılar yarışmada yardım etmesi için birini seçecekler haha. *Herkes Leaf’e kötü kötü bakıyordu* Leaf: Ah siktir… Chris: Seçilen takımlar belli; Beth seni; Morganite, Bordon, Roy, Will, Angie Wayne seni de; Cyril, Rosa, Hazel, Adel, Nathaniel, Avigail, Karol Leaf seni de sadece Astra seçti JSJDBSJSskka Leaf: Hay amına koyayım ya… Astra: Bu doğru. Seni seçtim çünkü diğer eziklerden ölesiye nefret ediyorum öğh! Leaf: Peki yardım edeceksin bana değil mi… he di mi… Hahahahah. Astra: Hm… bir soralım. Hey Chris yardım etmek zorunda mıyım? Chris: Ah şaka mısın? Tabiki de hayır! İstediğinizi yapabilirsiniz. Astra: Güzel, o halde Leaf, tek başınasın. Bye! *Astra gidip seyirciler koltuklarına oturur ve gülmeye başlar* Leaf: Chris! Benim takımımda kimse yok. Haksızlık bu. Chris: Yoo değil. *Beth ve Morganite sarılırlar* Morganite: BESTIE UR IN THE FINALE!! Omg! Beth: Söyledim sizin için kazanacağım diye! Morganite: İntikamımı al Beth, bunu yap..! Sana inanıyorum! Bordon: Hey Beth, bayadır görüşemiyoruz. Malum birileri bana takıp beni erkenden elediler! Will: Gerçekten çok büyük bir haksızlıktı… Beth: Ah merak etme Bordon, intikamını alacağım senin de. Will: Beth gerçekten seni finalde görmek çok güzel bir şey etkilendim… Keşke ben de finalde olabilseydim. Beth: Keşke Will… İyi oynadın ama *Bordon bakışlarını Cyril’e çevirir* Cyril: Ah, hala bu olay için ağlıyor musun gerçekten? Aş artık. Bordon: Sadece küçük bir hatırlatma yapmak istiyorum ki sen de şu an kaybedenlerdensin haha! Cyril: Neyse ne en azından merge’e kaldım. *Beth, Bordon ve Morganite üçlü sarılırlar* Roy: Benim için de yer var mı..? Beth: Ay tabi ki! Gel. *Dört kişi sarılırlar ve Angie uzaktan onları izler ve Bordon bunu fark eder* Bordon: Hey Angie. Takımımızda iki yalnız insan bizdik… Benimle arkadaş olduğun için teşekkür ederim o an. Angie: Ah ne demek! Çok da sevmemiştim takımımızı zaten. *Wayne’in grubu çok sessizdi* Hazel: Agh, onlara katlanamıyorum! Çok sevecenler. *Wayne arkadaşlarının yanına gider* Wayne: Selam arkadaşlar… Hey Cyril! Benim takımımı seçmişsin artık küs değiliz di mi? Cyril: Seni seçtim çünkü diğer amcıklardan nefret ediyorum ve hayır, barışmadık! Wayne: Lütfen böyle yapma Cyril. Biliyorsun Lea- Leaf: Ah hadi ama. Benim yalan söylediğimi bir kez daha söylersen gerçekten çığlık atacağım. Wayne: Kes bi sesini be! Leaf: Cyril, sence Wayne sana başka neden oy vermiş olabilir? Tabiki de finalde benle işbirliği yapmak için. *Beth ve arkadaşları konuşmaktan hiçbir şey duymuyorlardı* Cyril: Hey..! Hayır! Dur… ARGH bilmiyorum… Wayne: Of tamam bu doğru! Leaf senden daha iyi bir yarışmacı diye onunla işbirliği yapmayı kabul ettim ama… Cyril: Ha… Şu işe bak hele! Demek onun benden daha iyi olduğunu da söylüyorsun ha? Wayne: Cyril… Tamam yemin ederim eğer kazanırsam paranın birkaçını hep beraber arkadaşlarımızla beraber yiyeceğiz! *Hazel ve Rosa birbirlerine bakarlar* Rosa: Paranın yarısını biz bölüşeceksek kabul! Hazel: Yarısı mı? Haha, hiç kazanmasa daha iyi haha. *Hazel ve Rosa omuz omuza atarlar* Wayne: Ah… Tamam kabul. *Cyril, Hazel ve Rosa gülerek çizginin olduğu yere doğru uzaklaşırlar ve Adel Wayne’in yanına gelir* Adel: Ben parandan bir pay istemiyorum Wayne. Cyril ile finale gidebilirdin evet ama bence yaptığın da bir nevi mantıklıydı, yaşan yok. Wayne: Sonunda biri beni destekliyor şükür! Avigail: Öhöm biz de buradayız? Nathaniel: İlkten elenmiş olabilirim ama eminim ki Wayne, sana yardımım dokunacak. Avigail: Aynı şekilde ben de yardım edeceğim merak etme. Beni Morganite’a karşı kıskandırıp benim elenmeme vesile olan Leaf ile takım olacağıma seninle olurum daha iyi. Nathaniel: Ah, o yavşak beni de resmen gönderdi şaka gibi… Avigail: O zaman desene Leaf’in canı çok acıyacak diye. *Nathaniel ve Avigail tokalaştılar ve başlangıç çizgisine giderler* Chris: Peki o halde herkes hazır mı? Yarışmanın etaplarını açıklayacağım da. Beth: Etap mı? Ah, bu arada etap dilimize fransızcadan geçmiştir biliyor muydunuz? Hazel: Of sus lütfen! Beth: Kültürlen diye söylüyorum ya! Chris: SUSUN AMK! Şimdi size yarışmanın etaplarını açıklıyorum. Görmüş olduğunuz beş boş kovayı denize koşup dolduracaksınız ve bitiş çizgisine getireceksiniz ve hepsini tek tek yapacaksınız. Bu yarışmanın ilk etabı olacak. İkincisini sonra açıklayacağım. Cyril: E peki biz elenenler nerde devreye girip yardım edeceğiz madem tek tek taşınacak bu kovalar? Chris: Yarışmanın son etabında işte, söyledim ya. Cyril: Hayır söylemedin..? Chris: Neyse işte ilk etap… BAŞLADI KOŞ KOŞ KOŞ! *Beth, Leaf ve Wayne kovalarını alıp koşmaya başlarlar. Wayne ve Leaf başbaşa gidiyordu* Wayne: Bu yaptığın yanına kalmayacak Leaf! Leaf: Sikime konuş Wayne. HAAA! *Leaf, Wayne’e bilerek omuz atıp iter ve Wayne yere düşer* Leaf: So long sucker! Wayne: Ananı avradını senin! *Beth de Wayne’i geçmişti ve asla arkasına bakmamıştı. Wayne çabucak toparlanıp ayağa kalktı ve koşmaya başladı* *Leaf denize ulaşmış kovaya su dolduruyordu ancak Beth, Leaf’i denize iter ve Beth kovaya su doldurup geri döner* Leaf: BETH! Bu yanına kalmayacak..! Hey kovam nerde? Ah neyse ne diğerlerini doldurayım. *Leaf kovasını kaybeder ve geriye kalanları almak için geri gider o sırada Wayne ile karşılaşır. Wayne, Leaf’e çelme takar ve Leaf yere düşer* Leaf: OOF! Hey bana baksana sen! Wayne: Bye best dick sucker *Beth ikinci kovasını alıp kıyıya tekrar gelir ve doldurmaya başlar, kavga kıyamet kopar* *Kaybedenler, seyirciler yeri yani* Morganite: Sizce kim elenir ilk? Astra: Şaka gibi soru! Beth tabiki de. Avigail: Şüphesi olan var mı ki? Will: Hemen emin olmayalım bence. Ne olacağını bilemeyiz. Bordon: Beth bunu yapabilir zaten şu an önde giden o. Astra: Nasıl yani ya!?? *Astra büyük ekrandan oyunu takip etmiyordu. Bir baktı ve gerçekten Beth’in en önde olan olduğunu gördü* Astra: HADİ LEAF! NASIL EN ARKADA OLABİLİRSİN Kİ? Adel: Leaf arkada mı? *Gülümser* Cyril: Sen salak mısın Adel, kafana sıçayım. Adel: Ah hadi ama..! Cyril… *Adel, Cyril’e yaklaşır ve Cyril kızarır* Cyril: Şey ben… uhm. Bir tuvalete gideyim en iyisi. *Morganite ve Bordon birbirlerine bakarlar* Bordon: Bu ikisi gay mi? Morganite: Bence sadece bromance dönüyor. Bordon: Emin misin Bölüm 10da hiç de öyle gözükmüyordu… Morganite: Ah hadi ama Bordon. Sen de benim kıçımı tutardın leş gibi osuruğum gelse. Değil mi? *Bordon biraz geri çekilir* Bordon: Evet… Uhm. AH BAK! Beth son kovasını doldurup bitiş çizgisine koşuyor ve Leaf en sonuncu hala! *Oyun alanı* Leaf: ARGH! HADİ AMA! *Wayne ve Leaf ikisi de kovalarına su dolduruyordu. Leaf’in son kovasıydı ve Wayne’in de aynı şekil son kovasıydı* Leaf: Bitiş çizgisinde görüşürüz EZİK! *Leaf öne geçmişti ve Wayne yetişmemte zorlanıyordu* Beth: OHA! İlk bitiren ben oldum hahaha ilk defa! *Beth bitiş çizgisini geçmişti ve izleyen herkesin ağzı açık kalmıştı* Beth: Leaf ve Wayne birbirleyile o kadar meşgullerdi ki ikisi de benimle ilgilenmediler ve şimdi bitiş çizgisini geçip güvendeyim haha! *Leaf bitiş çizgisini ilk geçen olur* Chris: Ve Leaf bitiş çizgisini geçiyor Leaf: HAHAHA KAZANDIM! WAYNE GÜLE GÜLE! Wayne: Ah… Şaka gibi… *Seyirci alanı* Rosa: AH HADİ AMA! HAKSIZLIK BU! Hazel: Saçmalık gerçekten, hile var! Leaf tüm oyun boyunca Wayne’i itip durdu! *Morganite sessizce oturuyor ve tepki vermiyordu hatta stresliydi de* *Oyun alanı* Chris: Biraz bekleyin bakalım, söylemem gereken şeyler var. *Chris’in gözü kovalara gider* Leaf: Ah oh… Chris: Wayne ve Beth 5 kova getirmişken Leaf sadece dört kovasını getirmiş! Leaf: AMA BU HAKSIZLIK! Kovamı bulamıyordum. Başka ne yapabilirsin ki? Chris: Ben size beş kova getirmenizi söylemiştim ve görünüşe bakılırsa Leaf. ELENDİN BRO. Leaf: AAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAA! *Leaf büyük bir çığlık koparır* Leaf: Bu haksızlık! Oyunun bir daha oynanmasını talep ediyorum. Ayrıca nasıl olur da bir anda kovam ortadan kaybolabilir ki. Beth: Bana sorsana? *Leaf büyük bir sinirle Beth’e döner* Leaf: Ne yaptın sen? HAA- Beth: Seni denize ittiğimde kovanı alıp olabildiğince uzağa fırlattım. O kadar meşguldin ki Wayne’i geçmek için benim gibi bir tehditi unuttun Leaf. Bu insanları kandırıp buraya geldiğin içindi. Kaybol şimdi. *Leaf sinirden küplere biniyordu* Leaf: Beth seni doğduğuna piş- Chris: Leaf. Seyirciler yerine geçebilirsin. Hadi! *Leaf kızarık bir şekilde yenilenler tarafına gider* Cyril: HAHAHAHA. Hazel: HAHAHAHA. Avigail: HAHAHAHA. Nathaniel: Mala bakın amk. Bir inek tarafından resmen taklaya geldi! Leaf: Oraya gelirsem görürsün kim takla yemiş! Nathaniel: Aw… Birileri ağlıyor mu yoksa. Cyril: Görünüşe bakılırsa bir milyon doları artık çöp oldu haha! Leaf: Yalan söyleyerek, insanları kandırarak ve bazen de hile yaparak finale kadar geldim ve bir ineğin oyununa mı düştüm!?? Gerçekten çok ezik hissediyorum… Argh! AAAAAAA! Astra: Nasıl olur da bu oyuna düşersin Leaf! Sen bundan zekisin. Leaf: Sus Astra sadece sus. *Leaf tek başına Beth’in tarafına oturur ve Morganite bunu fark edip Leaf’in yanına kalkıp oturur* Morganite: Hey. Leaf: Ne var Morganite. Hak etmediğimi söylemek için mi geldin sen de? Morganite: Ah hayır! Ne kadar kirli oynasan da bence çok iyi oynadın. Üstelik beni elemenden dolayı hiç de kötü hissetmiyorum. Yani kötü hissettim ama şu an umrumda bile değil. Leaf: Yani sence de hak ettim mi? Ve bana kızgın bile değil misin? Morganite: Evet doğru. Ne kadar orospu çocuğu olduğunu hala düşünüyor olsam da bence çok iyi oynadın. Leaf: Hm güzel. Çünkü sen yarrak gibi oynadın haha. Morganite: Evet biliyorum… Hey ne!?? Leaf: Her neyse hadi izleyelim şu kodumun finalistlerini. *Oyun alanı* Chris: Tebrikler Beth ve Wayne! Final 2 he? Gerçekten nasıl olur da ilkten elenmesini beklediğim iki kişi finale kadar çıkabiliyor ki? Neyse ne. Wayne: Ah hadi sıradaki oyunumuzu söyle de artık bitirelim şunu. Chris: Bir sonraki oyununuz final oyunu olmayacak çünkü… Öyle. Neyse bir sonraki oyununuz şu görmüş olduğunuz dağa tırmanmak olacak. Wayne: Ee ne var bunda? Beth: Düşüp bir yerini kırabilirsin de ondan! Chris: Beth güzel bir yeri yakaladı. Düşmeniz için özellikle tuzaklar kurduk haha! Wayne: Ne tür bi psikopatsın sen ya… Chris: O dağa kodar koşacak sonra da tırmanıp tepesine ulaşacaksınız. Kazanan kişi finalde lehine olacak bir item kazanacak! Beth: Ah… Leaf’e yaptığım şeyden ötürü kötü hissetmiyorum. Ben hala iyi bir insanım. O sadece başına gelenleri hak etti. Şimdi sıra Wayne’de. Ah, o niye mi hak ediyor? Çünkü Hazel ile Rosa’nın aşk üçgeninden yararlandı ve Cyril’i sattı. Resmen arkadaşlarını bir milyon dolar için sattı be o! … Wayne: Final 2’ye gelmişken kaybetmeye hiç mi hiç lüzum yok! Kazanıyorum o kadar. Hak ettim mi? Evet. Adil oynadım mı? Evet. Sözüm burda biter. Chris: Hazırsanız… BAŞLAYIN! *Chris düdüğü çalar ve yarışmanın 2.etabı başlar. Wayne ve Beth koşmaya başlarlar ve ikisi de neredeyse aynı hızda koşuyorlardır ancak Wayne bir tık daha öndedir* Wayne: Hey beth, Ayh yoruldum ah! Beth: Nefes almaya çalış! Yoksa bayılabilirsin. Wayne: Haa… Tamam neyse. Şunu bil ki gerçekten Leaf’in fikriydi o plan! Bir tek ben planlamışım gibi yalan söyledi. Ona inanmayıp sabote ettiğin için teşekkür ederim… Beth: Bana sonra teşekkür edersin ilk önce önüne bak- *Wayne, Beth’e bakıp koştuğundan önündeki direği görmeyip lop diye yapışır ve Beth öne geçer* Beth: Oops, pardon Wayne daha önce söylemeliydim! Wayne: Pf… *Wayne bir anda gülmeye başlar* NE KONUŞACAĞIMI UNUTTUM. *Beth dağın başına gelmişti, şimdi kendisini bağlayıp yukarı doğru tırmanmaya başlamıştı.* Beth: Tamam… Belki de en fit ben değilim ama bunu yapabilirim… OF! *Beth yukarı tırmanırken bir anda elini koyduğu yerde bir şey patlar ve Beth yerdeki balon yatağa düşer* Beth: O DA NEYDİ ÖYLE!?. Chris gerçekten bizi öldürmeye mi çalışıyor? *Kaybedenler yeri* Morganite: İnsanlık dışı bir şey bu! Astra: Bilemedim. Bence gayet eğlenceliydi haha. *Leaf ve Astra sırıtırlar* Cyril: Wayne çok arkada kaldı, sikeyim! Rosa: Kazansa iyi olur yoksa onu affedebileceğimizi pek sanmıyorum. Sizce? *Adel dışındaki herkes kafasını sallar ve Adel biraz üzülür* Adel: Wayne nasıl bir anda bu kadar herkesten nefret duyabildi ki? Ah… Arkadaş grubumuz böyle dağılacaktı demek… Şimdi kim ben osururken benim götümü tutacak..? *Wayne, Beth’e yetişir ve o da tırmanmaya başlar ancak Beth yolu neredeyse yarılamıştı.* Beth: Argh… Hadi az kaldı..! *Beth elini attığı yer çivili bir yerdi ve elini çivilere batırıp dengesini kaybedip en aşağıya geri düşer* Wayne: Beth..! Ah, sikeyim… *Wayne, Beth’e yardım etmek yerine devam etmeye karar verdi ve neredeyse tırmanmayı bitirmişti ki ayağını koyduğu yer kırılıp dengesini kaybetti. Ancak bir dala tutunmuş öylece asılıyordu* Wayne: AAAAA! Yardım edin! Beth: Geliyorum Wayne, dayan! *Beth tüm tırmanışı en baştan yapıp Wayne’in yanına gelmiştir* Beth: Wayne bana güvenmelisin, zıplaman icap eder! Wayne: Sen delirdin mi? Beni nasıl taşıyacaksın? Beth: Ah… Anladım sen parkurda geride kalmak istemiyorsun. Üzgünüm ama o bir milyon dolar bana lazım Wayne. Wayne: Hey, dur! Beni bırakma! Beth: Bye bye! *Beth dağın tepesine tırmanmayı başarır ve bayrağa koşuğ bayrağı kaldırır ve ikinci turu kazanır* Chris: Ve Beth ikinci turu kazanarak üçüncü yani son oyunda bir avantaj kazanıyor! Beth: Wuhu..! (Sevinçten zıplıyordu zıp zıp) Wayne: Ee… Biri bana yardım edecek mi artık, HEY!?? *Kaybedenler yeri* Morganite: YAŞASIN BE ! Biliyordum go girl! Will: Beth bunu da kazandı, she ate fr! *Bordon, Cyril ve arkadaşlarına doğru döner* Bordon: Küçümseyerek dalga geçtiğiniz kıza bir dönün bakın. Şu an kendisi bir finalist. İnek dediğiniz kişiden önce elenmek nasıl bir duygu? *Hazel ve Rosa küplere binmişlerdi* Rosa: Gelirsem oraya görürsün şimdi! Morganite: Ne yazık ama… Hazel ve Rosa keşke merge’e kalsaydım da sizlere tekrar tekrar oy verebilseydim. Rosa: Senden iyiyiz Morganite, bil bunu. Morganite: Göreceğiz. Just you wait. *Leaf ve Astra confessionaldalar* Leaf: Hala nasıl kaybettiğime inanamıyorum! Ben hak ettim. HAK ETTİM! Değil mi Astra..? Astra: Evet kesinlikle hak ettin ama… buradasın işte, kaybettin Leaf bunu artık aş. Ben de hak ediyordum. *Oyun alanı* Chris: Evet şimdi üçüncü yani final oyunumuza dönebiliriz! Wayne: Bu sefer ne var? Chris: Karşıda görmüş olduğunuz gibi basit engeller olan bir parkur var. Bu parkurun altındaki suda ise son derece tehlikeli ahtapotlar var. Beth: Şakaya yapıyor olmalısın artık! Chris: Sus bi. O parkurdan sonra da kendinize ağaçlardan bir tanesini kesip tekne yapacaksınız ve karşıdaki adaya yüzüp gömülü olan bayrağı yerinden çıkaracaksınız. Yarışmayı ilk tamamlayan toplam morganite dramasının kazananı olacak! Beth: Peki benim kazandığım avantaj nedir acaba? Chris: Ah doğru, söylemeyi unutmuşum. Senin kazandığın avantaj; keseceğin ağacın yanında bir balta olacak olması. Wayne: Nasıl yani? Ee ben neyle keseceğim o ağacı? Chris: Bilmiyorum artık. Ah bu arada size yardım etmesi için kendi tarafınızda olan kişilerden ikisini seçeceksiniz. Onlar size oyun sonuna kadar yardımcı olacaklar. *Kaybedenler takımı oyun alanına gelirler* Chris: Evet Beth kimi seçiyorsun? Beth: Uhm… Leaf benim takımımı mı seçmiş..? Leaf: Wayne’i sevmediğim için. Yoksa bu yarışmadan sonra başın belada Beth! *Beth herkese göz gezdirdikten sonra en mantıklı kararları vermeye çalışarak* Beth: Morganite ve Leaf’i seçiyorum! Morganite: EEEEEEE YEY! *Beth ve Morganite sarılırlar. Leaf de istemsizce arkalarındadır* Chris: Wayne sen kimi seçiyorsun? *Wayne de herkese göz gezdirir ve en güçlüler seçmeye karar verir* Wayne: Cyril ve Avigail. Avigail: Ben mi? Beni mi seçti wuhu..! *Rosa ve Hazel sinirli sinirli Avigail’e bakarlar* Wayne: Evet. İkinci elenen olman bir şeyi değiştirmez. Leaf ve Morganite’ın oyununa geldin o kadar, iyi bir oyuncu olduğunu düşünüyorum. Avigail: Vay be. Çok sevindim şu an. Hadi yapalım şunu! nu! Wayne: Evet… Bilerek Rosa ya da Hazel’i seçmedim. İmkanı yok asla bir daha onlarla kavga edemem! Cyril: Pekala sana yardım edeceğim Wayne ama hala tam anlamıyla seni affetmiş değilim haberin olsun. Wayne: Sadece kazanmama yardım et lütfen… Güçlü olduğunu düşünmesem seni seçmezdim Cyril. Sen benim en iyi arkadaşlarımdansın! Cyril: Arkadaşlarından? Morganite da öyle değil mi? O küçük sıska piçi yakın arkadaş olarak gördüğüne inanamıyorum! Morganite: Hey?!! Leaf: Ah yeter bu kadar, katlanamıyorum şu çocuğa! *Leaf, Cyril’i tutar ve dağdan aşağıya atar* Cyril: AAAAAAAAAAA! Adel: Hey, bunu yapamazsın! Leaf: Sen de onunla uçmak istiyorsun galiba? Astra: Ah harbi yeter ama! *Astra, Leaf’i koşarak iter ve Leaf de aşağıya düşer* Morganite: HEY! Sen şimdi- Chris: EVET ARKADAŞLAR LEAF VE CYRIL DE DÜŞTÜĞÜNE GÖRE BAŞLAYABİLİRİZ! Wayne: İyi de iki kişi seçmiştik, ne olacak şimdi? Chris: Gördüğün üzere Beth’in de sadece tek bir yardımcısı kaldı, itirazın varsa Wayne istersen şimdiden bırak! Wayne: Tamam be yok… Chris: O ZAMAN…! BAŞLA! *Wayne ve Avigail, Beth ile Morganite’ın önüne geçerler ve parkuru yapmaya başlarlar* Morganite: Beth koş! HIZLI HADİ! Beth: Morganite bi sus ya! Odaklanmaya çalışıyo- AAAAAH! *Beth’in dikkati dağılır ve ayağı takılıp suya düşer. Ahtapotlar onu çarpmaya başlar.* Morganite: AY BETH! Siktir… Benim hatam, pardon! Beth: AHH! BİRİSİ ŞUNLARI ÜSTÜMDEN ALSIN..! MORGANITE! Morganite: Dayan kanka! *Morganite ahtapotları almaya çalışırken ikisi de çarpılırlar ama bir şekilde çıkarmayı başarırlar* Avigail: Hadi Wayne! KOŞ KOŞ KOŞ, ONLAR ÇOK GERİDELER! Wayne: Tamam bekle yapıyor- AAA! *Wayne’in sırtına taş atılır ve Wayne suya düşüp ahtapotlar tarafından çarpılır* Avigail: Dayan Wayne! *Avigail, Wayne’in sırtındaki ahtapotları çıkarır ve Wayne topun nereden geldiğine bakar ve Leaf’i ağaçların orada görür. Leaf, Beth ve Morganite’ın yanlarına giderek oyuna geri katılır.* Wayne: Argh! Şaka gibi..! Cyril nerede lan? Cyril: Buradayım… *Cyril’in yüzü berbat bir haldeydi* Wayne: Iy..! Ne oldu sana? Cyril: Leaf yüzüme yüzüme vurdu… Wayne: Neyi..? Cyril: Yumruğunu işte..! Ah.. Canım acıyor! Avigail: Sızlanmanın zamanı değil! Beth öne geçmek üzere! *Beth parkuru neredeyse tamamlamak üzereydi, Wayne çabucak toparlanıp parkura geri başladı* Morganite: Beth üç dediğimde atla tamam mı? Beth: T… Tamam… Morganite: Bir… İki… *Beth atlar ve ayağı takılıp düşer ancak son anda bitiş parkurunun ucuna tutunur ve geri tırmanarak ilk aşamayı bitirir* Beth: OH! Ucuz atlattım… Morganite: Niye benim saymamı beklemedin ki? yaralanabilirdin! Beth: Ya ne bileyim, stres oldum işte..! Morganite: Bir dahakine beni dinlemelisin çünkü- Leaf: Morganite bir boş yapma kızın yetişmesi gerekiyor bitiş çizgisine! BETH KOŞ! *Beth koşmaya başlar ancak o kadar yorulmuştur ki çok yavaştı ve arkasından Wayne’in ona yetiştiğini gördü* Beth: Ah olamaz..! Wayne: Şimdi kaybedemem! Beth’i seviyorum, bir sorunum yok ancak… ONA KAYBEDEMEM İŞTE! O paraya ihtiyacım var… *Wayne, Beth’e omuz atar ve Beth yere düşer böylelikle Wayne öne geçmiş olur* Beth: Ah! Wayne..? Wayne: Üzgünüm Beth! O paraya gerçekten çok ihtiyacım var! *Morganite ve Leaf, Beth’in arkasından gelirler. Beth ayağa kalkamaz çünkü ayak bileğini incitmişti* Morganite: Beth, kalk hadi! Şimdi duramazsın burda! Beth: Ama öne geçti bile… Ne anlamı var ki? Leaf: Düştüysen ayağa kalkmalısın! Bu kadar kolay pes edersen buraya kadar gelmiş olmanın hiçbir anlamı olmayacak duydun mu? Beth: Ama- Morganite: Aması yok Beth hadi! Kazanmalısın, kalk artık! Beth: Onun için yapacağım! *Beth incinmiş ayağıyla ayağa kalkar ve son gücüyle koşmaya başlar o sırada Wayne teknesini yapmaya başlamıştı bile* Wayne: Ellerimizle şu kütükleri kırmamız gerekiyor daha fazla! Cyril: Manyak mısın Wayne? Ellerimiz kırılacak be! Wayne: Avigail daha sert hadi HADİ! ARGHH! *Avigail eliyle ağacı yumrukluyordu. Uzunca bir süre yumruklamalar sonrası kayık için yeteri kadar odun ve kütük toplayabilmişlerdi* Wayne: WUHU! BİNİN ARKADAŞLAR ŞU BEBEĞİ SÜRELİM HADİ! *Wayne ve arkadaşları kayığı kürekleri ile yüzmeye başlarlar. Arkadan da Beth ve diğerleri gelir ancak kayışları yoktur* Beth: Ah ne yapacağız şimdi? Leaf: Ödülünü unutma! BALTA! Morganite: Leaf, bizden daha güçlüsün. Şu ağacı düşür de hemen kayık yapalım işte! Leaf: Hallediyorum! *Leaf bütün bir ağacı biraz uğraş ile devirir ve herkes tek tek parçaları birleştirip kayık yaparlar* Beth: Bizden bayağı bir öndeler ama! Morganite: Bir fikrim var! Leaf ve ben kayığın arkasından iterek yüzeceğiz ve sen de kürekle iteceksin. Böylelikle daha hızlı giderek onlara yetişebiliriz! *Leaf kızarır* Leaf: Bu gerçekten zekice… Morganite: Biliyorum öyle. *Beth kürek ile çırpmaya başlar ve Morganite ile Leaf arkadan destekle Beth’i hızlandırırlar* Beth: Daha hızlı hadi! Morganite: AH… Yorulmaya başladım ben… Leaf: Morganite hadi dayan biraz daha! Yoksa Beth’i yetiştiremeyeceğiz! Morganite: Tamam hızlanalım o zaman! *Hızlanmaya başlarlar ve Wayne’e yetişiriler* Wayne: Ah..? Bu nasıl olur ama? ARKADAŞLAR HIZLI OLUN! Avigail: Ne..? Onlar yüzüyor mu?!! Kürekleri bırakıp biz de arkadan destek olalım Cyril! Cyril: Şu an onunla vakit kaybedemeyiz, sürmeye devam et Avigail! Avigail: Cyril’in çok da sevilmeme sebebini sanırım anladım. Keşke Leaf onu bir daha dağdan aşağıya atsa! *Beth sonunda kıyıya ulaşır* Beth: Oha! Öne geçtim… Teşekkürler arkadaşlar! Leaf: Henüz teşekkür etme bize yetişirler. Şimdi çabucak gömülü olan bayrağı bulmak için dağılalım! *Wayne ve arkadaşları neredeyse karaya varmışlardı* Wayne: Arkadaşlar hadi biraz daha dayanın az kaldı! Cyril: Kürek çekmekten yemin ederim kollarım kopacak! Avigail: Geldik işte sızlamma be! *Wayne ve arkadaşları kayıktan inerler* Wayne: Bayrağı bulan kişi beni bulsun tamam mı? *Cyril ve Avigail kafa sallarlar ve üçü de farklı yollara ayrılırlar. O sıra Morganite bir gömülü yer bulur* Morganite: Ah bakalım bu delikte ne var? *Morganite elini atar ancak deliğin için boştur* Morganite: Ah siktir burada yokmuş! *Kaybedenler yeri yani oturakları* Adel: HADİ WAYNE HADİ! Bordon: HADİ BETH GÖSTER ONLARA KİM ŞAMPİYON! Rosa: Hey Hazel..! Düşündüğüm şeyi mi düşünüyorsun? *Hazel başını sallar ve ellerine bir pipet alıp pipetlerden Bordon’a kağıt atmaya başlarlar* Bordon: Hey! AH İNANMIYORUM BUNA! *Bordon yerden bulduğu ilk şişeyi alıp Rosa’nın kafasına attı ve Rosa dobrovski hastalığından bayıldı* Adel: Ne oluyoruz ya? Bir götünüz başınız yerinde dursun şurada iki dakika oturup bir şey izlemek istedim sa- *Astra, Adel’in kafasına çöp kutusunu geçirdi ve Adel çöp kutusunun içinde yuvarlanarak denize doğru gitti* Hazel: Ah! AY BU ÇOK KOMİKTİ DURUN! HAHA! *Hazel gülmekten dikkati dağılmıştı çünkü Astra ona da içi dolu çöp poşetiyle vurmuş ve bayıltmıştır* Astra: Şu iki gerizekalı susunca gerçekten her şey harika oluyor! *Will, İntikam alırcasına Astra’ya elindeki tavayla koşuyordu* Will: ANANI BELLEME ZAMANI! Astra: AH! *Will, Astra’ya çok sert bir şekilde kızartma tavası ile vurur ve Astra da soksalar hastalığından bayılır* Nathaniel: Tüm bunları izlemek harbi çok zevkli he! Karol: Kaos… Vahşet… Ne biçim bir yarışma lan bu. *Oyun alanına geri döner kamera* Wayne: Ah buldum! BAYRAĞI BULDUM. WUHU KAZANACAĞIM! *Beth’in tarafı* Leaf: BEN DE BULDUM BAYRAĞI. BETH AL ŞUNU KOŞ! *Beth ve Wayne bitiş çizgisi için olabildiğinde hızlı koşmaya çalışıyorlardı ve yan yana gelirler* Wayne: Ya sen kazanacaksın ya da ben… Üzgünüm Beth! Beth: hm? HA!! *Beth, Wayne’in onu iteceğini anlamıştı ve bu sebeple kenara çekildi ve o sırada Wayne kendini Beth’in olduğu yere doğru atmıştı ancak yere düşmüştü, Beth öne geçerek bitiş çizgisini geçmişti* Morganite: OHA! Cyril: ŞAKA GİBİ! Chris: VE BETH BİR MİLYON DOLARIN SAHİBİ OLUYOR! Beth: K- Kazandım mı..? EVET! WUHU! Bordon: HELAL OLSUN! *Bordon, Roy ve Morganite koşup Beth’e sarılırlar* Bordon: Yapabileceğini biliyorduk Beth! Roy: Parkuru şaşırtıcı bir şekilde çok iyi yaptın! *Wayne yerde öylece duruyor ve dizlerine kapanmıştı* Wayne: Gerçekten… Onu tam itiyordum… Beth bunu hesaplamış… Of. Bir milyon dolar görüşürüz… AAAAAAAAAAAAAAA! Hazel: Vay vay vay! Bakın kimler kazanamamış! *Wayne’in arkadaşları, Wayne’in etrafında toplanırlar* Wayne: Üzgünüm arkadaşlar… Sizinle paylaşabileceğim ve beni affetmenize yarayacak bir milyon dolarım yok… *Cyril gözyaşı dökmek üzereydi* Cyril: AH! SAÇMALAMA! Dayanamıyorum artık küs kalmaya! En iyi arkadaşlarız biz, sadece trip atıyordum! Rosa: Evet, seni affetmemiz için bir milyon dolara ihtiyacımız yok! Hazel: Aynen öyle! Adel: Seni affetmem gereken bir şey olmadı..? Wayne: Yani bana sinirli değil misiniz artık? Cyril: Ah tabi ki de sinirliyim. Ama şu an değil! *Herkes Beth’in etrafında toplanmaya başlar* Nathaniel: Tebrikler Beth! Angie: Gerçekten çok iyiydin, tebrik ederim! *Wayne ve arkadaşları uzaktan seyrediyorlardı* Wayne: Yalan söylemeyeceğim… Beth kazanmayı hak etti. Tabi ben de hak ettim ama… Belki de en büyük hatamız onu bir tehdit olarak görmemekti… … Beth: KAZANDIM..! OHA OHA OHA! KAZANDIM ARTIK MEKTUBUN KARGO PARASINI ÖDEYEBİLİRİM! *Akşam olur ve kamp ateşi etrafında herkes toplanır* Chris: Hoşgeldiniz kampçılar, bugün elimde görmüş olduğunuz son yumuşak şekeri Beth’e veriyorum… Beth gelip yumuşak şekerini alabilirsin. *Beth, Bordon ve Morganite’a sarılarak gidip yumuşak şekerini alır* Beth: Ah kazandığıma hala inanamıyorum! Chris: Kim bilir bu parayla ne yapacaksın Beth! Beth: İlk öncelikle piyanomu düzelteceğim..! Ya da yenisini satın alacağım. Sonra da doğaya katkıda bulunmak için paramın bir kısmını ağaç dikimine bağışlayacağım. Sonra da- Chris: Evet baya sıkıcıymış, şimdi partiye geçe- Leaf: BU BURDA BİTMEDİ! *Leaf oturduğu yerden kalkıp uçmaya başlar* Leaf: BU SEZONU SAYMIYORUM! BEN HAK ETTİM! BENİM KAZANMAM GEREKİRDİ, HAKSIZLIK BU! TEKRAR OYNAYACAKSINIZ VE BUNU SEVECEKSİNİZ! *Leaf elini şıklatır ve bir anda her şey büyük bir boşluğa doğru çekilir* Morganite: AAAAAAAA! Bordon: AAAAAAAAAA! Astra: AAAAAAAA! Angie: AAAAAAAAAAAAAA! *Leaf herkesi deliğe soktuktan sonra kendisi de delikten girer ve ikinci sezon için tekrardan yarışmaya başlayacaklardır* SEZON FİNALİ CONTINUE